Kuzey İrlanda Yönetiminde Kriz

Kennedy'nin istifası, birlik yanlısı partisinin, Kuzey İrlanda yönetimde yer alan ve ayrılıkçı İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun (IRA) siyasi kanadı olarak bilinen Sinn Fein'e güveni kalmadığını açıklamasının ardından geldi.

Konuya ilişkin UUP'den yapılan açıklamada, "Polisin IRA'nın varlığının devam ettiği açıklamasına, Sinn Fein'in inkarcı duruşu, partiyle iş yapmamızı imkansız kılıyor. Yönetimden ayrılıyoruz çünkü Sinn Fein'e güvenmediğimizden ötürü, onlarla aynı masaya oturamayız" ifadeleri kullanıldı.

UUP, Kuzey İrlanda bölgesel hükümetinin Başbakanı Peter Robinson'a sunulan istifa mektubuyla, çalışmalarına Kuzey İrlanda özerk parlamentosu Stormont'ta muhalefette yer alarak devam etmeyi umuyor.

Ancak bölgesel hükümetin Başbakanı ve Demokratik Birlik Partisi (DUP) Genel Başkanı Robinson, basına yaptığı açıklamada, gelişmelerin sakin kafayla değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Robinson, "Vakit, savaş alanından kaçma vakti değil. Vakit, şiddet dolu cumhuriyetçiliğe göğüs germe, demokratik ilkeler için savaş verme vakti. Vakit, ülkemizin gelişmesi ve tam potansiyeline ulaştığını görmek isteyen, Kuzey İrlanda yasalarına itaat eden vatandaşlar için en doğrusunu yapma vakti" dedi.

Son gelişmelerle ilgili UUP ve DUP'li yetkililerin bu akşam İngiltere Başbakanı David Cameron ile bir araya gelmesi bekleniyor.

- IRA'nın varlığını sürdürdüğü iddiaları

Kuzey İrlanda Polis Servisi (PSNI), eski IRA üyesi Kevin McGuigan'ın geçen ay Belfast'ta evinin önünde vurularak öldürülmesinde bazı IRA üyelerinin parmağı olabileceğini söylemişti. UUP de geçen hafta sonunda polisin IRA'nın varlığının devam ettiği yönündeki açıklamasının ardından tepki olarak hükümetten çekileceğini duyurmuştu.

IRA'nın mevcudiyetinin devam ettiği iddialarına ilişkin olarak, bölgesel yönetimde yer alan ve IRA'nın siyasi kanadı olarak bilinen Sinn Fein'den yapılan açıklamada ise artık IRA'nın mevcut bir varlığı olmadığı vurgulanarak IRA'nın bu cinayete karışmış olabileceği iddiaları reddedilmişti.

İngiltere'nin Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Devlet Bakanı Theresa Villiers da PSNI'ın IRA'nın varlığına ilişkin yaptığı açıklamayı şaşırtıcı bulmadığını dile getirmişti.

Kuzey İrlanda yönetiminde yaşanan kriz aslında, mayıs ayında eski IRA üyelerinden Gerard Davison'un Besfast'ta sokak ortasında vurularak öldürülmesiyle başladı. IRA'nın siyasi kanadı Sinn Fein'in barış stratejisinin son dönemde savunucusu olan Davison'un, 1980'lerde IRA'nın Belfast kolu için çalıştığı biliniyordu.

Davison'un ölümüyle ilgili olarak McGuigan'dan şüpheleniliyordu. İrlanda basını, dört ay önce öldürülen eski IRA üyelerinden Davison'u vurduğundan şüphelenen McGuigan'ın açıkça intikama kurban gittiğini yazmıştı. IRA'nın eski üyeleri McGuigan ve Davison'ın eski arkadaş olduğu ve aralarında yaşanan tartışmanın ardından ikilinin arasının açıldığı biliniyordu. Asabi bir kişiliğe sahip olduğu söylenen McGuigan'ın, IRA ile arasının bozulmadan önce Gerard Davison'un infaz siparişlerini gerçekleştirdiği iddia edilmişti.

Kuzey İrlanda'da barış süreci, İngiltere ile İrlanda arasında imzalanan 1998’deki "Hayırlı Cuma (Good Friday)" Anlaşması ile başlamıştı. IRA'nın kanlı şiddet eylemlerine son vermesi, Hayırlı Cuma Anlaşması'nın öne çıkan maddelerindendi. Anlaşmayla birlikte, Kuzey İrlanda'da silahlar bırakılmış, IRA'nın siyasi kanadı Sinn Fein ve bölgedeki birlik yanlısı partiler hep birlikte Kuzey İrlanda'yı ortak şekilde yönetmeye adım atmıştı.