Kurtulmuş, AA Editör Masasına Konuk Oldu
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3) 'Bugün siz, Ortadoğu'da dengelerde bir inisiyatif almak için PYD/PKK'yı desteklerseniz, yarın bu terör örgütünün size ne fatura çıkaracağını bilmezsiniz. Terör örgütleriyle iş yapmak herhangi bir ülkeye fayda sağlasaydı, El Kaide'yi, Boko Haram'ı kullanan ülkelerin abad olmaları gerekirdi' 'Bir an evvel Ortadoğu'dan Amerika kendi işgalci pozisyonunu değiştirmek durumundadır. Sayın Obama'nın ilk dönemlerde söylediği 'Ortadoğu'da jandarma' olma durumundan vazgeçmeli' 'Ortadoğu'nun siyasetinde labirentler, son derece karışık, karmaşıktır. Bu labirentlere girenler uzun yıllar buradan çıkamazlar. Burada kaybolurlar. Bunun Amerikan halkına da diğer ülkeler için de desteği yok, Ruslar için de aynı şeyi söylüyorum. Burada bölge dışı ülkelerin yapacağı en büyük iyilik, bu bölgeye demokratik bir süreci yaşaması için katkı sunmaktır ve şu fiilen var olan savaşın sona erdirilmesi için tarafları barış masasında, ortak bir hedefe doğru yaklaştırmaktır' 'Müslüman topluluk için konuşmak gerekirse maalesef İslamofobia tekrar 11 Eylül olayları sonrasında canlı bir şekilde ortaya konulduğu gibi, karanlık bir odak tarafından ciddi bir şekilde yeniden işlenildi ve Amerikan toplumunun önüne konuldu. İslamofobianın varlığı ve İslam karşıtı hareketlerin günlük hayatı etkiler noktaya gelmiş olması, oradaki Müslüman kitleleri rahatsız ediyor'
Kurtulmuş, Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
'Halep'teki saldırılardan en fazla Rusya'yı sorumlu tutan Hillary Clinton, 'Suriye ve Irak'ta DEAŞ'a karşı savaşan Arapları ve Kürtleri ABD'nin daha fazla silahlandırması gerektiği' değerlendirmesini yaptı. Clinton'ın, 'Kürtleri daha fazla silahlandırmalıyız.' ifadesi, ABD'nin politikalarında bir değişiklik olacağını mı gösteriyor?' sorusu üzerine Kurtulmuş, ilk günlerinde herkesi umutlu olmaya sevk eden bir açılım yapan ABD Başkanı Barack Obama'nın 'Biz bu kadar süredir Ortadoğu'da jandarmalık yaptık, artık Ortadoğu'nun jandarması olmayacağız.' dediğini hatırlattı.
Afganistan'ın işgaliyle başlayan, Irak ve Suriye ile devam eden ABD varlığının muazzam bir maliyetinin olduğunu belirten Kurtulmuş, bunun sadece maddi olmadığını, ABD'nin aynı zamanda binlerce askerini kaybettiğini söyledi.
'Amerika buradan ne elde etti?' ifadesini kullanan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Basra ile ilgili herhangi bir tartışma var mı? İngilizler geldi, Basra'da petrol kuyularına bağladılar pompaları, kendilerine aktarıyorlar. Hiç kimse İngilizlere bir şey demiyor. Ama Amerika, petrol rezervine sahip olma anlamında en başta tasarladıklarının hiçbirini elde edemedi. Dolayısıyla Obama'nın ilk stratejisi son derece doğruydu, ağır bir fatura ödedikleri Ortadoğu işgalinden Amerika'yı kurtarmak, Ortadoğu'da daha fazla jandarma olmamak. Ama maalesef Amerika sadece Beyaz Saray'dan, başkandan ibaret değil, Amerika'nın derin yapılanmasının içerisinde farklı unsurlar var, bunları hepimiz biliyoruz. Bu unsurların önemli bir kısmı Ortadoğu'da, Amerika'nın varlığının devam etmesi yönünde. Zaman içerisinde yönetimi belki baypas ya da ikna ederek, Ortadoğu'da Amerikan varlığı oldu.'
- 'Amerika işgalci pozisyonunu değiştirmek durumunda'
Kurtulmuş, Amerikalıların net bir şekilde Suriye'ye ilişkin bir planının olmadığına dikkati çekerek, 'Nasıl durduracağız? Özgür Suriye Ordusu ya da ılımlı muhalefeti nasıl destekleyeceğiz? Suriye'de nasıl demokrasiye geçeceğiz? Bunun Amerikalılar tarafından net bir planı olmadı. Hep zikzaklar çizerek, rota değiştirerek, el yordamıyla, deneme yanılma yöntemiyle bir şeyler yapmaya çalıştılar. Gelinen noktada Amerikan siyasetinin Ortadoğu'daki özeti bu.' diye konuştu.
Amerika'nın eski müttefiklerinin bir kısmını değiştirdiğini, eski rakipleri düşman olarak görmeye başladığını kaydeden Kurtulmuş, bunun dış politikada olabileceğini ancak 'neden yapıldığının' bilinmesi gerektiğini dile getirdi.
Kurtulmuş, 'Ben Amerikalıların herhangi bir uzun planlamanın sonucu olarak bunları yaptıklarını düşünmüyorum. Bir çaresizlik içerisinde, oradan buraya savruluyorlar. Bir an evvel Ortadoğu'dan Amerika kendi işgalci pozisyonunu değiştirmek durumundadır. Sayın Obama'nın ilk dönemlerde söylediği 'Ortadoğu'da jandarma' olma durumundan vazgeçmeli. Ortadoğu'da demokrasi temeliyle, uzun dönem, Amerika'nın da menfaatleriyle demokratik unsurlarla iş birliğini geliştirme mecburiyetindedir.' ifadelerini kullandı.
- 'Gelecekte ne fatura çıkaracağı bilinemez'
Kurtulmuş, 'Bugün siz, Ortadoğu'da dengelerde bir inisiyatif almak için PYD-PKK'yı desteklerseniz, yarın bu terör örgütünün size ne fatura çıkaracağını bilmezsiniz. Terör örgütleriyle iş yapmak herhangi bir ülkeye fayda sağlasaydı, El Kaide'yi, Boko Haram'ı kullanan ülkelerin abad olmaları gerekirdi.' diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Dünyanın en önemli terör networklerine sahip ya da onlara bir türlü ulaşımları var. Dolayısıyla burada Amerikalılara tavsiyemiz, kim olursa olsun, 1950'lerin başından itibaren Amerika ile stratejik ittifakı olan bir ülkenin yöneticileri olarak bunu söylüyoruz, mühim olan bu coğrafyada demokrasiyi inşa edecek, hakların karar sürecine katılacağı, bütün farklılıkların temsil edilebileceği demokrasilerin önünü açarlarsa, bunun önünün açılması için destek olunursa bu Amerika menfaatleri için çok daha uygun bir şey. Ama 'Onu değil de şu örgütü, bu örgütü, orada buna karşı şunu' derlerse zaten çıfıt çarşısına dönmüş Ortadoğu'yu daha karmaşık hale getirirler.'
Ortadoğu'daki siyasetin, masa üstündeki, bilgisayar oyunu başındaki gibi olmadığının altını çizen Kurtulmuş, 'Ortadoğu'nun siyasetinde labirentler, son derece karışık, karmaşıktır. Bu labirentlere girenler uzun yıllar buradan çıkamazlar. Burada kaybolurlar. Bunun Amerikan halkına da diğer ülkeler için de desteği yok, Ruslar için de aynı şeyi söylüyorum. Burada bölge dışı ülkelerin yapacağı en büyük iyilik, bu bölgeye demokratik bir süreci yaşaması için katkı sunmaktır ve şu fiilen var olan savaşın sona erdirilmesi için tarafları barış masasında, ortak bir hedefe doğru yaklaştırmaktır. Bunu yaparlarsa kendilerine de iyilik yapmış olurlar, Ortadoğu halklarının da önünü açmış olurlar.' diye konuştu.
- 'Beyaz Saray'ın etkisinin zayıfladığı görülüyor'
'Obama yönetiminden beklentiler pek de karşılık bulmuş değil. Kasım ayında seçim, yılbaşında da devir teslim olacak. Yeni dönem, bu ara boşlukta Suriye içerisinde Beyaz Saray ayrı, dış işleri ayrı, Pentagon ayrı, CIA ayrı bir çekişme mi söz konusu?' sorusuna, Kurtulmuş, 'Son düzlüğe girildiğinde Beyaz Saray'ın etkisinin biraz zayıfladığı görülüyor. Zaten daha önceki süreçlerde de birtakım kafa karışıklıkları, tereddütler yaşandı Ortadoğu politikalarına ilişkin. Amerikan devletinin içerisindeki farklı unsurların, farklı siyaset izlemek istediği yönünde çeşitli yorumlar var ama sonuçta kasım seçimlerinden sonra kim gelecekse oranın ana eksenine doğru bir kayma olacaktır. Eğer birtakım değişikler olacaksa, ben, ocakta devir teslime kadar bu politikaların nasıl değişeceğine dair ip uçlarının ortaya çıkacağını düşünüyorum.' yanıtını verdi.
Kurtulmuş, bu sürecin Amerikalılar için de zor olacağını ifade ederek, seçim dolayısıyla etkisi azalmış bir merkezi yönetimin olduğunu söyledi. Amerika'da yaşanan toplumsal sıkıntıların seçimden daha önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Mesela İslamofobi. Müslüman topluluk için konuşmak gerekirse maalesef İslamofobia tekrar 11 Eylül olayları sonrasında canlı bir şekilde ortaya konulduğu gibi, karanlık bir odak tarafından ciddi bir şekilde yeniden işlenildi ve Amerikan toplumunun önüne konuldu. Amerikan toplumunun en uyumlu kitlelerinden birisi Müslüman göçmenlerdir ve onlar ciddi şekilde toplum ile uyuşmuş olan insanlardır. Bir kısmı da siyahi Müslümanlardır. Şimdi İslamofobianın varlığı ve İslam karşıtı hareketlerin günlük hayatı etkiler noktaya gelmiş olması, oradaki Müslüman kitleleri rahatsız ediyor. Bu Amerikan toplumuna da ciddi şekilde rahatsızlık veriyor. Ayrıca Ortadoğu siyasetinde yaşanan gelişmeler de bire bir Amerikan toplumunu etkiliyor.'
- 'Düzen ve barış yanlısı cephe kuvvetlenmeli'
İslamofobi ile Avrupa kıtasında olduğu gibi Amerika'da da artan bir ırkçılığın olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, buna, siyahilere karşı polislerin tutumunu örnek verdi.
Kurtulmuş, ırkçılığın uzun yıllar siyah-beyaz çatışması yaşamış bir ülke için büyük felaketlere yol açabileceğine işaret ederek, 'Diğer azınlıklar için de aynı şey söz konusu. Amerika toplumsal olarak ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemde. Ümit ederiz ki bu sıkıntıların içerisinde, Ortadoğu'da kendisini ilave bir sıkıntıya sokacak politikalarını gözden geçirir ve Ortadoğu'daki düzenin kurulmasına da katkıda bulunur.' dedi.
Dünyada iki cephenin savaştığını ifade eden Kurtulmuş, 'Bunlardan bir tarafı kriz ve kaos yanlıları, her krizden, kaostan iktisadi, siyasi kazanımlar elde ederek, güçlenerek çıkan unsurlar. Her ülkenin içerisinde var bunlar, Avrupa'da, Amerika'da, İsrail'de, Rusya'da var. Bir de düzen ve barış yanlıları. Bizim Türkiye olarak tarafımız bellidir, biz, düzen ve barış yanlısı cephenin kuvvetlenmesinden yanayız. Her ülkede düzen ve barış yanlısı gruplar güçlenirse dünyanın artık böyle son derece girift haline gelmiş olan bu denklemi, biraz daha rahat çözülebilir.' diye konuştu.
Kurtulmuş, Amerika'da düzen ve barış yanlılarının etkili olmalarını istediklerini, bunun Türkiye'nin de bölgenin de dünyanın da menfaatine olacağını vurguladı.
(Sürecek)