Bu ilgiden oldukça memnun olan Ünal, Tepebaşı Mahallesinde yaptığı konuşmada seçmenlere göstermiş oldukları ilgiden dolayı teşekkür eden Mahir Ünal, Ak Parti'nin 8,5 yılda yaptığı icraatları anlattı.
Ünal, AK Partinin parti programı hazırlanırken, bu ülkenin sıkıntılarının, sorunlarının satır satır yazıldığını ve çözümlerin tek tek ortaya koyulduğunu söyledi.
Türkiye’nin sorunlarını çözmek için parti programının akabinde acil eylem planı hazırladıklarını vurgulayan Ünal, “Sağlıkta, eğitimde, ulaştırmada, emniyette ve dış politikada kısacası her alanda ne yapılacağı biliniyordu. 8,5 yıl içerisinde bizler, sizlere layık olmaya çalıştık ve Türkiye büyük bir mesafe kat etti. Bunu hepiniz gördünüz, bunları birlikte yaşadık. Bunları tekrar etmek istemiyorum, çünkü sizler 2002’de, 2004’de, 2007’de, 2009’da ve 2010’da her seferinde bize onay verdiniz. Dediniz ki; ‘yolunuz açık olsun, yürüyün’! Bizlerde her zaman durmak yok yola devam dedik. Ve biz bu milletten aldığımız güvenle, güçle her yerde dik durduk. Sizin verdiğiniz güçle ve güvenle bu yolları bu engelleri bu krizleri aştık” dedi.
“BAŞBAKANIMIZ, GENEL BAŞKANIMIZ İNSANIMIZA AŞK’LA BAKIYOR”
Muhalefetin, AK Parti iktidara geldiği ilk günden itibaren her ne pahasına olursa olsun ‘AKP’den kurtulmayız’ dediğini hatırlatan Mahir Ünal, muhalefete yüklenerek, şunları söyledi:
“A Ke Pe’ diyorlar. Ak Parti demeye dilleri varmıyor. Neden bunlar her ne pahasına olursa olsun AKP’den kurtulmalıyız dediler? Türkiye batmış ekonomi dibe vurmuş, kriz yaşanıyor ülkede, umurlarında değil. ‘AKP’den kurtulmalıyız’, 8,5 yıldan beri bunun mücadelesini veriyorlar. Bunun tek bir nedeni var çünkü AK Parti bir millet hareketi, çünkü AK Parti milletene yaslanarak, milletinin iradesine yaslanarak siyaset yapıyor. Çünkü AK Partinin lideri, Genel Başkanı insanımıza aşk’la bakıyor, sevdayla bakıyor. Onların derdiyle dertleniyor ve meydanlarda ‘biz size aşığız’ diyor aşığız. Bu aşkla 18-19 saat çalışıyor.”
Ana muhalefeti, “Sabah kalkıp yalan söylemeye başlıyorlar, gün bitene kadar yalan söylüyorlar. Ertesi günde yüzleri kızarmadan hiç bir şey olmamış gibi yollarına devam ediyorlar. İnsan birazcık utanır” diyerek eleştiren Mahir Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bakın tek bir örnek vereceğim. Bu adam her seferinde bir tane yalan belge alıp sallıyor. Daha sonra salladığı belgenin yalan olduğu ortaya çıkıyor, yine utanmıyor. Gecen gün hatırlarsanız dedi ki; bir bakanın ismini açıklayacağım. O bakan ÖSYM Başkanına bir mail atmış, işte de mail dedi. Ertesi gün öyle bir mail adresi olmadığı, öyle bir mail atılmadığı, atan kişinin de bir sahtekâr olduğu oraya çıktı. Adam hiç oralı bile olmadı. Yoluna devam ediyor!”
“BUNLAR SİYASET BEZİRGÂNI”
AK Parti karşıtı koalisyonun yıllarca siyaset bezirgânlığı yaparak vatandaşı kandırdığını kaydeden Ünal, “Bunlar yıllarca siyaset bezirgânlığı yaptı. Ne demek siyaset bezirgânlığı; ya bir ülkenin sıkıntıları sorunları olmaz mı? Olur. Peki, siyaset kurumunun görevi ne? O sıkıntıları sorunları çözmektir. Ama bunlar yıllarca bu milletin dertlerini sıkıntılarını çözmek yerine dertlerinden, sıkıntılarından beslendiler. Vaat ederek, o bir veriyorsa ben beş veriyorum diyerek, iki anahtar veriyorum diyerek. Şimdide 600 yüz lira vereceğim diyor. Nerden vereceksiniz dediğimizde kaynak benim diyor. Ya sen nasıl kaynak olacaksın? Sen olsan olsan argon kaynağı olursun. Ya hatırlamıyor musunuz? Ben buradaki tüp, mazot, pirinç, yağ, şeker kuyruğunu, bunların bereketsizliğini hatırlamıyor musunuz? Şimdi bunlar ne yapıyorlar sanki bu Cumhuriyet 1923 yılında kurulmamış da bu Cumhuriyet 2002 yılında kurulmuş gibi kendi yaptıklarının hesabını bize soruyorlar. Bu milletin 80 yıl vakit kaybetmesinin, 80 yılını heba olmasının sorumlusu sizsiniz. Şimdi biz sizin 80 yılda yaptıklarınızı 8 yıldır temizlemeye çalışıyoruz. Siz bize hesap sormak yerine bize teşekkür etmelisiniz” diye konuştu.
“ASIL GÜZEL GÜNLERİ USTALIK DÖNEMİMİZDE GÖRECEKSİNİZ”
Millete sevdalı olduklarına işaret eden Ünal, “Çıraklık döneminde, kalfalık döneminde büyük sorunları halettik, hamdolsun. Her birimiz hastaneye gidip rahat bir şekilde sağlık hizmeti alıyor muyuz? İlaçlarımızı rahat bir şekilde alıyor muyuz? Çocuklarımız okula gittiklerinde kitaplarını ücretsiz bir şekilde sıralarının üstünde buluyorlar mı? Desteğe ihtiyaç olana destek olunuyor mu? Çetelerden mafyalardan kurtulduk mu? Kurtulduk, ama bekleyin asıl güzel günleri bizim ustalık dönemimizde göreceksiniz” dedi.
“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ÜN ANAYASASINI DEĞİŞTİRDİLER”
Türkiye’nin çok acil sivil ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğunun altını çizen Ünal, Anayasa değişikliğine karşı çıkan muhalefetin, Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Kurtuluş Savaşını veren meclisin hazırladığı Anayasayı değiştirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Özgürlükçü, hak ve özgürlerine güvence altına alacak bir anayasaya kavuşamadık. Biliyorsunuz 1960 darbecileri geldiler, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında yaptığı anayasayı değiştirdiler. Kurtuluş Savaşını veren büyük meclisin, aziz meclisin hazırladığı 1924 Anayasasında ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ diye bir cümle vardı. 1960 darbecileri geldi, yeni bir anayasa yaptı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı anayasayı değiştirip, 1924 Anayasasındaki ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ cümlesini değiştirdiler. Bunu hiç söylemiyorlar. Nasıl değiştirdiler; ‘Egemenlik millet adına bazı anayasal kurumlar tarafından kullanılır’ diye değiştirdiler. Yani egemenliği milleten aldılar, bazı vesayet kurumlarına verdiler. 80 darbesinden sonrada bir anayasa daha yapıp, 60 darbesinden sonra yaptıkları anayasayı güncellediler. Şimdi biz anayasayı değiştirelim dedikçe bize diyorlar ki; biz Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı anayasayı değiştirtmeyiz. Yahu Mustafa Kemal Atatürk’ün anayasasını siz değiştirdiniz. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti bu hale siz getirdiniz. Şimdi de Mustafa Kemal Atatürk’ün arkasına sığınıp, bize vurmaya çalışıyorsunuz.”
“ANAYASA SORUNU FERT FERT HER BİRİMİZİN MESELESİ”
Mahir Ünal, 1983’den beri milletin sivil anayasayı konuştuğunu hatırlatarak, “Biz inşallah bu seçimden sonra bu milletimizle birlikte sivil, özgülükçü bir anayasayı hazırlayacağız. Referandumda üzerinize düşeni yaptınız. Anayasa paketini layıkıyla onayladınız. Şimdi son görev; inşallah bize sivil anayasayı yapmak için gereken desteği vereceksiniz. Bu mesele Recep Tayyip Erdoğan’ın meselesi değil. Bu mesele Ahmet’in, Mehmet’in, fert fert her birimizin meselesi. Her birimiz sorumluluk altındayız. İnşallah sivil anayasamız olduktan sonra, halk ve özgürlüklerimiz güvence altına alındıktan sonra, Türkiye’nin önü daha da açılacaktır. Bundan emin olun” dedi.
