Küresel İklim Değişikliği En Çok Göller Bölgesi'ni Etkileyecek
Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Diler, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde Göller Bölgesi'nde ciddi anlamda su kıtlığı yaşanacağını belirterek, "Bu kıtlık 2030 olarak belirtildi ama belki daha erken de olabilir" dedi.
Prof. Dr. Diler, SDÜ Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında, Göller Bölgesi'nde Su Potansiyeli ve Etkin Kullanım Raporu hakkında bilgi verdi. Su kaynakları üzerindeki baskıların, kentleşme, nüfus artışı, kirlilik gibi nedenlerle arttığını belirten Diler, bu durumun dünyada ve Türkiye'de dönemsel su sıkıntısı yaşanmasına neden olduğunu ifade etti.
Su konusunda toplumu bilinçlendirmek ve farkındalığı artırmak amacıyla 15 araştırmacının katkısıyla Göller Bölgesi'nde Su Potansiyeli ve Etkin Kullanım Raporu hazırladıklarına dikkati çeken Diler, Göller Bölgesi'ndeki su kaynaklarının durumu ve iklim değişiklerinin su kaynakları üzerindeki etkilerinin incelendiğini vurguladı.
- Yer üstü su potansiyeli 4 bin hektometreküp
Diler, 35 bin kilometrekarelik alana sahip Göller Bölgesi'nin 4 bin hektometreküp yerüstü, 484 hektometreküp ise emniyetli yeraltı suyu potansiyeli olduğunu açıkladı.
Son yıllarda etkisini artıran küresel iklim değişikliğinin en çok Akdeniz çevresindeki ülkeleri etkileyeceğini ifade eden Diler, Türkiye'de ise en çok etkilenecek bölgenin Göller Bölgesi olduğunu bildirdi.
Göller Bölgesi'nde toplam 194 belediye olduğunu anlatan Diler, "Bu belediyelerin 51'i Isparta'da, 94'ü Antalya'da, 30'u ise Burdur'dadır. Bu belediyelerin 35'inde arıtma tesisi var. Bu tesislerin ise sadece 11'i gelişmiş düzeydedir" dedi.
- "Yasal düzenlemelere ihtiyaç var"
Suların korunması ve sürdürülebilir olarak kullanılmasında yasal düzenlemeler ve yönetim planlarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Diler, şunları kaydetti:
"İçme, kullanma suyu teminine yönelik yönetim planı oluşturulmalıdır. İnsan içme suyu, hayvan içme suyu, tarımsal sulama suyu ve endüstriyel sulama suyu şeklinde su kalitesinin tasnifi yapılmalıdır. Tarımsal faaliyetlerde yeraltı suyu havzalarının genelinde bitkinin ihtiyacından fazla tarım ilacı kullanılmakta, bu da suda direkt kirlilik sebebi oluşturmaktadır. Yüzeysel su kaynaklarının kullanılmasında en önemli tedbirlerden birisi olan drenaj sisteminin faaliyete geçirilmesi, tarımsal su kullanımını daha randımanlı hale getirecek önlem ve uygulamaların önemini daha da artıracaktır. Tarımda alternatif ürün uygulamasıyla suyu daha az kullanan ürünlere yer verilmelidir."
Söz konusu önerilerin dikkate alınması gerektiğini belirten Diler, "Göller Bölgesi'nde gerekli tedbirler alınmadığı takdirde ciddi anlamda su kıtlığı yaşayacağız. Bu kıtlık 2030 olarak belirtildi ama belki daha erken de olabilir" dedi.