Küresel Güçlerin Ortadoğu Politikası ve Türkiye Paneli

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nın İstanbul'da düzenlediği ''Küresel Güçlerin Ortadoğu Politikası ve Türkiye Paneli'nde'' küresel güçlerin Ortadoğu politikaları ve Türkiye'nin bölgede yürüttüğü siyaset ele alındı.


Arapça yayınlanan "Ru'ye Türkiyye" dergisi editörü Doç. Dr. Ramazan Yıldırım'ın moderatörlüğündeki panelde, Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Talip Küçükcan ile Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Haberleri Yayın Yönetmeni Turan Kışlakçı konuşmacı olarak söz aldı.

Panelde konuşan Küçükcan, Türkiye'de bölgeyle ilgili yapılan araştırmaların batılıların çok gerisinde kaldığını, Türkiye'de bölge uzmanları yetiştirmenin şart olduğunu söyledi.

Kendi coğrafyasına bölgesel bir vizyonla bakılması gerektiğini kaydeden Küçükcan, Ortadoğu'nun Türkiye'den bağımsız düşünülemeyeceğini ifade etti.

Osmanlı sonrasında Türkiye'deki Arap imajı ile Arap ülkelerinde oluşturulan Türk algısına değinen Küçükcan, şunları söyledi:

''Küresel güçler, halkları birbirine karşı yabancılaştırmaya çalışıyor. Ortadoğu'da meşruiyet sorunu yaşayan rejimler ile İsrail'in güvenliğinin temini meselesi iki önemli husustur. Bu noktada küresel güçlerin Ortadoğu'daki rejimlerin meşruiyetinin tartışılmaması ve İsrail'in güvenliğine de zarar gelmemesi yönünde bir tutum takındığı görülüyor. Suudi Arabistan'ın sadece petrol gelirleri Türkiye'nin yıllık gelirinin yanısıra tekabül ediyor. Bu kadar ciddi miktarlardaki para nerelerde yatırıma dönüşüyor, hangi alanlarda ve ne şekilde değerlendiriliyor?''

Küçükcan ayrıca küresel güçlerin bu sistemleri korumak istemesinin arkasında hangi sebeplerin yattığının da tartışılması gerektiği üzerinde durdu.

Moderatör Dr. Yıldırım, Küçükcan'a teşekkür ederek, ''Bildiğiniz üzere eski Ortadoğu'nun 'Arap Baharı'yla birlikte nasıl yıkıldığını El-Cezire kanalından izlemiştik. Yeniden inşasını da Ortadoğu'daki haberciliği ile AA'dan izleyeceğiz'' dedi.

AA Ortadoğu ve Afrika Haberleri Yayın Yönetmeni Turan Kışlakçı da ''300 yıldır biz neden geri kaldık sorusuna cevap aramaktayız. Yaşanan kafa karışıklığı karşısında bir çıkış yolu bulmak için düşünmek, kafa yormak, yaşananları iyi bilmek gerekiyor'' dedi.

Ortadoğu'da yaşananları iyi algılamak için tarihi bilginin şart olduğunu vurgulayan Kışlakçı, Türkiye'deki İslamcı entelektüellerin çoğunun ise Arapları tanımadığını, bu bilgi eksikliğine rağmen bölgede yaşananlar hakkında şüpheler yaydıklarını ifade etti.

Napolyon'un 1798 yılında Mısır'ı işgalinden II. Dünya Savaşı'na kadar süren dönemde Arapların, sömürgeci güçlere karşı bağımsızlık savaşları yürüttüğünü hatırlatan Kışlakçı, ''Bağımsızlığını kazanan devletlerde, İsrail ile yapılan savaşların akabinde, 1969 sonrası iç darbeler ve iktidar değişiklikleri yaşandı. Arap Baharı, ülkesinin yeraltı zenginliklerini ve diğer imkanlarını sömüren, Batıya peşkeş çeken rejimlere karşı gerçekleştirildi.

Bu coğrafyada, kendi alimlerini, değerlerini, insanlarını katledenler oldu. Diktatörlerin vaatlerinden ötürü 'Batı' buralarda bir devrim beklemiyordu, oysa iç dinamikler ve yaşanan baskılar, rejimlerin karakterinin değişeceğini açıkça gösteriyordu" diye konuştu.

Paneli, birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, akademisyen ve öğrenci takip etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile