Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Meclis’in dağınık tablosunun milletvekillerine özellikle de gruplara büyük bir görev yüklediğini söyledi. Kuzu, “Her işte bir hayır vardır derler. Bu manada bizim AK Parti olarak tek başımıza anayasa yapma gücümüzün olmaması bizi bir anlamda vebalden kurtarmıştır.” dedi.
Mazbatasını almak için Çağlayan’daki yeni adalet sarayına gelen Burhan Kuzu, basın mensuplarının yeni anayasaya ilişkin sorularını cevapladı. Kuzu, “Meclis’in bu dağınık tablosu Anayasa yapmada milletvekillerine özellikle de gruplara çok büyük bir görev yüklemiştir. Her işte bir hayır vardır derler. Bu manada bizim AK Parti olarak tek başımıza anayasa yapma gücümüzün olmaması bizi bir anlamda vebalden kurtarmıştır. Çünkü öbür türlü olsaydı niçin anayasa yapmıyorsunuz diye vatandaş haliyle üzerimize de gelebilirdi. Şimdi her siyasi partiye sorumluluk yükledi. Meclis Başkanı bu manada önemlidir. Bu işi evirip çevirme bakımından önem arz ediyor. Bu dağınık tabloyu en iyi onlar toparlayabilir. Bizim gücümüz olsaydı bile hep söylediğimiz şu olurdu; sayın başkanımızın ve komisyon başkanı olarak bendenizin hep söylediği şu olurdu; biz mutlaka muhalefetle bu işi yapacağız dedik. Yani bunu bugün söyleseydik rakama bakarak söyledi derlerdi, ama hep söyledik, belki 50-60 kez söyledik, samimi olarak söyledik.” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin ön açıklamalarından memnun olmadıklarını kaydeden Kuzu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefet partilerimizin yaklaşımından da çok memnun değiliz. Şimdi ön açıklamalar yapılıyor, bu ön açıklamalar çok olumlu gözükmüyor. Efendim şu şu konular varsa ben gelmiyorum, filan gibi bunlar doğru yaklaşımlar değil. O zaman masaya oturamayız. Türkiye’nin asıl sorunu masaya oturmak. Metin sorunu yok, yüzlerce metin var. Biz de var başka partilerde var, eski partilerin var. TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB ve ASKON’un birçok kuruluşların, üniversitelerin çalışmaları var, sivil toplum kuruluşlarının çok yeni çalışmaları var. Metin sorunumuz yok, sorun masada. Hangi madde nasıl olacak. Sorun buradan kaynaklanıyor. Partilerimizin AK Parti kendi ana çizgilerini açıklasın biçiminde yaklaşımlarını doğru bulmuyoruz. Bizim gizli ajandamız falan yok. Biz 2007’de bir metin hazırladık. O metin ortada duruyor. Eğer metnin içerisinde hangi yanlışlık varsa o da düzeltilebilir. Yani bizim böyle arka planımız yok.”
Burhan Kuzu, “330 rakamına gerek yok mu? Oylama için buna gerek olmadığı söyleniyor.” şeklindeki soru üzerine, “Hayır hayır… Şimdi bunun hiçbir karşılığı yok. Şimdi yüzde 50 almış olmamız, bize Anayasa yapma konusunda sağlam bir zemin vermiştir, irade bakımından. Ama anayasadaki oylamada usullere, ölçülere baktığımız zaman rakam olarak 3’te 1 teklif, 2 bölü 3 çoğunlukla kabul edilir. Daha aşağı olanlarda referanduma gidilir. 330 ve üstü dolayısıyla bu rakamı nasıl aşacaksınız? Mümkün değil. Yüzde 70 alsan da bu rakamın karşılığı yok.” açıklamasında bulundu.
‘YENİ DÖNEMDE MECLİS BAŞKANINI ÇOK ÖNEMSİYORUZ’
“Meclis Başkanı için Cemil Çiçek’in adı geçiyor ne dersiniz?” sorusunu Kuzu, “ ‘Hayırlı uğurlu olsun’ deriz. Bizim Meclis içerisinde Meclis Başkanı yapacak çok arkadaşımız var. O manada hiçbir sorunumuz yok. Ama Meclis Başkanı’nı çok önemsiyoruz bu dönemde. Bu Anayasa konusunda orada bulunan kişinin bir anlamda grupları ikna etmesi anlamında önemsiyorum. “ diye cevapladı.
Kuzu, “İlk 1 yıl içerisinde yeni anayasa yapılamazsa kalır.” şeklindeki değerlendirmenin sorulması üzerine, “Öyle görmemek lazım. Yani ilk bir yıl, iki yıl diye bir şey yok. Anayasa her zaman yapılır. Ama başlangıçta tıkanırsa geri açılma zorluğu var. O bakımdan partilerimizin ön şartlarıyla masaya gelme çalışmalarını doğru bulmuyorum. Benim beklentim; başlasın göreceğiz.” dedi.
Kuzu: Tek başına anayasa yapma gücümüzün olmaması bizi vebalden kurtarmıştır
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Meclis'in dağınık tablosunun milletvekillerine özellikle de gruplara büyük bir görev yüklediğini söyledi. Kuzu, “Her işte bir hayır vardır derler. Bu manada bizim AK Parti olarak tek başımıza anayasa yapma gücümüzün olmaması bizi bir anlamda vebalden kurtarmıştır.” dedi.