Magid'den Uygur Aileye Ziyaret

Magid'den Uygur Aileye Ziyaret

Yaklaşık 4 ay önce Doğu Türkistanlı bir aileye sahip çıkan Manisa Girişimciler Derneği (MAGİD) Yönetim Kurulu, aileyi Ramazan’da da yalnız bırakmadı. Uygur aileyi ziyaret eden dernek üyeleri aileyle birlikte iftar yaparak, Çin zulmüne maruz kalan Uygur Türklerinin yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi.

Son günlerde Uygur Türklerine uyguladıkları baskı ve şiddetle tepkileri üzerine çeken Çin Halk Cumhuriyeti tepkilere rağmen zulme devam ediyor. Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye gelen ve Manisa’ya yerleşen Uygur bir aileye yaklaşık 4 ay önce sahip çıkarak kalacak bir ev bulmalarını sağlayan Manisa Girişimciler Derneği (MAGİD) üyeleri Uygur aileyi Ramazan ayı münasebetiyle ziyaret ederek yanlarındaki getirdikleri yemeklerle birlikte iftar ettiler.

Çin’in uyguladığı zulmün artık bitmesi gerektiğini kaydeden MAGİD Yönetim Kurulu Başkanı Ayberk Aloğlu şunları söyledi:

Doğu Türkistan çığlığını sanal alemden çıkarıp Çin konsolosluklarının önüne taşıma zamanı gelmedi mi hala! Halkımız Doğu Türkistan Türklerinin tamamen soylarının kırılmasını bekleyip, heykellerinden mi anılmasını bekliyorlar. Dünyadaki bütün milletler, yabancı devlet hâkimiyetinde kalan soydaşlarını kendileriyle birleştirmek için silahlı - silahsız savaşlar yaparlar. Bunun adı emperyalizm değil, irredantizmdir ki bu da makul bir davranıştır. Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir. Doğu Türkistan’daki kıyımın oruçla, Ramazan’la, İslam’la ilgisi yok. Çin, Türklere kıyım yapıyor, yoksa Çinli Müslümanlara böyle baskı ve kıyımlar yok. Lütfen konuyu kimse saptırmasın. Biz sahipsiz bırakılan bir Türk Devletinden bahsediyoruz. Doğu Türkistan, Çin yönetimine girdikten sonra gidenlerin bir kısmı sadece kendi popülaritesini sağlamlaştırmak için orada fotoğraf karesinde rol kapmaya çalışmıştır. Ama konunun esasına inilmemiş Türk Toplumuna Doğu Türkistan davası yabancılaştırılmıştır. Çince yeni toprak anlamına gelen ve Çinlilerden dolayı bizim de Sincan dediğimiz ata yurdu var ya hani şu Kaşgarlı Mahmutların yetiştiği gök bayrağın, al bayrağa uzattığı eli; işte tam orası onlarca yıldır inlemekte, çığlıklar atıp yardım dilemekte. Ama bizim kulağımız Arap, Yezidi, Süryani, Ermeni feryatlarına kodlandığından, anlamlandıramıyoruz niye bağırıyorlar diye ana dilimize yabancılaştığımız çığlıkları. Gene gök bayrak, al bayrağa uzatıyor yardım umarak elini. Ama adı Almila, Açina bu feryadın! İlla ki al bayrak altındakilerin bu feryadı duymaları için feryat dilini mi değiştirmeleri lazım. Diğer milletlerin deli gibi kaçtığı, şeytanla bile sohbet eden millet ondan korkanlardan mı korkacak! Ya o deli şeytan; Suriye’den gir Irak’ı düzle, Ermenistan’ı haritadan sil, Çin Seddini yık derse! Selahattin Eyyubi’nin dediği gibi, ‘Dostlarımızla o kadar uğraşıyoruz ki, düşmanlarımızla savaşamıyoruz…’ Doğu Türkistan mücahidi Osman Batur idama götürülürken bile ‘Ben ölebilirim ama dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecektir.’ Demiştir. Bin bir türlü işkenceden geçirilip, kurşunlanarak öldürülmüştür. Rahmetle anıyoruz, mekanı cennet olsun. Erkekçe idam etmesini beceremeyen bir topluma karşı mücadelede soydaşlarımızı yalnız bırakmamalıyız. Biz yalnız bırakırsak, diğer devletler maşa olarak 22 milyon soydaşımızı kullanırlar yoksa. Bunun hesabını biz sormazsak; tarih sorar, torunlarımız sorar, Allah sorar!”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile