Malatya'da Turizm Haftası Kutlaması

Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa; Vali Yardımcısı Abdullah Abid Öztoprak, İl Kültür ve Turizm Müdürü Derviş Özbay, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Kavuk, Battalgazi Belediye başkanı Selahattin Gürkan, İl özel İdaresi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Murat Sezik , İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan İçen ve çeşitli okul öğrencileri katıldı.

Malatya Araştırmalar Derneği Başkanı Kemal Deniz'in yönettiği konferansta konuşan Kültür ve Turizm Müdürü Derviş Özbay, "Son 30 yılda ülkemiz turizm adına ciddi anlamda yol kat etmiştir. Önceleri ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 1 milyona ulaşsın diye hedefler belirlenirken, şimdi ise bu rakam 20 milyonlara ulaştı. Zamanla daha da yükselecek. Çünkü çeşitli medeniyetlere kucak açmış çok sayıda kültürü barındıran ülkemiz doğal güzellikleriyle zengin, mutfağı ile zengin alternatif turizm faaliyetleri ileziyaretçilerine güzel bir dinlenme imkanı sunuyor" ifadelerini kullandı.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ise, "Turizm bir yerden bir yere konaklamak ve tekrar kedi yerine dönmek gibi bir şey. Kişiler kendi memleketleri haricinde başka yerlere gidip gezmek, görmek ya da ticaret yapmak, görgü ve bilgilerini arttırmak amacı ile bir yere gitme amacına ve bir hadise olgusudur. Bazen turizm adına konuşan arkadaşlarımız sanayi devrimi ile birlikte 2"nci dünya savaşından sonra Devletlerarası münasebetlerin ülkeler arasında turizmfaaliyetlerinin ve turist sayısının arttığını ifade ederler" dedi.

Bir diğer konuşmacı olan İl özel İdaresi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Murat Sezik ise şunları ifade etti: "Geçmişlerini koruyamayan milletler ve medeniyetler geleceklerini de inşa edemezler. Bu anlamda bizim toplumumuzun geleceği inşa edebilmesi için gençlerin koruma bilincine sahip olması ve bizimde sizlere rehberlik etmemiz gerekiyor. Tabi koruma kaybetme korkusundan kaynaklanır. Ve bir sahip olma güdüsü vardır. Koruma sözcük anlamı olarak ta bir şeyi ya da bir kimseyi dış etkilerden gelen tehlikelerden muhafaza etmektir. Biz bu anlamda şanssız bir ülkeyiz. Batı ülkelerinde koruma faaliyetleri çok eskilerekadar gidiyor. Özellikle mimari yapılardaki deformasyonların tarihi dokuların yeniden onarma çalışmaları Roma dönemine kadar dayanırken, bizde ancak tanzimata kadar götürülüyor. "