Mahkumlar Marka Üretti (özel)
Osmaniye`deki Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu farklı sektörlerde gerçekleştirdiği üretim faaliyetleriyle dev bir fabrikayı andırıyor.
2009 yılında 142 dönüm alanda müstakil bir müdürlük olarak kurulan Ceza İnfaz Kurumu, mobilya–marangoz, seracılık, mantar, sebze–meyve bahçeleri, yediemin, demir doğrama, kuru yemiş kavurma–paketleme ve pazarlama tesislerine sahip.
Kurum, 2010 yılında AR–GE çalışmaları yaptığı Osmaniye yer fıstığı ve diğer kuru yemiş çeşitlerinin adını "Toprakkale CİK" markası ile tescil etti. Dönemsel olarak 150–200 hükümlünün kaldığı kurumda 100 hükümlü sigortalı çalışıp, döner sermayeden kârpayı ve maaş alıyor.
Hükümlüler işledikleri suçun niteliğine göre cezalarının son bölümünü Açık Ceza İnfaz Kurumunda geçiriyor. Kapalı cezaevi ortamında kurtulup buraya gönderilen insanların normal hayata döndüklerinde bir mesleği öğrenecek şekilde projeler geliştiren müdürlük, eğitimlerinde veya atölyelerini kurmadan önce hükümlülere yönelik ihtiyaç analizleri yapıyor. Böylece kişinin ekonomik, eğitimsizlik, alkol, uyuşturucu veya çevresel nedenlerden hangisinden suça karıştığına bakılıyor. Bu tespitler yapıldıktan sonra hükümlü ilgi alanı ve tercihlerine göre bir meslek kursunda eğiticiler tarafından yetiştiriliyor.
İKİNCİ KEZ SUÇA KARIŞMIYORLAR
Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Mustafa Ertekin, verdikleri eğitim ve öğrettikleri mesleklerle rehabilitasyonunu sağladıkları hükümlülerin büyük bir kısmının normal hayatta ikinci kez suça karışmadığını söylüyor.
Kurumda bir meslek kolunda çalışan hükümlülerin sivil yaşamda çok düşük maliyetlerle bir iş kurabileceğini dile getiren Ertekin, "Dört duvar arasından; çalışan, üreten, meslek edinen, girişimci ve marka bir ceza infaz kurumu" haline gelmek için çaba gösterdiklerini kaydediyor.
Hizmete başladıkları yıl olan 2009`da yaklaşık 1 milyon TL.`lik cirodan 265 bin lira kâr; 2010`da 1.5 milyon TL.`lik toplam satıştan 360 bin lira kâr elde ettiklerini belirten Ertekin, "Bu sene büyük bir atılım gerçekleştirip, kuru yemiş üretiminde `Toprakkale CİK` adıyla markalaştık. Şu anda ceza infaz kurumlarının yüzde 50`sinin kuru yemiş ihtiyacını karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde tüm ceza infaz kurumlarının kuru yemiş talebini karşılamayı hedefliyoruz. 2011`de 4 milyon 600 bin TL. satış gerçekleştirip, karımız önceki yıllara göre üç kat artışla yaklaşık 1 milyon TL.`nin üzerine çıkardık." diyor.
Özellikle kuru yemiş atölyesinde kazandıkları başarı sonrası benzeri bir uğraş olan bakliyat işleme ve paketleme işine girdiklerini anlatan Ertekin, 25– 50 kiloluk fasulye, nohut, barbunya, bulgur ve mercimekleri Adalet Bakanlığına bağlı kantinlerde ve hükümlülerin günlük yemeklerinde kullanılmak üzere Cezaevi Bütçelerine satılacağını hatırlatıyor.
HÜKÜMLÜLERE GİRİŞİMCİLİK RUHU AŞILANIYOR
Bakliyatların hükümlülerin yemeklerinde kullanılacağını ve bu şekilde genel bütçeye önemli bir katkı verileceğini aktaran Mustafa Ertekin, şöyle devam ediyor: "Geçmişte Bayrampaşa, Silivri, Tekirdağ Kapalı Cezaevlerinde çalıştım. Oralarda hükümlüler dışarıya çıktığında ne yapacağını düşünür. Tünelin ucunu görmez. Orada çok yoğun eğitimlerle mahkumların moralleri yüksek tutulmaya çalışılır. Ancak açık ceza infaz kurumları toplumla cezaevi arasında adeta bir köprü vazifesi görür. Hükümlülerin de aslında dışarıdaki insanlardan bir farkları yok. Bir imkan verildiğinde yüksek başarı elde edebiliyorlar."
Şu an zaten dışarıdan sanayici ve iş adamları kendi birimlerinde çalıştırmak üzere kendileriyle protokol yapmak için başvurduğunu açıklayan Ertekin, protokol kapsamında hükümlülerin sigortalı olarak mesai saatleri içinde her hangi bir işletmede çalışabileceğine dikkat çekiyor. Bu tarz bir anlaşmada hükümlülerin mesai sonrası akşam tekrar cezaevine dönüş yaptığını aktaran Ertekin,"Bununla ilgili de görüşmelerimiz var. Ayrıca iş adamlarımız kurumuza gelip belli bir protokol çerçevesinde atölye kurabilir. İşçiliğini ve yerini biz sağlayabiliriz. Bu sayede hem iş adamlarımız hem de ceza infaz kurumlarımız ekonomiye daha fazla katma değer kazandırmış oluyor. Şu anda 30-40 ceza infaz kurumu zaten bu işi yapıyor." bilgisini veriyor.
Ürünlerde markalaşmaya önem verdiklerini ve bu hususa yatırım yaptıklarına değinen Ertekin, kuruyemiş üretiminde ilk kez bir ceza infaz kurumunun adını `markalaştırdıklarını` ifade ediyor. İnsanların bir cezaevinde üretilen ürünlere katkı maddesi konulmadığını bildiklerinden rahatlıkla tükettiklerini vurgulayan Ertekin, talep karşısında rekabet ortamını kırmamak için daha çok ürünleri daha çok bakanlığa bağlı birimlerde satıldığını bildiriyor. İnsanların bir kısmının iş yapamadığı veya çalışmak zor geldiği için ekonomik gerekçelerle suç işlediğini kaydeden Ertekin, "Biz bu şahıslara en başta iş disiplini öğretiyoruz. Çalışmanın o kadar da zor olmadığını, helal kazancın aslında hazzını kişilere yaşatıyoruz. Burada kalanlar –muhtemelen– dışarıda da öğrendikleri meslekleri sürdürüp, bir daha suç işlemeyeceklerdir." ifadelerini kullanıyor. Ertekin, kurumda bilgi yarışması, münazara farklı konularda konferanslar, İngilizce, bilgisayar, mobilya ustalığı, berber kalfalığı gibi kurslar düzenlediklerini sözlerine ekliyor. Hükümlüler ise kurumda bir meslek sahibi olmanın mutluluğunu yaşadıklarını aktarıyor. 30 ay hapis cezasının son bir yılını Açık Ceza İnfaz Kurumunda geçiren bir mahkum, tahliye edildiğinde bu işi yapacağını söylüyor. Sigortalı, 120 lira maaş ve döner sermayeden kar payı aldığını belirten hükümlü, "Sivil hayatta ne yapacağım kaygım kalmadı."diyor.
SEBZE MEYVEDEN MOBİLYAYA HER ÇEŞİT ÜRETİM YAPILIYOR
Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu Sebze Seralarında yıllık 20 ton domates, salatalık, patlıcan ve biber üretiliyor. 8 hükümlünün sigortalı olarak çalıştığı seralar kurumun kalorifer sistemiyle ısıtılıyor, maliyetler düşürülüyor. Sebzeler hükümlülerin yemeklerinde, ayrıca bakanlık birimlerinde ve vatandaşlara satılıyor. Mobilya-Marangoz Atölyesinde 14 hükümlü çalışıyor. Atölye resmi kurumlara yaptığı mobilyalardan Kasım ayı sonu itibariyle 340 bin lira cirodan 71 bin 564 lira kar sağlandı. Kuru yemiş kavurma ve paketleme atölyesinde 30 hükümlü çalışıyor. Toprakkale adını markalaştıran kuru yemiş tesislerinde bu yılın 12 ayında 3 milyon 500 bin lira satıştan 650 bin lira kar elde edildi.
Mantar Üretme Tesislerinde ise 5-6 hükümlü görev yapıyor. Yılda beş kez ekilen mantarda her dönem 2 ton elde ediliyor. Tarlalarda ayrıca nar, elma, karpuz, marul, lahana, ıspanak, brokoli, ıspanak, turp yetiştirilip pazarlanıyor.