Basın açıklamasına ellerinde ayakkabı kutularıyla gelen protestocular, kutuların içerisine koydukları faturalarla akademisyen maaşlarının yetersizliğine dikkat çekmek istedi.
Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi önünde toplanan, Türk Eğitim-Sen İstanbul Şubesine bağlı yaklaşık yüz kişilik grup, üniversitelerde görev yapan akademisyen ve idari personelin yaşadığı sıkıntıları dile getirmek amacıyla bir basın açıklaması düzenledi.
Ellerinde taşıdıkları "Demokrasi üniversitede yoksa nerede olacak", "123 TL'niz sizin olsun. Biz 4-4'lük zam istiyoruz", "İdari personel köleniz değildir" yazılı dövizlerle yaşanılan sıkıntılara dikkat çekmek isteyen eylemciler, yanlarında getirdikleri, içi faturalarla dolu ayakkabı kutularıyla da akademik personelin yaşadığı maddi sıkıntıları dile getirmek istedi.
Grup adına basın açıklaması yapan Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, bilim insanlarının gelecek kaygısı taşımadan, herhangi bir dışlanmaya uğramayacağının bilinci içinde çalışma ve fikirlerini açıklama özgürlüğüne sahip olmak zorunda olduğunu ifade ederek, "Akademisyenlerimizin ve idari personelimizin sayısı yetersiz, ücretleri düşük, özlük hakları kısıtlıdır. Akademik yükselmelerde kıstas, bilim olmaktan çıkmış, akademik unvanlar siyaset tarafından belirlenmeye başlanmıştır. İdari personelin yükselmesinde de liyakat, bilgi ve beceri bir tarafa itilerek yandaşlık esas alınmıştır. Bütün bunların üzerine ekonomik sorunlar da eklendiğinde, akademik personel için bilimsel çalışma yapmak, toplumumuzun gelişimine katkı sağlamak, kalkınmanın itici gücü olmak imkansız hale gelmektedir" dedi.
Eşit işe eşit ücret sağladığı iddia edilen 666 sayılı KHK düzenlemesinde eğitim öğretim camiasının unutulduğunu söyleyen Bostan, "Eğitim öğretim camiası ülkenin en düşük maaş alan kesimlerinden biri haline getirilmiştir. Artırılmayan ek ödeme oranları nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulan akademisyenlerimiz, ek gösterge, ek ders ve özel hizmet tazminatı yönüyle de pervasız bir ihmalin kurbanı olmuştur. Ağır ekonomik şartlar altında ezilen akademik ve idari personel, toplu sözleşme masasında da yok sayılmış, ekonomik kayıplarının telafisine yönelik en küçük bir iyileştirme yapılmamıştır. Ücretlerin düşüklüğü nedeniyle genç beyinlerimiz ya daha yüksek getirili mesleklere yönelmekte ya da yurt dışı üniversitelere beyin göçü yaşanmaktadır. İdari personelimiz de geçim sıkıntısı nedeniyle daha iyi ücret alınabilen kurumlara geçmek, ya da memleketine gitmek için çırpınmaktadır" şeklinde konuştu.
Türkiye’de akademisyenlerin maaşının Hindistan, Güney Afrika, Nijerya, Arjantin, Brezilya, Kolombiya gibi ülkelerin dahi gerisinde kaldığını hatırlatan Bostan, "2001 yılında bir profesör maaşı ile 17 adet Cumhuriyet altını alabilirken bugün 6 adet alabilmektedir. Yine doçentler on iki yıl önce maaşları ile 14 adet Cumhuriyet altını alırken bugün 4 adet alabildikleri görülmektedir. 2001 yılı altın fiyatları baz alındığında, alım gücünün aynı düzeyde kalması için 2013 yılında doçent maaşının yaklaşık 9 bin TL, profesörlerin de 11 bin TL civarında maaş alması gerekmektedir. Hal böyleyken imzalanan toplu sözleşme sonucunda, üniversite çalışanlarımızın 2014 ve 2015 yılları da çalınmış, umutları yerle bir edilmiştir. Akademisyenlerimiz 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen ek ödeme uygulamasının dışında tutulmuş ve büyük bir mağduriyet yaşamıştır. Bu bakımdan akademisyenlere ve idari personele konumlarına uygun maaş artışı yapılmalıdır. En azından 2001 yılındaki alım gücüne kavuşturulmalıdır. Üniversite ödeneğine 360’ar TL eklenmeli ve idari personele de üniversite ödeneği verilmelidir. Akademik personelin bilimsel çalışmalarda yaptığı harcamaları karşılamak üzere tüm akademik personele, en düşüğü aylık 500 TL’den başlamak üzere, araştırma-geliştirme ödeneği adı altında ödenek tahsis edilmelidir. Akademik ve idari personele yapılan bütün ödemelerin emekli maaşına esas sayılmasıyla, üniversite çalışanlarımızın emekli maaşlarının da hak ettikleri seviyeye çıkarılması sağlanmalıdır. Bu ülkeyi yönetenler, bilimsel gelişimin taşıyıcısı olan akademisyenlerimizin sesine kulak vermeli, dünyadaki meslektaşları gibi insanca yaşayacak ücretlere kavuşmaları için imkanlarını seferber etmelidir. İfa ettikleri görev itibarı ile ülkemizi daha ileriye taşıyacak; bilim, kültür, sanat ve edebiyat dünyamızı geliştirecek ve geleceğimizi inşa edecek akademisyenlerimiz ile üniversitelerin olmazsa olmazı olan idari personelin bütün sorunlarının çözümü için ihtiyaç duyulan kaynak, ayakkabı kutularında fazlasıyla mevcuttur" diye konuştu.
Grup, Bostan'ın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
Marmara Üniversitesi Önünde Ayakkabı Kutulu Eylem
Türk Eğitim-Sen İstanbul Şubesi üyeleri, üniversitelerde görevli akademisyen ve idari personelin yaşadığı sıkıntıları dile getirmek amacıyla Marmara Üniversitesi önünde basın açıklaması düzenledi.