Uludag’dan baslayip, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayi ile birleserek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen yaklasik 200 kilometrelik Nilüfer Çayi, atiklar yüzünden kirli akarken, verimli topraga sahip olan Bursa Ovasi’nda tarim ve hayvanciligi etkiliyor, Marmara Denizi’nde ciddi kirlilige sebebiyet veriyor. Uludag’in eteklerindeki Sogukpinar bölgesindeki Aras selalesi diye bilinen Nilüfer Çayi’nin kayalarin arasindan çiktigi kaynak bilur gibi temiz akarken, kat etigi 200 kilometrelik alanda mesken ve sanayi atiklari yüzünden zift gibi siyaha bürünüyor. Nilüfer Deresi’nin dogdugu ve öldügü alanlar drone ile görüntülendi. Dogdugu kaynaktan içilebilir olarak akan dag suyunun insan eliyle nasil zehre döndürüldügü bir kez daha gözler önüne serildi.
Kapkara akan Nilüfer’i yerinde inceleyen DOGADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, "Bugün burada görüyoruz ki, yetkililerin suyun saglikli bir sekilde topluma ulasabilmesi için acil eylem plânlari yapmasi gerekmektedir. Su ân yaninda durdugumuz Nilüfer Çayi Bursa’ya hayat veren bir çay. Uludag’dan tertemiz bir sekilde baslayan yolculugunda 200 kilometre kat ederek Marmara’ya dökülmektedir. Bu çay Uludag’dan tertemiz sekilde doguyor, ama sehir merkezine girdiginde su degil kimyasal atik hâline geliyor. Dünyada hiç bir suyun rengi bu renk degil. Suyun bu rengi almasi kimyevî atiklarin suya salinmasi. Bu atik buradan denize dökülüyor" dedi.
Nilüfer Çayi’nin organik madde ve toksik kimyasallar açisindan 4’üncü sinif kötü su kalitesine sahip oldugunu belirten Bursa Uludag Üniversitesi Çevre Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, "Bursa ovasini dolasip getirdigi bütün pisligi Marmara denizine tasiyor. Bu sadece Nilüfer çayi için geçerli bir durum degil. Marmara’ya kiyisi olan bütün sehirlerdeki alici ortamlara yapilan desarjlarla birlikte nehirler bu kirletici yükü Marmara denizine tasiyor. Bu eylem planinin basarili olmasini istiyorsak, Nilüfer çayinin temizliginden sorumluyuz. Denizde karsilastigimiz müsilaj veya deniz salyasi dedigimiz, aslinda biyolojik bir olay. Belirli dönemlerde, bahar dönemlerinde havanin sicaklik artisiyla birlikte fitoplankton çogalmasiyla görülür ve kendi kendine kaybolan bir süreçtir. Ama simdi gördügümüz tamamen çevre felâketine dönüsmüs durumda. Hatta bir salgin boyutuna gelmis durumda. Müsilaj kendiliginden gerçeklesen biyolojik bir yapi. Hangi türler çogaliyor? Fitoplankton dedigimiz ya da tek hücreli algler dedigimiz denizde bulunan bu canlilar, organik maddenin içerisindeki azot ve fosforu yiyerek beslenip çogaliyor. Siz azot ve fosfor açisindan organik madde yükü fazla olan atik sulari denize biraktiginizda, bu canlilar azot ve fosforu tüketiyorlar ve tükettikleri için de büyüyorlar. Büyürken de suyun oksijenini kullaniyorlar. Suyun içerisindeki oksijen, asiri büyümeyle birlikte azalmis oluyor. Yaz aylarinda çözülmüs oksijenin sicaklikla ters orantili oldugunu düsünürsek, sicaklik arttikça denizin içerisindeki çözülmüs madde miktari azalir. Bir taraftan bunu tüketen canlilar var, bir taraftan sicakligin artmasina bagli çözülmüs oksijen azaliyor. Denizdeki çözülmüs oksijen azaliyor, üzerindeki müsilajin olusturdugu tabaka yüzünden de günes isinlari denizin derinlerine inemiyor. Denizin derinlerine inemedigi zaman da, denizin içinde oksijen üretmekle mükellef olan ve fotosentez yapan canlilar maalesef günes isigini bulamadiklari için bu görevlerini yerine getiremiyorlar. Karbondioksit ve oksijen dengesi bozulmus oluyor. Suyun içinde oksijen olmamasi durumunda, oksijensiz sartlarda üreyebilen mikroorganizma popülasyonu artiyor. Bunlar öldügünde, dibe çöktügünde, denizin dibindeki canlilari kaplamis ve yok etmis oluyorlar. Böylelikle deniz eko sisteminde bizim o zincirdeki olmasi gereken popülasyonu kontrol edemedigimiz için, su ânda bu görüntülere mazur kaliyoruz. Yapilan çalismalarda, çözülmüs oksijen seviyesinin 25 metre derinliklere kadar 2,5 miligram litre civarinda oldugunu biliyoruz. Denizdeki canlilarin hayatlarini idâme ettirebilmeleri için bunun 4’ün altina düsmemesi lâzim. 100 metreden sonra oksijenin kalmadigiyla ilgili bilimsel çalismalar var" seklinde konustu.
Marmara Denizi'ne Zehir Akitan O Derenin Kaynagi Billur Gibi Temiz
Bursa’da 200 kilometre kat ettikten sonra Marmara Denizi’ne zehir akitan Nilüfer Çayi’nin kaynagi su içilecek kadar temiz akiyor.