Maliye Bakanı Ağbal Açıklaması (2)

'(15 Temmuz) O gece içerideki ve dışarıdaki hainlerin unuttukları aslında Çanakkale ruhuydu. Bu milletin bir defa daha böyle bir destan yazacağını hiç hayal etmediler' 'Millet olarak bir defa daha milletimize, devletimize sahip çıktık. 15 Temmuz darbe gecesi bütün dünya, Türkiye'nin ne kadar güçlü bir demokrasiye sahip olduğunu, milletinin ne kadar demokrasiye sahip çıktığını bir defa daha gördü' 'Yargı, yasama, yürütme ile ilgili önemli değişiklikler yapıyoruz ama bizi 16 Nisan'a getiren tarihsel sürece baktığımız zaman aslında bu yeni Türkiye'nin kuruluş sancıları, yeni Türkiye'nin köklerinden yeniden diriliş sancılarıdır' 'Şu anda Türkiye'nin hazinesi, tarihinin olabildiği en iyi noktalarda. Maliye Bakanı olarak son derece mutluyum çünkü bütçe açığı bakımından, Türkiye'nin bütçe açıkları bugün dünyada en iyi ülkelerden bir tanesi' 'Hatırlayın, 2004, 2005'lerde Ankara'da Tandoğan Meydanı'nda Cumhuriyet mitingleri yapıp, 'ordu göreve' diyenler kimlerdi? Bugün 'Hayır' diyenlerle onlar aynıydı. Bugün kalkmışlar demokrasiden, millet iradesinden bahsediyorlar'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, 'O gece içerideki ve dışarıdaki hainlerin unuttukları aslında Çanakkale ruhuydu. Bu milletin bir defa daha böyle bir destan yazacağını hiç hayal etmediler.' dedi.

Ağbal, bir düğün salonunda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, içeriden birtakım hainler ve dışarıdan bunları destekleyen hainlerin hep birlikte 15 Temmuz gecesi ülkenin bağımsızlığını elinden almak, meşru hükümeti, demokrasiyi yıkmak için bir darbe girişiminde bulunduğunu belirtti.

Darbe girişiminin amacının ülkeyi tekrar karanlıklara sürüklemek olduğunu ifade eden Ağbal, 'O gece ellerinde silahları, tankları, topları, tüfekleriyle ülkenin hükümet konaklarını, Genelkurmay Başkanlığını, kamu binalarını, televizyon stüdyolarını işgale kalktılar ve bu millet 15 Temmuz gecesi bir defa daha Çanakkale ruhunun aynı şekilde dimdik ayakta olduğunu o alçaklara, bugün Türkiye'yi hedef alan batılılara karşı bir defa daha gösterdi.' diye konuştu.

Ağbal, milletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla 81 ilde meydanları doldurduğunu anımsatarak, vatandaşların ilk andan itibaren devletine, hükümetine sahip çıktığını, alçaklara karşı göğsünü siper ettiğini söyledi.

'O gece içerideki ve dışarıdaki hainlerin unuttukları aslında Çanakkale ruhuydu. Bu milletin bir defa daha böyle bir destan yazacağını hiç hayal etmediler.' ifadesini kullanan Ağbal, darbe girişimi karşısında milletin kapılarına kilit vuracağını sananların yanıldığını dile getirdi.

Ağbal, 15 Temmuz gecesi büyük kahramanlık örneği gösteren millete teşekkür ederek, darbe girişiminin halkın feraseti, dirayeti ve cesareti sayesinde başarısız olduğunu belirtti.

Millet olarak bir defa daha millete, devlete sahip çıkıldığını ifade eden Ağbal, '15 Temmuz darbe gecesi bütün dünya, Türkiye'nin ne kadar güçlü bir demokrasiye sahip olduğunu, milletinin ne kadar demokrasiye sahip çıktığını bir defa daha gördü.' dedi.

Ağbal, Türkiye'nin önünde şimdi 16 Nisan'ın bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

'Bütün geçmiş tarihi olayları zihnimizin bir kenarında tutarak 16 Nisan'a gidiyoruz. 16 Nisan sadece bir anayasa değişikliği değil, anayasada bir hükümet sistemi değişikliği yapıyoruz. Yargı, yasama, yürütme ile ilgili önemli değişiklikler yapıyoruz ama bizi 16 Nisan'a getiren tarihsel sürece baktığımız zaman aslında bu yeni Türkiye'nin kuruluş sancıları, yeni Türkiye'nin köklerinden yeniden diriliş sancılarıdır. Getirilen değişikliklerin şu manaya, bu manaya geldiğine bakalım ama buna tek başına bakarak bu işin altından kalkamayız, bu şekilde bakarak da bu işe bir karar veremeyiz.'

- 'Ekonomide olağanüstü başarılar elde ettik'

Türkiye'nin 2002'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğini yaptığı, yeni Türkiye'nin kuruluşuna talip olan davaya sahip çıktığını vurgulayan Ağbal, Türkiye'de 2002 öncesi ve sonrası yaşanan siyasi ve ekonomik olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ağbal, Türkiye'nin 2002 öncesinde ekonomik bakımdan ve moral açısından tam bir çöküntü içinde olduğunu, uluslararası siyasette adının bile okunmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

'O yılları unutmak mümkün değil. Bugün ekonomide, bütçede iyi noktadayız. Ekonomide olağanüstü başarılar elde ettik. Bir taraftan bütün borçları teker teker, kuruşu kuruşuna ödedik, diğer taraftan da Türkiye'nin dört bir tarafını imar ettik. Bugün artık iyice alıştığımız bölünmüş yollar o zaman bir lükstü. 2002 yılında Türkiye'nin toplam bölünmüş yol uzunluğu 6 bin kilometreydi. Şimdi 35 bin kilometreye gidiyoruz, nereden nereye... O zaman hızlı tren hayalimizde dahi yoktu. Şimdi hızlı trenleri Türkiye'nin dört bir tarafına yaymak için canla, başla çalışıyoruz.'

Dünya ölçeğinde projelere bu dönemde imza attıklarını anlatan Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bugün Allah'a şükürler olsun, Çanakkale Savaşı'nın verildiği, o kahramanlık destanının yazıldığı Çanakkale Boğazı'nın iki tarafını birbirine bağlayacak, dünyaca takip edilen büyük bir projenin temel atma törenini yapıyoruz. Çanakkale'nin iki yakasını birbirine bağlıyoruz. 2023 vizyonumuz bakımından son derece hayati bir proje. Eskiden Türkiye'de temeller atılırdı, on yıllarca o temeller nasıl oluyorsa bir türlü bitmezdi, hiç açılışı yapamazdık ha bire temel atardık.'

Ağbal, yıllarca yapımı tamamlanamayan Bolu Dağı Tüneli'ni ve Karadeniz Otoyolu'nu kendilerinin hizmete açtığını belirterek, Türkiye'nin artık dünya çapında iftihar edeceği projeleri bulunduğunu söyledi.

Yatırımları Türkiye'yi borçlandırarak yapmadıklarına dikkati çeken Ağbal, şunları söyledi:

'Şu anda Türkiye'nin hazinesi, tarihinin olabildiği en iyi noktalarda. Maliye Bakanı olarak son derece mutluyum çünkü bütçe açığı bakımından, Türkiye'nin bütçe açıkları bugün dünyada en iyi ülkelerden bir tanesi. Eskiden gelirdi batıdan maliye bakanları, ekonomi bakanları bize sorarlardı 'söyleyin, bakalım ne kadar bütçe açığınız, ne kadar borcunuz?' derlerdi. Bizim maliye bakanları da başlarını aşağıya eğerlerdi, 'İşte milli gelirin yüzde 10'u, 8'i, borcumuzun milli gelire oranı yüzde 80-90' yani batmışız. Bütçe bütçe olmaktan çıkmış. Rantiyeye çalışıyor, faiz ödüyoruz.'

Ağbal, o dönemlerde hizmet bütçesi değil, faiz bütçeleri yapıldığını belirterek, 'Şimdi geliyor, maliye bakanları Avrupa'dan, batıdan ben soruyorum onlara 'söyleyin bakalım, bütçe açığınız ne arkadaş, görelim bakalım.' 'Bizim bütçe açığımız yüzde 1.' Onlar başlarını aşağıya eğiyorlar. Onlar diyorlar ki 'valla durumlar kötü yani yüzde 3'ler, yüzde 5'lerdeyiz.' 'Ne kadar borcunuz var' diyorum, söyleyin bakayım, 'valla 80-90' diyorlar. İşler tersine dönmüş. Bütün bu ekonomideki kaydettiğimiz başarılarla beraber arka arkaya çok önemli dünya çapında takip edilen projelere imza atıyoruz. Bunlarla hepimiz iftihar ediyoruz, gurur duyuyoruz.' diye konuştu.

- 'Milletimiz sayesinde darbe girişimini yapanlar gereken dersi aldılar'

Türkiye'nin ne zaman millet için bir projeye başlayacak olsa birileri tarafından mutlaka bir kriz üretildiğine işaret eden Ağbal, 'Hatırlayın 2004, 2005'lerde Ankara'da Tandoğan Meydanı'nda Cumhuriyet mitingleri yapıp, 'ordu göreve' diyenler kimlerdi? Bugün 'Hayır' diyenlerle onlar aynıydı. Bugün kalkmışlar, demokrasiden, millet iradesinden bahsediyorlar. Cumhuriyet mitinglerini yapıp, 'ordu göreve diye bağıran siyasi kadrolar hangi partinin siyasi kadrolarıydı?' dedi.

Ağbal, 2007'de cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmak istenildiğini anımsatarak, 'Millet ilk defa kendi iradesiyle meclisten bir cumhurbaşkanı çıkarmak istedi ve o dönem yine aynı şekilde birtakım vesayet, güç odaklarını ön tarafa sürüp onlara televizyon ekranlarından beyanat yaptıranlar kimlerdi? 'Biz özü de sözü de bir şöyle bir cumhurbaşkanı istiyoruz' diyenler kimlerdi? Şimdi hiçbirisi yok. 367'yi, o ucube fikri ortaya atanlar kimlerdi? Bugün şimdi demokrasi havarisi kesildiler ve 2007 yılında 'bu ülkede eşi başörtülü cumhurbaşkanı istemiyoruz.' diyecek kadar alçalacak, milletin değerlerine meydan okuyacak siyasi kadrolar vardı.' ifadelerini kullandı.

Birtakım uydurma gerekçelerle AK Parti'ye karşı kapatma davası açıldığını belirten Ağbal, 'Bugün kalkıp demokrasi oyunu oynamaya kalkanlar, o dönemde 'evet bu doğru bir dava' diyorlardı. AK Parti kapatma davası açıldığında neredeydi bunlar? Ellerini ovuşturuyorlardı 'bir defa daha bu siyasi hareketi engelleyeceğiz, bunları iktidardan edeceğiz.' diyorlardı. O günler gitmiş, bugün ortada 'Hayır' diye dolaşanlar bu utanç vesilesi olacak işlerini unutmuşlar, kalkmışlar bugün sağda solda ileri geri konuşuyorlar.' dedi.

Ağbal, Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık sürecine değinirken de şunları kaydetti:

'Demokrasi yoluyla alt edemedikleri iktidarı birtakım aşırı sol örgütlerin maşa olarak kullanıldığı bir oyunla farklı bir noktaya götürmek istiyorlar. Ankara'da kaldırımlar söküldü, caddeler, meydanlar yakıldı, yıkıldı. Taksim yangın yerine dönüştürüldü. Provokasyonlar yapıldı ve bu milletin liderinin, hükümetinin pes etmesi istenildi. Yok öyle devlet. Gezi Parkı olaylarını, sonradan çok daha iyi görüldü ki birtakım Avrupa'daki devletlerin de içinde oldukları bir yapı tezgahlamıştı. Yetmedi, 6 ay sonra 17-25 Aralık. Bu FETÖ terörü dediğimiz alçak terör örgütü yargıyı kullanmak suretiyle hükümete karşı bir operasyon düzenledi. Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldı. Bu da yetmedi en son 15 Temmuz alçak darbe girişimi. Milletimiz sayesinde bu darbe girişimini yapanlar da gereken dersi aldılar.'

Toplantıya Vali İsmail Ustaoğlu, AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun ve AK Parti İl Başkanı Hakan Kobal da katıldı.

(Bitti)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile