Kürt işadamlarını devlet emriyle öldürdük

Kürt işadamlarını devlet emriyle öldürdük

Susurluk kazası sonrasında çok tartışılan bir dönemin ünlü özel harekat polisi Ayhan Çarkın çarpıcı açıklamalarda bulundu. 90'lı yıllarda kendisinin de katıldığı operasyonlarda yargısız infaz yaptıklarını ifade eden Çarkın, Kürt işadamlarını devlet emriyle öldürdüklerini söyledi.

Özel yetkili İstanbul Başsavcılığı eski özel timci Ayhan Çarkın'ın CNN TÜRK ekranlarında yaptığı açıklamalarla ilgili inceleme başlattı.

Susurluk kazası sonrasında çok tartışılan, Ömer Lütfü Topal cinayetinde de adı geçen bir dönemin ünlü özel harekat polisi Ayhan Çarkın, dün akşam CNN TÜRK ekranlarında yayınlanan 5N1K programında Cüneyt Özdemir'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çarkın, 90'lı yıllarda kendisinin de katıldığı operasyonlarda yargısız infaz yaptıklarını, Kürt işadamlarını devlet emriyle öldürdüklerini söyledi. Programda zaman zaman tansiyon da yükseldi.

Özdemir'in "Özelikle susurluk kazasından sonra dönemin Başbakanı Tansu Çiller demişti ki, 'devlet için kurşun atanda yiyende şereflidir'. Mesela siz öncesinde pek çok operasyona katılmıştınız ve iddialarınız var. Dev sola yönelik operasyonlarda siz o ekibin içindeydiniz. Yargısız infaz yaptınız mı gerçekten? sorusuna Çarkın, "Yargısız infaz yapılmış gerçekten" cevabını verdi.

Bunun üzerine Özdemir, "Sizin katıldığınız operasyonlarda yargısız infaz yapıldı mı" diye sordu.

Çarkın'da buna karşılık, "Yargısız infaz yapıldı. Bu fotoğraf yargısız infazın yapıldığını gösteriyor. Silahlı çatışmaya giren benim, imzayı atanda benim. Fakat atmış olduğum imzadaki kişi sayısı çıktığı zaman ortaya ister istemez bu tutanağa imza atıyorsun. Ama benim saatlerce silahlı çatışmada olduğum yerde bacak bacak üstünde insanlar ölüyorsa o zaman burada başka birşey var. Ben bunu kabullenemiyorum" dedi.

"BU KAN DEVLETİN ELİNDEN AKTI"

"Bir dönem özellikle pek çok kişi bunu iddia etti, yargısız infaz yapıldığı söylendi. Ama devlet hiç bir zaman bunu kabul etmedi, devlet tutanakları da kabul etmedi. Siz bu operasyonlara katılan bir isim olarak diyorsunuz ki, evet 90'lı yıllarda İstanbul polisinin yaptığı çeşitli operasyonlarda yargısız infaz yapıldı, siz de bunun arasındaydınız, gördünüz yani bunu?" diye soran Özdemir'e Çarkın, "Yargısız infaz Türkiye'nin her yerinde yapıldı" cevabını vererek şöyle devam etti:

"Ama bu kan aktıysa devletin elinden aktı. Devletin elinden kimse kan akıtabilir mi. Akıtamaz. Ben her zaman ölümün asalatine inandım. Ben o taraflarını kabul etmiyorum. Olmuşlardan ders almanın gerekliliğine inanıyorum. Akıl sahipleri için burada bir nimet olduğuna innanıyorum. Bu savaş kirli bir savaş, bu savaş bizi öldüren bir savaş. Bu yanlış bir savaş. Dev Sol'un lideri Dursun Karataş kendi dava arkadaşlarını gelip satıyorsa burada başka bir ihanet var. Demek ki o zaman da birşeyler gitti karşılığında. O zaman benim aklıma da bu geliyor. O zaman ekip otolarının, öldürülen polislerin dosyalarının tekrar ben açılmasını isterim. Devamı hayata dönüş operasyonları bir Adalet Başkanı pişkin şekilde çıkıpta bu hayata bu şekilde bir dönüş operasyonu yapıpta bunu devlet adına yaptım diyorsa bunun ardında devlet yok. Devlet böyle olmamalı. Bu devlete mal olduğu için sorun buradan kaynaklanıyor."

"ÖYLE BİR LİSTE VAR"

Özdemir'in, "Bir dönem Türkiye'de çeşitli kürt işadamlarının bir listesi olduğu söylendi. 100 kişilik bir ölüm listesi. Ve bu listeden de bazı kürt adamlarının kaçırılıp infaz edildiği konuşuldu tartışildı. Siz bu infazlara tanıklık ettiniz mi, hiç bir parçası oldunuz mı acaba?" sorusuna Çarkın, "Biliyorum. Ancak bunu dediğim gibi bu komisyon kurulduğu zaman, bu gerçekler araştırıldığı zaman, eğer bu ülke için birşey yapacaksak geçici de olsa bu komisyonu kurmamız lazım" diye cevap verdi.

Bunun üzerine, "Böyle bir liste var mıydı?" sorusunu soran Özdemir'e Çarkın, "Öyle bir liste var. Zaten dönemin başbakanı o zaman söylemişti. Bölücü örgütlere yardım yapan işadamlarının listesi elimdedir. Onlarda gereken cevabı alacaktır demişti" karşılığını verdi.

Özdemir'in, "Size o dönem verilen emirler resmi emirler miydi" sorusuna karşılık Çarkın, "Resmi emirlerdi" dedi.

Özdemir'in, "Peki şu anda bir savcı gelip sorarsa, bunu anlatırsınız değil mi" sorusuna ise Çarkın, "Anlatacağım tabi ama nedenlerini de anlatacağım" cevabını verdi.
 
Zaman zaman kendine hakim olamayıp sinirlenen Çarkın'ı Özdemir, "Canlı yayındayız" diye uyardı.

Özdemir'in uyarısına karşılık Çarkın, "Olsun efendim. Burada kan akıyor. Yıllarca tiksindik artık. Bu pandoranın kutusu açılsın artık. Halk bana ne söylesin ki, ben gerçeği söyledikten sonra. Benim lisanım bu ben bunu değiştirip sahtekarlık yapamam" dedi.

BENİM ARKADAŞLARIMDA ÖLDÜRÜLDÜ

Çarkın, Özdemir'in "Mesela bu operasyonlar nasıl hayata geçiriliyordu, sizin tanıklığınız neydi" sorusu üzerine, "İşte ben size bunu söyleyemem" diyerek söyle devam etti:

"Sırf kürtlerle Türklerle alakalı değil ki. Benim arkadaşlarım da öldürüldü burda. Hakısızlığıa, ihanete kurban giden bir sürü insan var. Benim gibi bir sürü insan var. Masum değiliz hiç birimiz. Ama ben her zaman doğrudan yanayım.
Bu gözler kapandığında hakkın huzuruna çıkacağım ben. Benim inandığım doğrularım bu. Onun için adaletin tesis ettiği yerde ben varım. Hakikatleri araştırma komisyonu utanmadan sıkılmadan gerçekten oturup bunları yüz yüze konuşabileceğimiz çünkü ben ancak o zaman adını koyabilirim. Benim çağırdığım insanları karşıma getirirsen bende yerini çıkartırım. Onun dışında ne çıkarsan elinde patlıyor. Yazık günah değil mi bize".

BEYAZ GAZETE
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile