“MEB Yine Çelişkilerle Dolu Yönetici Atama Yönetmeliği Yayınladı”

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “MEB yine çelişkilerle dolu yönetici atama yönetmeliği yayınladı” dedi.

Bostan yaptığı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığınca 28.02.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği yaklaşık 5 ay sonra 04.08.2013 tarih ve 28728 sayılı Resmi Gazete yeni bir yönetmelik yayımlayarak eski yönetmeliği yürürlükten kaldırmıştır.

Var olan yönetmeliklerin sürekli olarak değişmesi bir tarafa her değişen yönetmeliğin bir öncekini aratması artık Bakanlığın olağan uygulamalarından biri haline gelmiştir. Örneğin 13.08.2009 tarihinde yayımlanan yönetici atama yönetmeliği 29.08.2009, 10.09.2009, 15.05.2010, 09.10.2010, 09.08.2011 ve 21.07.2012 tarihlerinde olmak üzere 6 kez değişikliğe uğramış, nihayetinde 28.02.2013 tarihinde yeni yönetmeliğin yayımı ile yürürlükten kaldırılmıştır. 28.02.2013 tarihli yönetmeliğin ömrü de 5 ay olmuş ve bu süre zarfında neredeyse hiç uygulama alanı bulamamıştır.

Bakanlıkça yönetmelikler yayımlanmakta akabinde hukuka aykırı hükümler sendikalarca davaya konu edilmekte, bu defa Bakanlık tarafından ya yönetmelik maddelerinde sürekli değişiklik yapılmakta veyahut yönetmelikler tamamen yürürlükten kaldırılmaktadır. Bakanlığın bu beceriksizliği artık tahammülü bitirmiştir” diye konuştu.

Atama yönetmeliğindeki sorunları sıralayan Hanefi Bostan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son olarak 04.08.2013 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği yayımlanmıştır. Yönetici Atama Yönetmeliğinde ilk göze çarpan hususlar ve sorunlar aşağıda sıralanmıştır. Dava açılması gereken hususlar hakkında hazırlıklar devam etmektedir.

1)Yönetmeliğin Kapsam başlıklı 2. Maddesinde ”Bu Yönetmelik, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumu müdürleri, müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarını kapsar.” Denilmektedir. Ancak; kapsam içine alınan müdür başyardımcıları, Tanımlar başlıklı 4/ı maddesinde yöneticiler arasında değerlendirilmemiştir.

2) Yönetmeliğin 5/e maddesinde yazılı sınavın son başvuru tarihi itibariyle son dört yıl içinde; adlî veya idarî soruşturma sonucu yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak veya aylıktan kesme ve daha ağır bir disiplin cezası almamış olma şartı aranmaktadır. Aylıktan kesme ve daha ağır bir disiplin cezası almamış olma şartının yer almaması gerekmektedir. Zaten suiistimale açık, idarelerin tamamen tasarruflarında bulunan ve aslında istisnai bir yol olan bu uygulama anılan madde ile sonuçları itibari ile daha ağır bir durum haline dönüşmüştür.

3) Yönetmeliğin Yöneticilik Sınavları ve Değerlendirme başlıklı 8/1. Maddesinde “Eğitim kurumu yöneticiliği sınavı, eğitim kurumu müdürlüğü için yazılı ve sözlü sınav aşamalarından, müdür yardımcılığı için ise yazılı sınavdan oluşur.” Denilmektedir. Eğitim kurumu müdürlükleri için yazılı sınava ek sözlü sınav uygulaması da getirilmiştir. Her ne kadar taslakta yer alan sözlü sınav barajı kaldırılmış olsa da Türk Eğitim-Sen olarak sözlü sınavın yapılmasına karşıyız. Görevini en iyi şekilde yapacak kariyer ve liyakate sahip kişilerin sözlü sınav sebebi ile keyfi ve siyasi uygulamalar neticesinde hak ettiği kadrolarda bulunamadığı herkesin malumudur. Denetimi zor olan ve tamamen kişiye özel uygulamalar yapılan sözlü sınavların ne denli objektiflikten uzak olduğu, yıllardır sözlü sınavların iptali için açılan bireysel ve genel davalardan anlaşılabilmektedir. Yazılı sınavlar sonucunda mesleki yeterliliğini kanıtlamış olan kişilerin yazılı sınava ek olarak sözlü sınava tabi tutulması sınava giren adaylar arasındaki eşit yarışı zedeleyecektir. Bakanlıkça yapılan yazılı sınavların büyük bir çoğunluğunda dahi hatalı sorular sebebi ile sınav iptalleri yaşanırken, sözlü sınavlarda ne gibi hukuki sorunların yaşanacağını kestirmek zor değildir. Sözlü sınavların yapılış biçimi net bir şekilde belirlenmemiştir. Somut verilere dayalı olarak en azından daha objektif bir sınav olması adına görüntü ve ses kaydının olması gerekmektedir. Ayrıca, sözlü sınav değerlendirme komisyonun da sendika temsilcisinin olmaması da yapılan sınavların objektiflikten uzak olmasına sebep olacaktır. Daha şeffaf bir sınav yapılabilmesi için sınav değerlendirme komisyonunda sendika temsilcisinin bulunması şarttır.

4) Yönetmeliğin Yöneticiliğe atanma başlıklı 12/6. Maddesinde “Müdür başyardımcılığına, kurumdaki müdür yardımcıları arasından, kurum müdürünün inhası, il millî eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile eğitim kurumu norm sayısı kadar atama yapılır.” Denilmektedir. Kısacası, müdür başyardımcılığına sınav ile atama yapılmamakta, herhangi bir kriter belirlenmeksizin müdür yardımcıları arasından kurum müdürünün inhası, il milli eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile atanabilmektedir. Kimlerin bu kadrolara atanabileceğine ilişkin herhangi bir kriter yoktur. Kariyer ve liyakat ilkeleri gözetilmeksizin sadece idarenin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak bu işlemler hakkaniyetten uzak olacak ve ileride bir çok iptal davasının konusu olabileceği gibi çalışanlar arasında iş barışı da zedelenecektir.

5)Yönetmeliğin Kurucu Müdür başlıklı 13. Maddesinde “Eğitim ve öğretime yeni açılacak eğitim kurumlarına; eğitim kurumunu eğitim ve öğretime hazır hale getirmek, eğitim ve öğretime açılıncaya ve norm kadroya bağlı atama yapılıncaya kadar geçen süre içerisinde kurumun yönetim hizmetlerini yürütmek üzere, 5 inci maddeye göre müdürlük sınavına girme şartı taşıyanlar arasından, valilikler tarafından kurucu müdür görevlendirilebilir. Bu görevde geçen süreler, bu Yönetmeliğin uygulanmasında eğitim kurumu müdürlüğünde geçen süreler gibi değerlendirilir” denilmektedir. Kurucu müdürlük için aranılan tek kriter müdürlük için yapılan sınava girme şartını taşımaktır. Tamamen idarenin takdir yetkisine bağlı olarak yapılan bu görevlendirmelerde geçen süreler kurum müdürlüğünde geçen süreler gibi değerlendirilerek bu durumdaki kişilere haksız yere müdürlük puanı verilmiştir.

6)Yönetmeliğin Müdür Yetkili Öğretmenliğe Görevlendirme başlıklı 14. Maddesinde “Müdür normu bulunmayan eğitim kurumlarında fiilen görevli öğretmenler arasından, öğretmenlik görevi yanında yönetim hizmetlerini de yürütmek üzere, il millî eğitim müdürünün teklifi ve valiliğin onayıyla müdür yetkili öğretmen görevlendirilebilir. Bu görevde geçen süreler, bu Yönetmeliğin uygulanmasında eğitim kurumu müdür yardımcılığında geçen süreler gibi değerlendirilir.” denilmektedir. Anılan madde ile görevlendirmelerin resen yapılacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Birden fazla kişinin başvuruda bulunduğunda nasıl bir yol izleneceği bu madde metninde yer almamaktadır.

7) Yönetmeliğin Merkez teşkilata bağlı eğitim kurumları başlıklı 15. Maddesinde “Doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlı; hizmet içi eğitim enstitüleri, kız teknik olgunlaşma enstitüleri, akşam sanat okulları, öğretmen evleri ile yaygın eğitim kurumları ve diğer kurumların yöneticiliklerine yapılacak atamalarda sözlü sınav ve değerlendirme, eğitim kurumunun bulunduğu ilde kurulan Sözlü Sınav ve Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılır. Sözlü Sınav ve Değerlendirme Komisyonu tarafından adayların atanacakları eğitim kurumları; yapacakları tercihler ve atanma puanı üstünlüğüne göre belirlenir. Eğitim kurumu yöneticileri, il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine vali tarafından atanır. “ denilmektedir. Yönetmeliğin Sınava Başvuru ve Atama Şartları başlıklı 5/ç maddesinde “Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak” şartı genel şart olarak belirlenmiş iken 15. Madde de, Merkez teşkilatına bağlı kurumları istisna olarak düzenlenmiş ve bu kurumlara atanabilmek için yazılı sınav şartı aranmaksızın sadece sözlü sınava göre yönetici alınacağından söz edilmiştir. Ayrıca; bu madde ile yönetmeliğin 5. Maddesine atıfta yapılmadığından bu kurumlara yönetici olarak atanacaklarda herhangi bir kriter de belirtilmemiştir.

8)Çalışma süresine bağlı yer değiştirmeler başlıklı 19. Maddesinde “Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı olarak görev yapanların yer değiştirmeleri il içinde bölge hizmeti ve rotasyon esasına göre yapılır.” denilmektedir. Yönetmeliğin Tanımlar başlıklı 4/e maddesinde “İllerde, Ek-2 Kurum Tipleri Tespit Formuna göre tespit edilen A, B, C ve D eğitim kurumu tiplerini ifade eder.” Denilmektedir. Yönetmelikte kurum tiplerinin belirlenmiş olması Türk Eğitim-Sen olarak tekliflerimiz arasında da yer alan güzel bir uygulamadır. Ancak, neden kurum tipleri ifadesi yerine hizmet bölgesi ifadesinin kullanıldığı anlaşılamamıştır. Hatta bazı madde metinlerinde hem kurum tipi hem de hizmet bölgesi ifadeleri birlikte kullanılarak karmaşaya neden olacaktır.

Türk Eğitim sen olarak, her türlü rotasyona karşı olduğumuzu, her vesile ile açıkladık. Ancak yönetmelikle birlikte daha önce 8 yıl olan, rotasyona bağlı ye değiştirme süresini yeni yönetmelikte 6 yıla indirmiştir. 8 yıllık süre sebebi ile kendini buna göre hazırlayan yöneticiler bir kez daha mağdur edilmişlerdir. Yönetmelikte müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı olan kişilerin rotasyona tabi yöneticilerin Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formuna göre hesaplanan puan üstünlüğüne göre, tercihleri alınarak il içinde 5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen şartı taşımak kaydıyla değiştirileceğinden ve tercihte bulunmayan yöneticilerin yer değişikliklerinin, boş eğitim kurumlarına kurayla resen gerçekleştirileceğinden söz edilmektedir. Artık; müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcıları görev yaptıkları eğitim kurumunda 6 yıllık çalışma süresini tamamladıkları takdirde tercihleri doğrultusunda boş eğitim kurumlarına atanabilecekler, tercih yapmadıkları takdirde boş eğitim kurularına kura ile atanacakladır. Ancak tercih yapılmasına rağmen atanacağı okul kalmaması sebebi ile yer değiştiremeyenler bir dahaki yer değiştirme döneminde öncelikle atanacaklardır. Bu atamalarda da herhangi bir kıstas belirlenmemiştir.

9) Soruşturmaya Bağlı Yer Değiştirmeler başlıklı 21/.1 Maddesin de “Soruşturma sonucu görev yerlerinin değiştirilmesi teklif edilen yöneticiler, öncelikle alt hizmet bölgelerinde bulunan eğitim kurumlarına olmak kaydıyla hizmet bölgelerindeki başka bir eğitim kurumuna atanırlar.” denilmektedir. 5442 sayılı yasanın 8/C maddesi kapsamında istisnai durumlarda yapılan bu yer değiştirmeler, artık disiplin cezasının ayrılmaz bir bütünü haline gelmiştir. Günümüzde işlenilen bir fiil sebebiyle verilebilecek en alt disiplin cezası ile tecziye edilen bir kişi bu uygulama ile sürgün edilmektedir. Valiliklerce işlenilen fiilin ağırlığına bakmaksızın artık her disiplin cezası ile birlikte verilen bu yer değişiklikleri onaylanmaktadır. Bu durumda zaten disiplin cezası almış kişileri alt hizmet bölgesine yer değişikliği yaptırmak bir anlamda ikinci ve daha ağır cezalandırmaktır. Ayrıca; İller arası ve il içinde yapılan bu yer değişikliği işlemlerinde sürenin uzatılması artık bu görevlendirmeleri suiistimale daha açık hale getirecektir. Alınan disiplin cezası ile verilen yer değişiklikleri arasındaki orantısızlık kat ve kat artacaktır. Torpilli olanlara uydurma bir disiplin cezası verilerek iller arası yapabilmenin bir yolu olarak da suiistimal edilebilecek bir düzenleme olarak ta değerlendirilebilir. Bu madde uyarınca bazıları sürgün edilirken bazıları ödüllendirilebilecektir. Ayrıca; yer değişikliği işlemleri herhangi bir disiplin cezası verilmediği durumlarda da tedbir amacı ile yapılan bir uygulama şeklinde de olabilmektedir. Bu durumda da bir alt hizmet bölgesine yer değişikliği yapılması disiplin cezası almamış kişileri cezalandırma anlamına da gelmektedir.

10) Yönetmeliğin görevinin sona ermesi başlıklı 23/c maddesinde “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 18 inci maddesi kapsamında bir yıldan daha fazla süre ile aylıksız izin alanların yöneticilikleri, sona erer.” denilmektedir. 4688 sayılı yasa uyarınca sendikal faaliyetlerini yürütmek için aylıksız izne ayrılanlar fiilen eğitim-öğretim sınıfı içinde görev yapmaya devam etmelerine rağmen 1 yıldan fazla süre aylıksız izin kullandıkları gerekçesi ile yöneticilik görevlerinin sona ermesi hakkaniyetli değildir. Bu uygulama bir anlamda sendikal faaliyetleri engelleme ve sendikal çalışma yapan kişileri cezalandırma anlamına gelmektedir.

11) Aynı yönetmeliğin 23/d maddesinde “Soruşturma veya inceleme sonucu yöneticiliklerinin alınmasına karar verilenler ile 5 inci maddede öngörülen şartları kaybedenlerin yöneticilikleri, sona erer.” Denilmektedir. Yönetmeliğin Sınava başvuru ve atama şartları başlıklı 5/e maddesinde “Yazılı sınavın son başvuru tarihi itibariyle son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak veya aylıktan kesme veya daha ağır bir disiplin cezası almamış olmak, şartları aranır.” Denilmektedir. Bu maddeler sebebi ile bir karmaşanın yaşanacağı mutlaktır. Şöyle ki; 5/e maddesi uyarınca aylıktan kesme veya daha ağır bir disiplin cezası alan kişilerin yöneticiliklerinin sona mı ereceği, yoksa bu şartın sınava giren adaylar için mi geçerli olduğu konusunda tereddütler yaşanmaktadır. Bu nedenle bu madde kapsamında açıklama yapılması zorunludur. Bu madde illerde farklı algılamalara yol açacak ve ülke genelinde uygulamada birlik sağlanamayacaktır.

Ayrıca; yine yönetmeliğin Sınava Başvuru ve Atama Şartları 5/c maddesinde “Atanmak üzere başvurulacak eğitim kurumuna alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilmek veya bu eğitim kurumunda aylık karşılığı okutabileceği ders bulunmak; fen ve sosyal bilimler liseleri ile bilim ve sanat merkezleri yöneticiliği için bu okullarda öğretmenlik yapmış veya yapmakta olmak” denilmektedir. Bu maddenin uygulama şeklinde ilerde sıkıntılara sebep olacaktır. Şöyle ki; 04.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren bu yönetmelikten önceki yönetmelik hükümlerine göre ataması yapılmış kişilerin hukuki durumlarına ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Örneğin, görev yaptığı kurumlarda aylık karşılığı okutacağı dersi olmayanlar, fen ve sosyal bilimler liseleri ile bilim ve sanat merkezleri yöneticiliklerinde öğretmenlik yapmamış olan kişilerin bu okullardaki görevlerine devam edip etmeyeceği yönünde herhangi bir açıklık yoktur. Bu konuda geçici madde ile bir hüküm de getirilmemiştir. Bu durumda olan kişilerin yönetmelik yayımlandıktan sonra yapacakları herhangi bir yer değişikliğinde yeni hükümlere tabi tutulmaları gerekmektedir.

Yine yönetmeliğin 23/2. Maddesinde “Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında yöneticilikleri sona erenlerden bu durumları ortadan kalkanlar; daha önce ayrıldıkları eğitim kurumu yöneticiliğinin boş olması durumunda öncelikle bu eğitim kurumlarına, bunun mümkün olmaması ve talepleri halinde il millî eğitim müdürlüklerince önerilecek durumlarına uygun boş bir eğitim kurumu yöneticiliğine atanırlar. Bu şekilde atanamayanlar, durumlarına uygun eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanırlar. Bu fıkraya göre öğretmen olarak atananlar, bulundukları yerleşim biriminde iki yıl içinde eğitim kurumu yöneticiliği normu boşalması halinde, boşalan yöneticilik görevine öncelikle yeniden atanmak üzere başvuruda bulunabilirler.” Denilmektedir. Altı çizili kelime uygulamada bir çok sıkıntıyı beraberinde getirecektir. Şöyle ki; idareler bu durumda olan kişilerden istediği kişilere istediği kurumları önerecek, o zamanda bir kısım idareci istediği yerde görev yaparken bir kısmı istemedikleri yerlere giderek mağdur edilecektir.

13) Yönetmelikte taslakta yer almasına karşın yönetici olarak daha önce görev yapmış ve kendi istekleriyle yöneticilikten ayrılmış olanların yeniden yöneticilik görevine atanmalarına ilişkin herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Eş, sağlık durumu gibi özürleri nedenleri ile yöneticilik görevi sona ermiş kişilere yeniden atama kapsamında başvuru hakkının tanınmaması hakkaniyetli değildir. Örneğin; eşi zorunlu yer değiştirmeye tabi devlet memuru olan kişilerin yöneticilikleri her yer değiştirmede düşecektir ve yeniden yönetici olarak atanmak istemeleri halinde sınava girmek durumunda kalacaklardır.

14) Yönetmelikte yöneticilerin iller arası yer değiştirmelerine ilişkin bir düzenlemede yer almamaktadır. Bu eksikliğinde giderilmesi gerekmektedir.

15) Ek-1 Yönetici Değerlendirme formunda kurucu müdürlük için verilen 10 puan fazladır. Ayrıca yine değerlendirme formunda yöneticilikler için verilen puanlamalar çok düşüktür. Her müdürlükte geçen yıl için 0,96 puan verilirken, kurucu müdürlük için 10 puan verilmiş olması arasında büyük bir adaletsizlik vardır. Sınav şartı aranmaksızın idarenin keyfiyeti sonucu yapılan kurucu müdürlüğe verilen puan müdürlükte yaklaşık 10 yıl görev yapıldığında alınan puana eşittir.”
Bostan, “Yukarıdaki açıklamalar ilk göze çarpan hususlardır. Üyelerimizden gelen talepler değerlendirilmekte ve Türk Eğitim-Sen olarak dava açmak için yayımlanan yönetmelik üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile