Erdoğan, Beşiktaş'taki Shangri-La Bosphorus Oteli'nin açılışında yaptığı konuşmada, otelin ülke ve İstanbul'a hayırlı olmasını temenni ederek, konumu ve konseptiyle ülke ve İstanbul'a yakışan böyle bir eserin her aşamasında görev üstlenenlere teşekkür etti.
Dolmabahçe'daki Başbakanlık Ofisi'ne komşu olmaları hasebiyle de inşaatı adım adım takip ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Verdiği sözü tutabilecek mi- Zamanında bitebilecek mi- Tabii önceki hali malum... Burası bir tekel deposuydu ve böyle bir depodan bu hale dönüşmesi İstanbulumuz için bir kazanç. İstanbul aslında turizme hizmet vermekte oda kapasitesi, yatak kapasitesi itibarıyla zayıf ve bu kapasiteyi gidermemiz gerekiyor. Şu anda İstanbul'da otellerimizde biliyorsunuz doluluk oranı yüzde 85 civarında. Böyle bir noktadayız. Recep beye az önce sordum 'Doluluk oranı nasıl-' dedim. 'Full' dedi.
Tabii burası bir marka. Buranın şu anda full olması özellikle İstanbul'un nerelere geldiğinin de en güzel ispatıdır."
Erdoğan, göreve geldiklerinde İstanbul'da değil, tüm ülkede turist sayısının 13 milyon, gelirin ise 8,5 milyar dolar olduğunu ifade ederek, şu anda turist sayısının ülke genelinde 32,5 milyona ve gelirin de 23,5, 24 milyar dolara ulaştığını anlattı.
Turizme sadece güneş, kum, deniz olarak bakmadıklarını, turizme yeni bir anlayış, zihniyet getirdiklerini, bunu farklı bir konseptin içinde ele aldıklarını kaydeden Erdoğan, "Bunu ele alırken dedik ki, 'Buraya kültür, inanç, kongre, sağlık, dağ, yayla, golf turizmini koyacağız' dedik. Çünkü Allah'ın dört mevsimde dört zenginlik verdiği bir ülkeyiz. Bu dört mevsimi de farklı şekilde değerlendirmek durumundayız. İstanbul 4 mevsimiyle turizmde bir cazibe merkezi. Çünkü burada 4 mevsimde kongre turizmi hareketlidir, canlıdır. Geriye gidiş söz değildir" diye konuştu.
Antalya'da eskiden 6 ay turistik faaliyette bulunulduğunu ama şimdi turizmin tüm yıla yayıldığını anlatan Erdoğan, Muğla tarafına geçtikçe hareketliliğin daha fazla olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Şimdi Doğu, Güneydoğu buralara doğru yavaş yavaş açılacağız, Karadeniz'de adımları atıyoruz" dedi.
Erdoğan, Tanrıverdi ailesinin memleketleri Samsun'a bir marka zinciri içerisinde güzel bir otel yapacağını söyledi.
-Türkiye'nin çekim merkezi olması-
Başbakan Erdoğan, atılan adımların ve gelişmelerin Türkiye'nin çekim merkezi olmasıyla bağlantılı olduğunu vurgulayarak, "Ülkemizin dört bir yanında bu gelişmeler bizi dünya genelinde de halkların kaynaşması noktasında farklı bir sorumluluğun, farklı bir mesuliyetin içine itiyor" diye konuştu.
Büyük Türk denizcisi Kaptanı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'nın, "Er odur ki dünyada koya bir eser, esersiz kişinin yerinde yeller eser" sözünü anımsatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi yan tarafta da Deniz Müzesi inşallah bitiyor. Orada Barbaros Hayrettin Paşa'nın inşallah kokusunu bu otelde misafir olanlar alacak. Recep Tanrıverdi beyefendiyi İstanbulumuza böyle bir eseri kazandırdıkları için yürekten kutluyorum. Asya Pasifik Bölgesi'nin en önemli otel zinciri olan Shangri-La grubuyla böyle bir ortaklıkta bulunmuş olmalarını Asya kültürünün ülkemize tanınmasını sağlayacak olması bakamından da önemli görüyorum. Coğrafya itibariyle ülkemizin büyük bir bölümü Asya coğrafyası içerisinde, o kültüre çok yabancı değiliz. Ama Türk kültürünün Asya'ya transferi bakımından bunu önemli görüyorum."
Erdoğan, Shangri-La Bosphorus Oteli'nin inşasındaki titizlik ve farklı işletme anlayışıyla daha faaliyete geçmeden dolduğunu, çok ciddi bir ilgi gördüğünü ve takdir kazandığını belirtti.
Bu otelin aynı şekilde kendi alanında dünyanın en önemli markalarından biri olarak, İstanbul'un 2023 hedeflerine ulaşması konusunda da ciddi katkıları olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, İstanbul'un artık ekonomiden kültüre, eğitimden modaya her alanda dünyanın farklı bölgelerinin kesişim noktası, kavşağı konumuna geldiğini gördüklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin elindeki bu paha biçilmez hazineyi, yani İstanbul'u uzun zaman hakkıyla değerlendiremediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Hem kendimizi hem de tüm dünyayı İstanbul'dan, İstanbul'un güzelliklerinden, imkanlarından hep uzak tuttuk. İstanbul'da yaşadık ama İstanbul'u tanımadık. Hani balıklar için derler ya 'Ol mahiler ki derya içindedirler deryayı bilmezler.' Balık deryayı tanımaz, denizi tanımaz ta ki denizin dışına atıldığı zamana kadar, orada kıvranmaya başlar, o zaman denizin kıymetini anlar. Biz de İstanbul'dan ayrı kaldığımız zaman mı İstanbul'un kıymetini anlayacağız- Onun için İstanbul'un kıymetini iyi anlamamız lazım."
Başbakan Erdoğan, şehirlere ihanet edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şehirlerin insanlarla değer kazanacağını ve insanların da şehirle değer kazandığını ifade etti.
Medeni olmanın aynı zamanda şehirli olmak anlamına geldiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bunu iyi yakalamamız lazım. Bu şehir bilincini, şehre karşı müşfik olmayı insanın anlaması, yakalaması gerekir. Bu bakımdan da ben şu anda çatısı altında bulunduğumuz otelin, tercihler silsilesi içerisinde, topraktan göğe doğru uzak olmadığı için çok daha tercihli görüyorum, farklı görüyorum. Ama Samsun için aynı şeyi söylemedim sayın Tanrıverdi'ye. Çünkü Samsun'da bayağı topraktan uzaklaşıyorlar. Sordum 'Kaç kat yapıyorsunuz' dedim. '30 kat yapıyoruz' dedi.
'Eyvah, yandık hele hele Samsun'da yapıyorsunuz' dedim" ifadelerini kullandı.
-"Tarihsel mimarimizde yatay mimari esastır"-
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin tarihsel mimarisine değinerek, "Aslında bizim tarihsel mimarimizde yatay mimari esastır, dikey mimari değil. Çin'de de değil mi- Ama şimdi onların da bozuldu bu anlayışı. O kadar arazi, toprak olmasına rağmen onlar da dikey mimariye doğru gidiyorlar" diye konuştu.
Yerel mimarinin sahiplenilmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu sahiplendikçe inanıyorum ki bu mimari zihniyetimizdeki ihracat da artacak. Bu da çok çok önemli bir anlayış, bunu yakalamamız lazım. Ben mimar adaylarımıza hep bunu söylüyorum, tavsiye ediyorum ve bunu bekliyorum. Bakın şimdi biz Ankara'da Başbakanlık'a bir bina kazandırıyoruz. İnşallah önümüzdeki nisanda bitecek. Orada bu mimarinin örneğini göreceğiz. Şu anda Başbakanlık'ta resmi kabul merasimlerini caddede yapıyoruz. Niye- Çünkü Başbakanlık binasında böyle bir merasim yeri yok. Yağmur varsa erteliyoruz zaten yapamıyoruz. Ama şimdi yeni yapılan yerimizde gayet güzel bir mimariyle, inşallah hepiniz göreceksiniz, bu milletin şanına yakışır, bu milletin tarihine yakışır şekilde yağmurunda da çamurunda da en güzel şekliyle bu tür kabullerimizi yapabilecek noktaya geleceğiz. Ama dikey mimariyle değil, yatay mimariyle.
Gerçek bir İstanbul sevdalısı, doğma büyüme bir İstanbullu olarak, bunu da söyleyeyim, bunu da vatandaşlarımın bilmesini istiyorum. Belediye başkanı oldum, emsali üçe düşürdük. 15'ten 3'e düşürdük. Kimse İş Bankası Kuleleri, Sabancı Kuleleri... Bunlar benim dönemimde yapılmış şeyler falan değil, hepsi benden önce kararları verilmiş, yapılmış. Çünkü bu anlayışa karşıyız. Şu anda da yani dikeyde yapacak olsan emsali geçemezsin. Çünkü yeşile bir defa hasretiz. İstanbul'u hak ettiği yere getirmek için var gücümüzle çalıştık, çalışıyoruz. İstanbul'a hizmet yolunda her türlü zorluğa göğüs gerdim, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadım, çekinmedim, yargıyla da mücadele ettim. Onu da söylemem lazım."
-"Denizin altında bu adımları atıyoruz"-
Marmaray'ın yargı müdahalesi olmasa sonucunda 4 yıl önce biteceğine değinen Erdoğan, şunları konuştu:
"Ama 4 yıl bu millete, İstanbullu'ya kaybettirdiler. Londra'dan Pekin'e, Pekin'den Londra'ya seyahat edecek insanlara kaybettirdiler. Şimdi bunu aşıyoruz, aşacağız inşallah 29 Ekim'de Marmaray'ı açacağız. 29 Mayıs'ta da üçüncü köprünün temellerini atacağız. Bütün bunlar İstanbul için. Tüp geçit yine hemen raylı sistemin biraz daha aşağısında 2015'te de onun açılışını yapacağız. Dikkat ederseniz, biz denizin altında bu adımları atıyoruz ve 62 metre denizin derininde bu yatırımları gerçekleştiriyoruz. Şu anda burada da denizin altındayız. Fakat Recep beyin bir sözü daha vardı onu gerçekleştiremedi. Herhalde ona da yine birileri mani oldu diyordu ki 'Balıklarla burada komşu olacağız.' Balıklarla komşu olacağız dedi ama balıklarla bizi komşu yapamadı. Ama yine biz gönül dünyasında balıklarla komşuyuz. Onları çok seviyoruz. onlarla beraberiz. Tanrıverdi ailesine böyle bir eseri İstanbul'umuza kazandırdığı için çok çok teşekkür ediyorum. Shangri-La ailesine İstanbulumuza böyle bir eserle geldikleri için ayrıca teşekkür ediyorum."
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve diğer yetkililer, daha sonra kurdele keserek, otelin açılışını gerçekleştirdi.
Bu arada Erdoğan'ın konuşmasından önce Çin'den gelen "Aslan dansı" ekibi gösteri yaptı.
Başbakan Erdoğan, açılışın ardından yürüyerek Başbakanlık Ofisi'ne geçti.
Muhabir: Muharrem Aksakallı-Uğur Aslanhan
Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu
La Bosphorus Oteli Açıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insanların, şehir bilincini, şehre karşı müşfik olmayı anlaması, yakalaması gerektiğini belirterek, "Bu bakımdan da ben şu anda çatısı altında bulunduğumuz otelin, tercihler silsilesi içerisinde, topraktan göğe doğru uzak olmadığı için çok daha tercihli görüyorum, farklı görüyorum" dedi.