Cihan Haber Ajansı ' na konuşan Saadet Partisi ( SP ) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş , referandum ve Türkiye ' deki vesayet sistemine dair soruları cevapladı . Anayasa değişikliğinin bugünkü parlamentoyla yapılabileceğini söyleyen Kurtulmuş , mevcut parlamentonun bu güce sahip olduğunu vurguladı . Bu değişikliklerin aslında yeterli olmadığını savunan Kurtulmuş , " Anayasanın tamamen değiştirilmesi gerekir . " dedi . Kurtulmuş , bu değişiklikle ilgili olarak kendi tekliflerinin ' bir anayasa meclisi yapılarak millet tarafından seçilmiş temsilcilerin eliyle yapılması ve sonra referanduma gitmesi ' şeklinde olduğunu ifade etti .
Bu değişikliklerin şimdilik demokrasi için pansuman niteliği taşıdığını belirten Kurtulmuş , sözlerine şöyle devam etti : " Değişiklik paketinin Anayasa Mahkemesi ' nden dönmesi durumunda artık Türkiye ' de Anayasa Mahkemesi senato olmanın da ötesine geçerek tam bir vesayet meclisi haline gelmiş olur . Millet egemenliği demek milletin gidip dört yıldan dört yıla oy vermesi demek değildir . Millet egemenliği , milletin reyinin , görüşünün yönetimde etkin olması , denetimde etkin olmasıdır . "
Kurtulmuş , anayasa paketinin referanduma gitmesi durumunda ise nasıl bundan öncekilere evet dedilerse buna da evet diyeceklerini söyledi .
Türkiye ' deki vesayet sorununa da değinen Kurtulmuş şöyle konuştu : " Türkiye ' de vesayet sisteminin bir mantığı var . Vesayet sisteminin mantığı şu : Tanzimat ' tan beri bu ülkeyi yöneten iktisadi ve siyasi elitler diyorlar ki , ' biz bu toprakların sahibiyiz . Biz bu toprakların sahibi olarak da milletin nasıl yönetileceğini de söyleriz . ' Bu elitler , ' buyurun ey millet , bu sizin anayasanızdır . Bu toprakların kiracısı olarak buyurun kontratınızı ben hazırladım ' diyorlar . "
Bu fikri yapının Türkiye ' de dört tane vesayet düzeneği yerleştirdiğini savunan Kurtulmuş , " Bunlardan biri 1961 Anayasası ' dır . 61 Anayasası ' nda hukuk bütünüyle devletin yönetiminin dışına çıkartılmıştır . İkincisi 1982 Anayasası ' dır . 82 Anayasası sistemiyle Türkiye ' de hem hukuk hem güvenlik kararları hem de yüksek askeri şura kararları milletin denetimi dışına çıkartılmıştır . Üçüncü adım 2000 yılının başındaki 17 . IMF Protokolü ' dür . Ondan sonra Türkiye ' de ekonomi ile ilgili kararlar parlamentodan alınarak üst kurullara verilmiştir . Dördüncü olarak bunu tahkim eden bugün yargı oligarşisi dediğimiz 28 Şubat sürecindeki o minibüslere , otobüslere doldurulan yargıçların Genelkurmay ' a götürülerek verildiği birifinglerdir . " dedi .
Olağanüstü hal söylemlerine de değinen Kurtulmuş , " Hiçbir kimse olağanüstü hal gibi anti demokratik bir yöntemle terörü çözmeye ortaya koymasın . Eğer olağanüstü hal terörü çözseydi şimdiye kadar bir tane terör olayı olmazdı . " şeklinde konuştu .
Partisinin 11 Temmuz ' da yapacağı kongreye de değinen Kurtulmuş , bu güne kadar asla kavga eden bir parti olmadıklarını , yanlışa yanlış , doğruya doğru dediklerini , sadece söz söylemediklerini , bu sözleri siyasal kararlılığa dönüştürerek bütün mekanizmaları kullandıklarını ifade etti .
Tüm bu olumlu havayı kongreye taşıyacaklarını söyleyen Kurtulmuş , " Kongrede yeni döneme ilişkin siyasi yol haritamızı , bundan sonra Türkiye ' yi yönetecek yeni dinamik genç kadromuzu ve bu kongreden iktidara yürüyüşümüzü 11 Temmuz ' da çok daha güçlü ve dinamik bir kongreyle kamuoyuna göstereceğiz . " diye konuştu .