Malatya Halk Sağlığı Müdürü Şener'den Açıklama

Şener, Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, verem olarak da bilinen tüberküloz hastalığının bulaşıcı bir hastalık olduğunu belirterek, hastalığın, öksürme ve hapşırma sırasında etrafa saçılan basillerin sağlam kişilerce solunmasıyla bulaştığını ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre, tahmini olarak dünya nüfusunun üçte birinin tüberküloz hastası olmaksızın bu mikrobu taşıdığını, bu insanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde hastalığa yakalanma ihtimali bulunduğunu kaydeden Şener, ''Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmaktadır'' ifadesini kullandı.

Tüberküloz basilinin vücuda girdikten sonra yıllarca hastalık yapmadan akciğerlerde kalabildiğini, vücut direncinin düştüğü durumlarda, vücutta bekleyen tüberküloz basilinin çoğalarak verem hastalığına yol açtığını belirten Şener, tedavi görmeyen verem hastasıyla aynı evde yaşamak, yoksulluk, kötü beslenme, HIV/AIDS hastalığı, şeker hastalığı, kanser, vücut direncini azaltan diğer hastalıklar ve sigara içmenin tüberküloza yakalanma ihtimalini artırdığını vurguladı.

Şener, iki haftadan uzun süren tedaviye rağmen geçmeyen ve aralıklı olarak artışlar gösteren öksürük, buna ek olarak ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerin olduğu durumlarda öncelikle aile hekimine veya ilgili sağlık kuruluşlarına başvurulması gerektiğini ifade etti.

Tedavide etkin olan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen Doğrudan Gözetimli Tedavi Uygulaması'nın Türkiye'de 2006 yılından beri başarıyla yapıldığını belirten Şener, bu kapsamda verem ilaçlarının teşhis konulan hastalara ücretsiz verildiğini ve bir sağlık personeli gözetiminde ilacın kullanımının sağlandığını kaydetti.

Şener, doğumdan sonraki ikinci ayın bitiminde bebeklere verem aşısı yapıldığını hatırlatarak, ''Solunum yoluyla bulaşan verem, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hedefimiz veremsiz bir Türkiye'' ifadesini kullandı.