Maarif Kanunu Tasarısı, Genel Kurulda

AK Parti ile CHP'li milletvekilleri arasında '28 Şubat' tartışması yaşandı CHP Grup Başkanvekili Altay: 'Kamuoyundaki itibarımıza bakın. Millet bir gün 'Lanet olsun, bunları seçmek için sandığa gitmeyelim' diyecek'

TBMM - TBMM Genel Kurulu'nda, Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'nı görüşmeleri sırasında AK Parti ile CHP milletvekilleri arasında '28 Şubat' tartışması yaşandı.

Tasarının 5. maddesi üzerinde söz alan AK Parti Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, 'Eğitimi siyasetin arka bahçesi yapmayınız' diyenlere seslenerek, 'Siz değil misiniz eğitimi siyasetin arka bahçesi yapıp kızları okul kapılarından içeri sokmayan? Eğitim tarihinin en büyük zulümlerinden birini yaşattığınız gençlerden biri olarak sadece kendi adıma değil; aynı sıkıntıları yaşamış, aynı zulmü görmüş diğer bayan vekil arkadaşlarım ve ülkede bu sorunu yaşayan, kendini ispatlamış, kamuda ve siyasal alanda kadın olarak bugün hala kendini ispatlamaya çalışan tüm kadınlar, kızlar adına soruyorum: Bu yaptıklarınızın hesabını nasıl vereceksiniz?' dedi.

Usta, 8 yıllık kesintisiz temel eğitimle neler yapıldığını anlatmak isteğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Eğitimi tek tipleştirdiniz. Sadece imam hatipleri kapatmak ve önlerini kesmek için bütün meslek liselerinin önünü kararttınız. Liselerden başlayarak çocukları ötekileştirdiniz, gençleri ayrımcılaştırdınız, okul kapılarından kızları kovdunuz, bir taraftan da 'Haydi Kızlar Okula' kampanyaları yaptınız, şimdi de yine liseli gençleri kullanarak siyaset yapmaya çalışıyorsunuz. Yapmayın bunu, siyaseti eğitimin arka bahçesi haline getirmeyin. Milli ve manevi değerlerine bağlı nesil yetişmesin diye çok çabaladınız, baskının, dayatmanın en ağır dönemlerine de imza attınız. Bunların hesabını bu millete nasıl vereceksiniz? Binlerce kadın öğretmeni 28 Şubat döneminde işinden attınız, kovdunuz, onurlarını kırdınız, incittiniz, yaraladınız, psikolojik sorunların içerisine soktunuz.'

Usta, HDP'ye, 'Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde okulun bahçesinde çocuklar, öğrenciler oynarken bile roketatarlarla teröristlerin yıktığı okulların hesabını onlara destek verirken nasıl vereceksiniz? Nasıl adaletten ve barıştan bahsedeceksiniz? Çocukların, gençlerin eğitiminden bahsediyorsunuz; çocukların eline taş vererek, onları zorla uyuşturucuya mahkum ederek, dağa kaçırarak, istismar ederek mi eğiteceksiniz? Böyle eğitemezsiniz. Bu çocukların haklarını, bunların hesabını nasıl vereceksiniz' diye sordu.

-'Bugün 28 Şubatçılarla kol kola gidiyorsunuz'

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, sataşma gerekçesiyle söz alarak,'O uygulamaların tamamını AKP Hükümeti aynı şekilde devreye sokmuş durumda. Bir zamanlar eğitim alanı nasıl siyasetin arka bahçesi haline getirildiyse, tekleştirme yapıldıysa bugün aynı şeyi siz yapıyorsunuz. Bugün 28 Şubatçılarla kol kola gidiyorsunuz, en büyük ittifakı aynı darbeci anlayışla yapıyorsunuz. Barış talep ettiği, Ankara katliamını kınadıkları için öğretmenler soruşturmaya tabi tutuluyor. Çocuk istismarından bahsederken Ensar Vakfı konusuyla da yüzleşmeniz gerekir.' dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş da sataşma gerekçesiyle söz alarak, 'Esnek eğitim sistemi ne zaman ucube oldu? Katsayı nedeniyle üniversitelere gitme imkanımız yoktu. İmam hatiplere gitmek, çocuklarınızı göndermek zorunda değilsiniz. Siz farklı yerlere gönderebilirsiniz. Arz ve talep dahilindedir. Yarış eşittir. Bu, tek tip eğitim değil. Ensar ile ilgili mahkeme kararı ortada. Buradan size ekmek çıkmaz.' diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın sataşma gerekçesiyle söz istemesine AK Parti'li bazı milletvekilleri 'Niye üzerinize alındınız?' diyerek tepki gösterdi. Bu sırada CHP'li Altay ile AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner arasında tartışma çıktı. Milletvekillerinin birbirinin üzerine yürümesine araya girenler engel oldu.

Genel Kurulda tartışmanın sürmesi üzerine Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, birleşim ara verdi ve grup başkanvekillerini yanına çağırdı.

-'Millet, bu Meclis'e bakıp utanıyor'

Bahçekapılı, Genel Kurulda kimsenin tasvip etmeyeceği sözlerin sarf edildiğini belirterek, önce Metiner'e, ardından Altay'a söz verdi.

Metiner, Usta'nın konuşmasında hiçbir parti adının zikredilmediğinden tepki gösterdiğini belirterek, 'Tepkimin doğruluğu, yanlışlığı tartışılır. Darbecilerle, 28 Şubatçılarla hesaplaşmamız gerektiğini söyledim. Bir grubun bunu kendi üzerine alması için sebep yoktu. Gösterdiğim tepki bunaydı. Meclis'te 'maydanozu olmak' ve benzeri sözlerden oluşan bir tartışma hiçbirimize yakışmıyor. Söylendiği için karşılık vermek zorunda kaldığım sözlerden dolayı kendi adıma ben utanıyorum. Eğer kendisi de utanıyorsa Meclis'in mehabeti adına birbirimizden özür dileyelim ve bir daha bu tür saygısız şeyler olmasın' dedi.

Altay da konuşmasında, Meclis'in yazılı olmayan kuralları olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

'Elbette herkes fikrini söyleyecek, iddialarını ortaya koyacak, eleştiri ve özeleştiri, sataşma olacak. Ama sayın milletvekilimizin kendince ve bence de haklı kimi eleştirilerini grubumuza yönelterek ve öyle bir algı çıkartarak söylemesinden sonra ben de usule uygunca söz talep ederek, milletvekilinin kastının 28 Şubat ve benzeri darbelerin bizimle ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını açıklamaya yönelik talebim vardı. Fakat Sayın Metiner'in ısrarla milletvekilini ve beni konuşturmamakla kararlı tutum içinde, sanki Türkiye'de darbeye tek karşı kendisi, herkes de darbeci anlayışıyla beni taciz etti. Bu Metiner'in bir ritüelidir bu. Kendisi taciz noktasında bunu müteaddit şekilde yaptı. Utansın bir zahmet. Kimseye o laf edilmez. O laf edildiği için ben de münasip olmayan bir karşılık verdim. Millet, bu Meclis'e bakıp utanıyor. Tartışalım ama hakaret yok. Kamuoyundaki itibarımıza bakın. Millet bir gün diyecek ki 'Lanet olsun, bunları seçmek için sandığa gitmeyelim.' Yaşananlar doğru değil. Bir daha olmamasın temenni ediyorum. Bu son olsun.'

TBMM Başkanvekili Bahçekapılı, 'Gösterdiğiniz olgunluktan dolayı size teşekkür ederim' diyerek tartışmayı sonlandırdı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile