TBMM Genel Kurulu Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın devamsızlık durumunu görüştü. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Leyla Zana’nın bir Kürt kadını, Kürt kimliği, kadın kimliğiyle çeyrek asrı aşkın bir süredir Türkiye siyaset sahnesinde mücadele veren bir siyasetçi olduğunu belirterek, Zana’nın Kürt halkının bir temsilcisi ve siyasetçisi olduğunu ifade etti.
Yıldırım, "Kürtler ve dostları, iğneyle kuyu kazar sabrıyla hak ettikleri, halktan destek aldıkları ölçüde legal demokratik siyaseti güçlendirmeye ve yüz yıllık geçmişin açığa çıkarmış olduğu toplumsal meseleleri demokratik yollardan, hukukun üstünlüğünü esas alarak ve barışçıl yöntemlerle bütün güvenlik doktrinlerini reddeden bir anlayışla siyaset yapmaktadır" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, milletvekillerinin en önemli sorumluluklarından biri de Meclis’teki faaliyetlere katılmanın ve Meclis’teki oturumlara katılarak temsil ettiği kitlenin ve toplamda millet iradesinin çalışmalara yansımasını sağlamak olduğunu söyleyerek, "Bu, milletvekilliği için bir yükümlülüktür. Hiçbir milletvekili bu sorumluluğunu yerine getirmekten imtina etme gibi bir duruma gelemez. En son yapılan İç Tüzük değişikliğiyle 3’üncü madde içerisinde yapılan bir değişiklikle ant içmekten imtina eden milletvekillerinin milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan yararlanamayacağı da hüküm altına alınmış durumdadır. Milletvekili seçimlerinin kesinleşmesinin ardından yapılan ilandan sonraki beşinci günde milletvekilleri ant içer. Bu ilk oturumda milletvekilleri yemin ederek görevlerine başlarlar. Ancak Leyla Zana, geçerli yemin etmekten imtina etmiş ve bu zamana kadar da yemin etme imkânı olmasına rağmen yemin etmeyerek bu göreve başlamamıştır, kaldı ki milletvekili adayı olurken milletvekilinin yemin etme zorunluluğu olduğu bilenen bir gerçektir. Bir milletvekilinin yemin metnini kendi siyasi anlayışına göre değiştirmesi de doğru bir tavır değildir. Yemin metni üzerinden siyasi bir sonuç almak gibi bir duruma da hiç kimsenin ulaşması zaten mümkün değildir; yani milletvekilinin, yemin metnini kendi siyasi iradesine göre değiştirme gibi bir seçeneği düzenlemelerin hiçbirinde mevcut değil" şeklinde konuştu.
HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, 24. dönemdeki Anayasa değişikliğine atıf yaparak, "Özellikle 24’üncü Dönemde Anayasa değişikliği üzerinde bir uzlaşma komisyonu, bildiğiniz üzere, kurulmuş ve o komisyonda bu yemin metninin değiştirilmesine ilişkin bir konsensüs ortaya çıkmıştı ancak Anayasa’nın tümden değişikliği üzerine tam bir mutabakat sağlanamadığı için değiştirilemedi. Oysa çok iyi biliyoruz ki bu Parlamentonun büyük çoğunluğu vicdani ve ahlaki olarak bu yemin metninin doğru olmadığını, bu yemin metninin ırkçı olduğunu; insan ahlakına, insan düşüncesine, insan olmaya, hukuka, çağdaş demokrasiye ve Türkiye’nin çoğulcu yapısına uymadığını bilmektedir" diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, milletin görev verdiği halde görevi yerine getirmemenin millete saygısızlık olduğunu kaydederek, "Milletvekillerini sadece el kaldırıp indiren bir robot gibi görmek demokrasiye haksızlıktır, buradaki sistemin işleyişine haksızlıktır. Bizler bu tarz çalışmalar yaparken milletin bize vermiş olduğu yetki için elimizi kaldırıyoruz. Sayısal kurallar buralarda yazılmış, Anayasa’da yazılmış, o yüzden bunları yapıyoruz. O yüzden ’Siz çoğunluksunuz, siz el kaldırıyorsunuz’ demek, ’Demokrasi dışında işler yapın’ demektir aynı zamanda. Biz görevimizi yapıyoruz değerli arkadaşlar. Bunun bir itham konusu olmaması lazım. Tabii ki elimizi kaldıracağız, tabii ki kendi kanaatimizle beraber, partimizin aldığı kararlarla beraber, Anayasa’ya, İç Tüzük’e uygun işleri beraber yapacağız. Israrla bu çoğunluk vurgusunu, el kaldırmak, indirmek tarzı, güya aşağılamanın, bu Gazi Meclise haksızlık olduğu kanaatindeyim. Bu Meclis aynı usullerle Kurtuluş Savaşı’nı yaptı; bu Meclis benzer usullerle, darbelerden sonra kapanma iddiası ortaya konulduğunda o direnci gösterdi; 15 Temmuzda hakeza onlar gösterdi. O yüzden bu Meclisin gücünden dolayı ’el kaldır, indir’ tarzı aşağılanmalara rağmen, bombalanmak istendi, kapılarına kilit vurulmak istendi. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar yaptığımız her şeyi millet için yapmaya çalıştık. Az önce yine kıymetli vekilin ısrarla ’Tek tip elbise nasıl olur da halkın istediği bir şey olur’ demesini hayretle karşıladım. Biz on beş yıldan beri iktidardayız. Tek tip elbise iddiasını ilk gün gündeme getirmedik. Önümüzde bir mesele var. Siz belki Kandil’e gitmekten, oraya buraya gitmekten Sincan’a gelememiş olabilirsiniz ama Sincan’a gittiğinizde o şehit yakınları, o gaziler bu talebi iletiyorlar bizlere. Eğer Sincan’a, Silivri’ye o davalara gelirseniz orada halkın bu talebi ilettiğini göreceksiniz. ’Biz bunları gece rüyamızda gördük, o yüzden yapıyoruz’ falan değiliz" dedi.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, AK Parti sıralarındaki milletvekillerini tek tek saydı. Beştaş, "Diğer 290 milletvekili nerede? Uçtu. Şu anda Meclis niye çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Beştaş, halkın iradesine yapılan haksızlığın gizlediklerini iddia ederek, "Halk iradesini temsil eden en yüksek makamda oturan bir milletvekilinden söz ediyoruz. Bu milletvekili kim? On yıla yakın cezaevinde yatmış, 94 yılında sizin zamanında kınadığınız ama bugün çok daha ağırını yaptığınız bir şekilde milletvekilliği gasp ediliyor. Yüz binlerce oyu alan, milyonlarca insanı, Türkiye’de 80 milyon yurttaşı temsil eden bir milletvekilinden söz ediyoruz" şeklinde konuştu.
Leyla Zana'nın Devamsızlık Görüşmeleri Düzenlendi
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Biz görevimizi yapıyoruz değerli arkadaşlar. Bunun bir itham konusu olmaması lazım. Tabii ki elimizi kaldıracağız, tabii ki kendi kanaatimizle beraber, partimizin aldığı kararlarla beraber, Anayasa’ya, İç Tüzük’e uygun işleri beraber yapacağız. Israrla bu çoğunluk vurgusunu, el kaldırmak, indirmek tarzı, güya aşağılamanın, bu Gazi Meclise haksızlık olduğu kanaatindeyim" dedi.