Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, çıkarılan her krizin ardından kazanının millet ve demokrasi olduğuna dikkati çekerek, bugün Türkiye’nin eskiden daha güçlü olduğunu, millete efendilik değil hizmet yapmaya geldiklerini söyledi.
Türkiye’ye gelerek 15 Temmuz darbesi nedeniyle dayanışmalarını gösteren, ziyaret yapan ülkelerin yöneticilerin liderleriyle de görüşmeler yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, AK Parti hareketinin temellerinin atıldığı Afyonkarahisar’ın kalplerinde apayrı bir yeri olduğunu ifade etti.
Başkalarının çamur atarak gündemde kalmaya çalışabileceğini belirten Yıldırım, "AK Parti olarak biz gece gündüz demeden çalışmaya, bize tevdi edilen emanetin hakkını vermeye devam edeceğiz. Burada bizi en güzel şekilde ağırlayan Afyonkarahisarlı kardeşlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Afyon’da sadece istişare toplantısı yapmadık, vatandaşlarımızla bir araya geldik, esnaf ziyareti yaptık. Önerilerini aldık" dedi.
Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısının da geçtiğimiz haftalarda yapıldığını hatırlatan Yıldırım, "Polisimiz jandarmamız korucularımız için de terörle mücadelede ellerini güçlendirecek araç gereç, ihtiyacı eksizsiz tamamlayacağız. Çalışmalarda yeni teknolojilerden faydalanılması için Ar-Ge’ye artırılan kaynağı artırmaya karar verdik" diye konuştu.
Çanakkale Köprüsü’nün ihalesine çıkıldığını ve 18 Mart 2017’de ilk kazmanın vurulacağını anlatan Yıldırım, "Çanakkale geçilmez dedik ama düşmana geçilmez. Zihniyet değiştik zihniyet, ülkesini milletini seven millete hizmeti ibadet gibi gören AK Parti geldi. Bütün yollar açıldı. Yolları böldük, hayatları birleştirdik, gönülleri birleştirdik" şeklinde konuştu.
"SEMİHA HANIM’IN KAFASINDA HALA ULAŞTIRMA BAKANI OLARAK DURUYORUZ"
Başbakan Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım’ın kendisi hakkında söylediği ifadelere işaret ederek, "İşler ondan havadan tünelden olunca işler kolaylaşıyor, o zaman rahat konuşuyoruz. Semiha Hanım diyor ki ’Ben haberleri izlerken, Başbakanın haberleri ilgimi çekmiyor, Ulaştırma Bakanlığı daha çok dikkatimi çekiyor. Onun kafasında biz hala Ulaştırma Bakanı olarak duruyoruz. Neyse ne yapalım?" dedi.
Yıldırım, yapılacak anayasa değişikliği ile vesayet odaklarına son darbenin vurulacağını belirterek, vesayetin Türkiye demokrasisinin gündeminden çıkarılmış olacağını ifade etti.
Yıldırım, "Bunlar ilk önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüze çıktılar ve anamuhalefet partisi de bunların ana sponsoru. 367 icadıyla sözde AK Parti’ye Cumhurbaşkanını seçtirmeyeceklerdi. Siz misiniz böyle yapan, hodri meydan dedik ve millet Cumhurbaşkanını seçti" diye konuştu.
Bu vesayet odaklarının azimlerinin hiç tükenmeyeceğini belirten Yıldırım, "O iş bitti bu sefer oradan sonuç almayınca parti kapatma. İktidar partisini kapatmaya kalktılar. O gün ben Hollanda’da resmi ziyaretteydim, bu haber duyulunca muhatabım ’herhalde bu şaka’ dedi.
Yok dedim şaka değil. Biz bunlara alışığız ama sonunda millet kazanır, vesayetçiler eninde sonunda hesabını verir. Bu da bitmedi, bu sefer yargı yoluyla vesayet kurmaya çalıştılar. Anayasa değişikliği ile yargı reformuyla bunu da aştık. Fakat bu sefer makas değiştirdiler vesayetçiler değişti, zihniyet değişmedi, taşeronlar değişti. Bu sefer FETÖ’cüler piyasada çıktı ve onlar da Gezi’yle, 17 Ararlık’la vesayet yoluyla iktidarı ele geçirmeye çalıştılar. Bir kez daha püskürtüldüler ama durmadılar, güçlerini topladılar, 15 Temmuz’da finale çıktılar. Millet de meydana indi onlara dersini verdi. Şimdi hem FETÖ ile hem BETÖ ile amansız bir mücadelemiz var. Bu mücadelemizde maalesef gereken desteği göremiyoruz. Darbeye karşı bir araya geldik, fakat sonra ne oldu ne bitti anamuhalefet partisi lideri Yenikapı ruhundan ayrılmak için bin bir bahanenin peşine takıldı. Gün geçmiyor ki yeni bir mazeret, yeni bir bu birlik ruhundan ayrılmak için, büyük bir gayret içerisinde. Bu Yenikapı ruhunu gözümüz gibi koruyacağız. AK Parti olarak bu ruhu yaşatmak için elimizden geleni daima yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bu konuda duruşunu bugün de aynen devam ettiren MHP’ye teşekkür ediyorum. Bu konuda, millet menfaatini ön plana alan sorumlu davranış gösteren Bahçeli’ye teşekkür ediyorum" diye konuştu.
ANAYASA ÇALIŞMALARI KONUSUNDA SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRIDA BULUNDU
Baştan beri, 14 yıldan beri, bütün partiler darbe anayasası değişsin, Türk milletinin ihtiyacı olan anayasayı yapın’ dediğine işaret eden Yıldırım, "AK Parti söylediklerini yapan yapamayacaklarını söylemeyen bir partidir. Şimdi artık millete verdiğimiz sözü yerine getirme zamanıdır. Nasıl getireceğiz? Anayasa değişikliği. Bizim referanduma götürecek sayımız yok. 330 ve üstü olacak ki referanduma gitsin, referandumda halk oylamasında millet kararını versin. Biz partilerden şunu istiyoruz, bizim istediğimiz anayasayı yapalım, oylayalım demiyoruz. Bir anayasa teklifimiz var, buyurun siz de teklifinizi getirin. Vatandaş hangisini onaylarsa başımızın gözümüzün üstünde yeri var. İşte şimdi sırası. Bütün partilerin katılımıyla bir anayasada uzlaşalım. Esas olan bu. Eğer bunu yapamazsak, öyle anlaşılıyor ki CHP temelden karşı, onlar aynı çarşı gibi her şeye karşı. Biz ne söylersek tam tersini söylüyor" ifadelerini kullanarak bu durumu kunduracı ile bir bilim adamı arasında geçen diyalogla örnekledi. Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"CHP, AK Parti ne söylerse tersini söylüyor. Bununla da siyaset yaptığını zannediyor. Siyaseti bir kenara bırakın. Siyaset yapacaksan seçim meydanlarında gideriz anlatırız. Anlatıyoruz. Millet ne diyor, ’AK Parti’nin dediği daha doğru bunlar devam etsin’ diyor. Türkiye’de istikrar var, AK Parti ile CHP’de de istikrar var, Kılıçdaroğlu ile. Orada da istikrar devam ediyor, seçim geçiyor bir şey değişmiyor. Allah selamet versin, bizim onların işine karışacak işimiz yok, işimiz başımızdan aşkın."
"Anayasa değişikliğinde sona geldik" diyen Yıldırım, "Biz hazırlıklarımızı tamamladık, İnşallah Meclis’e de getireceğiz. Tabii MHP’nin, bu konuyla ilgili Sayın Bahçeli’nin beyanatları ortadadır. Bunlar bizim hazırladıklarımızda bir zemin oluşturmuştur. Çünkü, en azından 330’a erişmek ve üstüne çıkmak içsin AK Parti yanında MHP’nin de desteği önem arz etmektedir. Bunu dikkate alarak ve MHP’nin de hassasiyetini dikkate alarak azami oranda bir hazırlık içerisinde çalışmalarımızı tamamladık. Bundan sonrası Meclis’in bileceği iştir. Meclis önümüzü açarsa, meydanlara, millete bu teklifi götürmeye imkan sağlarsa ki biz buna inanıyoruz. Getireceğimiz bu teklifle inşallah ülkemizde anayasa ve sistem konusundaki anlamsız tartışmalara noktayı koymuş olacağız. Allah gayretimizi artırsın. Çalışmalarımızın milletimize memleketimize faydalı olmasını niyaz ediyorum" diye konuştu.
TERÖRLE MÜCADELE
Terörle mücadele konusunda açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Şehirlerde hendekler kazdılar, el yapımı patlayıcılar yerleştirdiler. Bütün yörede yaşayan vatandaşlarımızın binalarını başlarına geçirdiler. Bütün şehirler temizlendi. Kırsal da adım adım temizleniyor. Şimdi o bölgede. Şırnak’ta İdil’de Yüksekova’da terörün yakıp yıktığı yerlerde yeni binalar yapıyoruz. Bir yıl içinde bunlar bitirilmiş olacak. Altyapı tamamen yenileniyor. Yöreye yönelik muazzam bir yatırım ve teşvik paketi ilan ettik. Bununla ilgili tedbirler aldık" dedi.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yöre halkı tercihini yapmıştır, tercih milletten yanadır. Tek Türkiye, bayrak, milletten yanadır. Yöre halkının gösterdiği bu cesarete bu vatanseverliğe bu bayrak aşkından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Terör örgütleri şunu bilmelidir, mücadelemiz her bir vatandaşımız güvende oluncaya kadar devam edecek. Mücadelemiz , güvenlik güçlerimize, askerimize, polisimize, jandarmamıza, korucumuza silah doğrultmalar bitinceye kadar, bir daha silahlı kalkışma olmayıncaya kadar devam edecek."
BAŞKANLIK SİSTEMİNE İLİŞKİN YAPTIĞI AÇIKLAMALARIN ELEŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN KONUŞTU
İstanbul İl başkanlığında Başkanlık Sistemine ilişkin yaptığı açıklamaların eleştirilmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, "Arkadaşlar diyor ki, yani diğer siyasi partileri kastediyorum, başkanlık gelirse Türkiye bölünür. Ben de dedim aksine başkanlık olmazsa bölünme riski var. Bunu ele doladılar, efendim bölünmeyle tehdit ediyor, Başbakan Türkiye’yi başkanlıkla, bölünmeyle tehdit ediyor. 7 Haziran’ı unuttuk mu, hükümet kurulamıyordu. Türkiye’de istikrar kaybolmuştu. Türkiye’nin bulunduğu bölge itibarıyla güçlü yönetme ihtiyacı var. Her zaman tek başına iktidar çıkaran bir sisteme ihtiyaç var. Güçlü iktidar, Türkiye için vazgeçilmezdir. Türkiye’nin birliğini, beraberliği, kardeşliğini ancak tek başına güçlü siyasi iktidarla sürdürebiliriz. Aksi halde Türkiye’yi bekleyen iç ve dış tehditler mevcuttur. Bunun neresi bölünmeyle halkı tehdit etmektir. Aksine başkanlık olursa, birlik beraberlik olur. Türkiye, her türlü tehdide karşı daha güçlü olur. Onun için bu meselenin oraya buraya çekilip farklı anlamlar yüklenmesini asla ve asla tasvip etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
CUMHURİYET GAZETESİ YÖNETİCİLERİNİN GÖZALTINA ALINMASI
Başbakan Yıldırım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı hukuku işlemin olduğunu belirterek, "İthamlar şu, bu vakfın 2013 yılından beri iki grup arasında davalı olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı da bir şikayet söz konusu. Ağustos ayından beri bir takibat yapılıyor. İki boyutu var, bir tanesi gazeteyi çıkaran vakfın yöneticilerinin yanlış işlemlerinden dolayı başlatılan, diğeri de terör örgütlerine üye olmadan teröre destek vermek suçlaması ile başlatılan. Bu gazeteye, bu gözaltılar yapıldı hemen koro halinde başladılar, basın özgürlüğü ile meselemiz yok. Basın özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacağız. Terörle mücadelede attığımız adımlarda önümüze basın özgürlüğünü getiriyorlar. Bugün de kalkmış Avrupa Parlametonusu’nda birisi bu gazete ile ilgili gözaltılar bizim kırmızı çizgimiz. Kardeşim senin çizgine biz bakmayız, kırmızı çizgiyi millet çizer, millet. Türkiye tehditlerle uzaya getirilecek bir ülke değildir. Türkiye hesabını millete verir. Siz bu konularda bu kadar hassas olacağınıza terör örgütünün reklamlarını parlamentonuzda yaparken bunu düşünseydiniz" diye konuştu.
Yıldırım, "Terör örgütünün meydanlarda mesajını okurken neredeydiniz? Kandil’deki terör örgütü video konferansla bağlandı, mitingde taraftarlarına hitap etti. Ama Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı aynı işi yaptılar, engellediler. Çifte standartlar bir yere varamazsınız. Dürüst olacaksınız, dürüst. Kendinize gelince böyle Türkiye’ye gelince böyle. Yok böyle bir şey. Suçluyu suça iştirak edeni, bölücü terör örgütüne, FETÖ terör örgütüne destek vereni mazur görecek değiliz. Onun için bırakalım yargı işini yapsın. Bırakın işini yapsın herkes. Hukuk devletinde herkese düşen hukukun verdiği kararları saygıyla karşılamaktır. İçinize sinmese de" ifadelerini kullandı.
Meclis’in gündemine değinen Yıldırım, "Meclis çalışmalarını engellemek için iki Bakan arkadaşımız hakkında Gensoru var. Gensoru ciddi bir iştir. Eskiden gensoru dediğin zaman millet nefesini tutar, bunun sonucunu beklerdi. Şimdi yalama ettiler. Neyin gensorusunu veriyorsun kardeşim. 5 ay geçmiş. Neyin gensorusu. 15 Temmuz darbe girişiminin mi gensorusunu veriyorsun, onun cevabını millet meydanlarda verdi" dedi.
Yıldırım, 2017 bütçesinin yatırım odaklı olduğunu belirterek, "Bütçenin 2002 yılında 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu. Bugün 2017 bütçesine baktığımızda 100 liralık gelirin sadece 11 lirası faize gidiyor. 86’dan 11’e. Geriye kalan 89 lirası da eğitim, sağlığa, yatırıma, refaha kalkınmaya harcanıyor. 2017 bütçesinde en büyük payı eskiden olduğu gibi yine eğitime ayırdık. 2017’de eğitime harcayacağımız bütçe 122 milyar lira olacak. Kamu yatırımları içerisinde en yüksek pay yine şüphesiz Ulaştırma Bakanlığı’nın, diğer adıyla yatırımın olacak" dedi.
Yıldırım’a konuşması sonrası Kahraman Kazan Belediyesi tarafından 15 Temmuz darbe girişimini temsilen, ’F-16 el figürü’ hediye edildi.
Martin Schulz'u Topa Tuttu
Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’u eleştirerek, "Kardeşim senin çizgine biz bakmayız, kırmızı çizgiyi millet çizer, millet. Siz bu konularda bu kadar hassas olacağınıza terör örgütünün reklamlarını parlamentonuzda yaparken bunu düşünseydiniz" dedi.