Mazlumların Koruyucusu Türkiye

Türkiye, tarih boyunca zulümler nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan mazlumlara kucak açan Osmanlı'nın misafirperverlik anlayışını sürdürüyor.

Türkiye, sadece kendisine sığınanlara değil, aynı zamanda yaşadıkları ülkelerde zulüm gören mazlum milletlere de sahip çıkıyor.

Somali ve açlık tehdidi altındaki diğer Afrika ülkeleri için yardım kampanyaları yapan Türkiye, Myanmar'da yaşanan insanlık dramına da sessiz kalmadı. İç çatışma ve etnik temizlik nedeniyle Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanlar baskı ve zorlu koşullarla mücadele ediyor. Arakanlı Müslümanlara yardım ve destek sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yardım kampanyası başlatılmıştı.

Türkiye'nin Filistin'de inşa ettiği okul ve hastaneler bölge insanının sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılarken, Gazze'de hayata geçirilen rehabilitasyon projesi, Filistinli savaş mağdurlarını hayata bağlıyor. Gazze İslam Üniversitesinde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) finansmanıyla yürütülen ''Gazze-Savaş Engellileri Rehabilitasyon Projesi'' kapsamında, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda sakatlanan kişilere akademik ve mesleki eğitim veriliyor.

- Mazlumların vatanı Türkiye

Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan 2 milyona yakın Suriyeli için 5,6 milyar doları aşkın kaynak kullanıldı.

Suriyeliler için yaptığı yardımlar ve kurduğu barınma merkezleri ile dünyada takdir toplayan Türkiye, geçmişte de kendisine sığınan mazlumlar için ikinci vatan oldu. Afganistan, Irak ve bazı Türk cumhuriyetlerinden iç savaş gibi nedenlerle Türkiye'ye sığınanlar, kendilerine özgü yerleşim yerleri kurarak yaşamlarını sürdürdüler.

1982'de Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali sırasında, Türkiye'ye getirilen ve farklı kentlere yerleştirilen ailelerin ilk durağı Tokat olmuştu. Göçmenler, Tokat'ın Büyük Beybağı Mahallesi ve Yeşilyurt ilçesinde kendileri için yaptırılan konutlara yerleştirildi.

- Osmanlı mirası misafirperverlik

Tarihte, baskı ve zulüm nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalanların sığındığı ülke Osmanlı Devleti olurken, aynı geleneği günümüzde Türkiye sürdürüyor.

Türkler, Osmanlı Devleti döneminde, 1492'de İspanya'da yaşadıkları zulüm nedeniyle bu ülkeden kaçmak zorunda kalan Yahudilere ev sahipliği yaparken, Osmanlı Padişahı II. Bayezid'in yayınladığı ferman, tarihe önemli bir kayıt olarak geçti. Fermanda, İspanya Yahudilerinin geri çevirmek yerine tam bir içtenlikle karşılanmalarını istenirken, aksine hareket ederek göçmenlere kötü muamele yapacakların veya en ufak bir zarara sebebiyet vereceklerin ölümle cezalandırılacakları ifadelerine yer veriliyor.

- "Tacımı veririm, devletime sığınanları vermem"

Osmanlı'nın, baskı ve zulüm nedeniyle ülkelerinden kaçan halklara yönelik misafirperverliğinin bir örneği de Sultan Abdülmecid döneminde yaşandı. Rusya ve Avusturya'da, özgürlük mücadelesi verirken yenilgiye uğrayan Macar ve Lehlerin sığındığı ülke, yine Osmanlı Devleti oldu.

Rusya ve Avusturya, Macar ve Leh sığınmacıların iadesi için baskı kurmaya çalışırken, Sultan Abdülmecid'in yayınladığı deklarasyondaki, "Tacımı veririm, tahtımı veririm fakat, devletime sığınanları asla vermem" sözü, özellikle dünyadaki mazlumların büyük saygısını gördü. Abdülmecid'in bu sözleri İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük yankı uyandırmıştı.

- Töreye aykırı bulduğu için savaşı göze aldı

Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid, Timur'un saldırılarının ardından topraklarını kaybederek, Osmanlı'ya sığınan Celayir Sultanı Ahmed ile Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf ve ailelerini vermeyi kabul etmedi. Bayezid, kendisine sığınanları düşmanına teslim etmeyi Osmanlı töresine aykırı bulduğu için savaşmayı göze aldı. Bu olay, 1402'de Ankara'nın Çubuk ilçesinde yapılan Ankara muharebesinin gerekçesi olarak tarihe geçti.

- Sığınmacıların bugünkü adresi yine Türkiye

Türkiye, Osmanlı Devleti'nden sonra da dünyadaki mazlum ve sığınmacılara kapılarını açan ülke oldu.

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk döneminde, 1933'de Anadolu, Nazi zulmünden kaçan Yahudi bilim adamlarına sığınak oldu. Atatürk'ün davetiyle çok sayıda yahudi kökenli bilim adamı Türkiye'ye geldi.

Doğu Türkistan'da Çin'in uygulamalarından kaçan Uygurlar, Humeyni devrimi sonrasında yaklaşık bir milyon İranlı, 1988'de Saddam Hüseyin'in gerçekleştirdiği Halepçe Katliamı nedeniyle 50 bin Kürt de Türkiye'ye sığındı.

- Misafirperverliğin son örneği Suriyelilere gösterildi

Türkiye, dünya çapında takdir toplamasına vesile olan misafirperverliğinin son örneğini de Suriyeli sığınmacılar konusunda gösterdi. Suriye'deki katliam nedeniyle ülkelerinden kaçan sığınmacılara "Açık Kapı Politikası" uygulayan Türkiye, 2 milyon Suriyeliyi topraklarına kabul etti. Türkiye, Suriye'de devam eden iç savaş nedeniyle ülkelerine geri dönemeyen Suriyeliler için yeni projeleri uygulama kararı aldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile