Kürtçe savunmaya daha önce izin çıkmış

Aralarında BDP'li belediye başkanlarının da bulunduğu Diyarbakır'daki KCK davasında, mahkeme "bilinmeyen dil" ifadesini kullanarak sanıkların Kürtçe savunma yapmalarına izin vermezken, benzer davada sanıkların isteği üzerine "savunma hakkı" kapsamında tercüman aracılığıyla Kürtçe savunmaya izin verildiği ortaya çıktı.
KCK davasında Kürtçe savunma yapılmasına izin vermeyen Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009'da yargılanan Kürt Ulusal Birlik hareketi (TEV Kurd) Dönem Sözcüsü Avukat Sabahattin Korkmaz'ın Kürtçe savunma yapmasına, "savunma hakkının kısıtlanmaması" gerekçesiyle izin verdiği ortaya çıktı. Korkmaz'ın tercümanlığını ise Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Osman Aslanoğlu yaptı. PKK propagandası yapmaktan yargılanan Korkmaz hakkındaki yargılama sürecini şöyle anlattı: "Ben mahkemede 'Kürt siyasetçisiyim, Kürtler adına siyaset yapıyorum, anadilim Kürtçedir. Zorunlu olmadıkça Türkçe konuşmam. Kendimle tutarlı olmak açısından Kürtçe olarak yargılamaya katılacağım' dedim.  Sonraki celselerde 'Kürtçe savunmaya dahildir' diye mahkeme karar verdi.  Duruşmalarda Kürtçe savunma yaptım. 1 Haziran 2010'da duruşma sonuçlandı."

Avukat tercümanlık yapmış
Korkmaz, 2005'te Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde  13 HAK-PAR yöneticisi hakkında Siyasi Partiler Yasası Kanunu'na muhalefetten dava açıldığını, burada da Kürtçe savunma yapıldığını, kendisinin de cüppesini çıkararak tercümanlık yaptığını söyledi. Korkmaz, Kürtçe tercümanlık karşılığında mahkemeden bin lira aldığını da söyledi.
Korkmaz, 2005'te aralarında Kürt siyasetçilerden İbrahim Güçlü, Zeynel Abidin Özalp ve Sedat Uğur hakkında açılan davada ise Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Avukat Baki Aksoy'un tercümanlık yaptığını, Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Maühkemesi'nde yapılan TEV Kurd yargılamasında ise bazı sanıkların Kürtçenin Kurmanci bazılarının ise Zazaca lehçesinde savunma yaptığını belirtti.