Kütahya'da ''hemodiyaliz Konferansı''

Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği tarafından, ''Hemodiyaliz'' konulu konferans verildi.

Belediye Kültür Sarayı'ndaki konferansa, Dumlupınar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erim Gürcan konuşmacı olarak katıldı.

Gürcan, hemodiyalize giren hastaların dengeli beslenmeleri ve düzenli egzersiz yapması gerektiğini söyledi.

Hastanın diyalize gireceği gün hipertansiyon, insülin ve seans sırasında da bir şeyler yenmemesi gerektiğini vurgulayan Gürcan, şöyle konuştu:

''Böbrekler, idrarın oluşturulmasını, ilaç ve zararlı maddelerin vücuttan atılmasını, tansiyonun düzenlenmesini, sağlıklı bir kemik yapısı oluşmasına katkıda bulunur ve sıvı dengesini sağlar. Ek olarak kan yapımına katkıda bulunur. Böbrek yetmezliği iki şekilde görülmemekte olup ani gelişen akut böbrek yetmezliği, uzun sürede ve ilerleyici gelişen kronik böbrek yetmezliğidir. Türkiye'de ciddi düzeyde yaklaşık yüzde 5 oranında görülmektedir. Türkiye'de diyaliz gerektiren böbrek yetmezliği hasta sayısı Türk Nefroloji Derneği kayıt sistemine göre 60 bin civarında olup, bu yıllık bazda yüzde 10 oranında artışla 2020 yılında 100 bin hastaya ulaşacağı tahmin edilmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinin sebepleri arasında hipertansiyon ve diyabet bulunmaktadır. Bunu böbrek kistleri, ağrı kesicilere bağlı nefrit, glomerülonefrit ve idrar yolu tıkanması izlemektedir. Kronik aşamada böbreklerde fonksiyon azalması arttıkça bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bunlar, halsizlik, yorgunluk, bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı veya alma, vücutta şişmeler, kansızlık, kaşıntı ve tansiyon yükselmesi gibi görülebilir.''

Gürcan, böbrek yetmezliği tedavi seçenekleri arasında hemodiyaliz, periton diyalizi ve böbrek naklinin yer aldığını belirtti.

Hemodiyaliz hastasının haftada 2-3 kez, her seansta 4 saat makinaya bağlandığını belirten Gürcan, ''Periton diyalizi, karın boşluğuna yerleştirilen silikon bir kateterle dolum, bekleme ve boşaltım periyotlarından oluşmaktadır. Genellikle hastalar bu diyaliz şeklini evlerinde günde 3-4 kez olmak üzere kendileri uygular'' diye konuştu.

Gürcan, böbrek naklinin, ölmek üzere olan bir hasta veya canlı birinden alınan böbreğin hastaya nakline dendiğini ifade etti.

Bu tedavilerin avantajı ve dezavantajları olduğunu hatırlatan Gürcan, şunları kaydetti:

''Hemodiyalizin avantajları, atık maddeleri vücuttan hızla ve başarı ile uzaklaştırması, hekimler ve hemşireler tarafından hastanede yapılması, diğer hastalar ile sosyal bir ortam sağlaması ve her gün değil, haftada 2-3 defa yaptırması nedeniyle hastanın diğer günlerde serbest olabilmesini sağlamaktadır. Dezavantajları ise; tedavi seansları arasında kan değerlerinde ani değişmeler görülmesi, her seansta damara girmek için iğnelerin kullanılması, katı diyet kısıtlamalarının olması, hemodiyaliz için fistül ameliyatına ihtiyaç duyulması, tansiyon düzensizliklerinin olması, her seansta bir miktar kanın setlerde kalması ve kansızlık olması ve kanın setlerde pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan bazı ilaçların kanamaya eğilimi arttırmasıdır.''

Konferansa, Kütahya Belediye Başkan Vekili Halil Toklu, Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Mithat Ekici, Halk Sağlığı Müdürü Hakkı Altaş, İl Sağlık Müdür Vekili Enver Yıldırım, hastane hekimleri, böbrek hastaları ve vatandaşlar katıldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile