Malatya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne Hidayet Bozkurt Atandı
Prof.
Dr. Çağrı Büke, sık sık gündeme gelen hastane enfeksiyonlarına ilişkin geniş bilgi verdi. Prof. Dr. Büke, “Hastane enfeksiyonları ölüme kadar varan ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Çağrı Büke, “Hastane enfeksiyonları, hastanede yatan hastalarda gelişebilen ve ciddi sonuçları olabilen türden enfeksiyonlardır. Bu tür enfeksiyonlar geliştiğinde hastaların hastanede yatış süresi uzamakta, ek maliyet ortaya çıkmakta, daha da önemlisi bu tür enfeksiyonlara bağlı ölüm oranları belirgin bir biçimde artmaktadır. Bu tür enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmaların birden çok sayıda antibiyotiğe dirençli olması ve altta başka ağır hastalığı olan kişilerde gelişmesi bu tür sonuçların ortaya çıkmasında en önde gelen faktörler arasındadır. Hastane enfeksiyonları tüm dünyada görülebilen enfeksiyonlardır. Ancak görülme sıklıkları ülkeden ülkeye, hastaneden hastaneye değişmektedir. Genel olarak bakıldığında en iyi şartlarda bile bu oran tüm hastane geneli için yüzde 5`lerde iken yoğun bakım ünitesi, yeni doğan ünitesi, organ nakli birimleri, diyaliz üniteleri, yanık üniteleri, hematoloji ve onkoloji birimleri gibi kritik ünitelerde yatan hastalarda en az 5 kat daha fazla sıklığa, yani yüzde 25-30`lara ulaşmaktadır. Bu oranların yüzde 50 ve üzerine çıktığı ülkeler ve hastaneler de mevcuttur” dedi. Hastane enfeksiyonlarının ortaya çıkmasında birden fazla faktörden söz edilebileceğini vurgulayan Büke, bunlardan iki tanesi öncelikli rol oynadığını söyledi: “İlki hastaneye yatan ve taşıyıcı konumunda olan hastalar ya da bizzat bu tür enfeksiyona yakalanan hastalar. İkincisi ise bu tür hastalara sağlık hizmeti veren sağlık çalışanları. Sağlık çalışanlarının hijyen konusundaki tutum ve davranışları hastadan hastaya bulaştırma konusunda önemli role sahiptir. Ancak bir o kadar daha önemli olan taşıyıcı ve/veya enfeksiyonu olan hastalardır. Bu tür kişilerin kısa sürede tespit edilmeleri diğer hastalara bu mikroorganizmaların bulaşmasının önlenmesi için kritik role sahiptir. Bugün için hastane enfeksiyonu olarak ciddi tehdit altında bulunduğumuz mikroorganizmalara baktığımızda bunların oluşturdukları enfeksiyonların daha ağır ve daha ciddi sonuçlandığını görmekteyiz. Burada özellikle direnç sorunu nedeniyle elde kullanılacak antibiyotiklerin sınırlı olması hatta hiç mevcut olmayışı da bu tür sonuçların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır" dedi. Prof. Dr. Çağrı Büke, bu tür enfeksiyonların gelişimini önlemek için alınması gereken çeşitli önlemler olduğuna işaret etti ve tedbirleri şöyle sıraladı, “Antibiyotiklerin toplum kökenli enfeksiyon hastalıklarında gelişigüzel ve reçetesiz kullanılmaması. Enterokok adı verilen mikroorganizmaların bağırsakta flora bakterisi olarak bulunması ve gelişigüzel antibiyotik kullanımlarına bağlı olarak direnç gelişebilmesi göz önüne alındığında özellikle kritik ünitelere hasta yatırılması sırasında VRE açısından bu tür kişilerin taranması. VRE taşıyıcısı ya da enfeksiyonu olduğu saptanan kişilerin izole edilmesi, yani ayrı odalarda yatırılması bu tür hastalara hizmet sırasında temas izolasyonunun uygulanması Bu tür kişilerin odalarına hizmet veren sağlık personelinin izolasyon kurallarına uyması ve bu konudaki bilgi tutum ve davranışlarını artırıcı eğitimlerin sıklaştırılması. Sağlık çalışanlarının El hijyeni ve uygun eldiven kullanımına ciddi biçimde uyumun sağlanması. Özellikle alkol bazlı el antiseptikleri ile gerekli her durumda el hijyeninin uygulanması. Hastanın bulunduğu ortamın çevresinde elin temas ettiği bütün yüzeylerin günlük uygun dezenfeksiyonunun sağlanması”