Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında görevli 26 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları ile sanık yakınları katıldı.
Sanıklardan Mehmet Emin Yılmaz, darbe girişimi gecesi nöbetçi kursiyer astsubay olarak bulunduğunu belirterek, "O gece nöbetçi astsubaydım. Nöbetim bir ay önceden tebliğ edilmiştir. Herhangi bir yasa dışı eylemde bulunmadım. Kimseden kanunsuz emir alıp uygulamadım. Eğer o gece görev yerimde olmam suçsa, beni bu hale sokan herkesten şikayetçiyim." dedi
Sanık Ekrem Turgut da okulda kursiyer astsubay olarak eğitim gördüğünü, 15 Temmuz gecesi okul misafirhanesinde olduğu sırada içtimaya çağrıldığını ve bunun üzerine askeri üniformasını giyerek komutanlarının emrettiği bölgeye gittiğini anlattı.
Kendisini o gün kimsenin aramadığını ya da mesaj atmadığını ileri süren Turgut, "O gün tek tahlihsizliğim misafirhanede ikamet etmemdir. İddia makamı usulsüz şekilde silahlandırıldığımı söylüyor. O gün bende ne beylik tabancam ne de mühimmat vardı. Üst amirlerimizin emirlerini yerine getirdim." ifadelerini kullandı.
Bir önceki celsede ByLock trafiğine ilişkin BTK raporu okunan Mehmet Koca da savunmasında ByLock kullandığına yönelik iddiaları reddetti. Programa girdiği ileri sürülen tarihlerdeki konuşma içeriklerinin kendisine gösterilmesini talep eden Koca, internete girdiği telefonda IP çakışması olabileceğini öne sürdü.
Ailesinin maddi imkanlarının yetersizliğinden astsubay meslek okulu sınavlarına girmeye karar verdiğini anlatan Koca, öğrencilik hayatı boyunca FETÖ'ye ait hiçbir okul, kurs ve dershaneye gitmediğini ileri sürdü.
Koca, amcasının Şırnak'ta şehit düştüğünü ve şehit ailesinin bir ferdi olarak kendisinin terörist olarak yargılanmasının ölüm ile eş değer olduğunu söyledi.
Cem Yalçınkaya da darbe girişimi gecesi silah kullanmadığını, hiçbir köprü ve yolu kapatmadığını, hiç kimseyi derdest etmediğini ve kimseden kanunsuz emir almadığını iddia etti.
Yalçınkaya, 15 Temmuz gecesi evindeyken bölük komutanının araması üzerine mesaiye geldiğini, komutanlarının emriyle kursiyerleri arayıp içtimaya çağırdığını anlattı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde astsubay rütbesinde bir personel olduğunu ve darbe girişiminde aktif rol oynamasının mümkün olmadığını savunan Yalçınkaya, şunları söyledi:
"Aldığım emri yerine getirmek durumundayım. Amirlerimden emir almadan silahları açıp dağıtmam mümkün değildir. Benim yaptığım iş her bölük astsubayın yapacağı iştir. Bölük astsubayı olarak sözlü emirlerle amirlerimden yıllarca birçok emir aldım. Verilen emirlere şikayet etmeden uymam asker olmamın getirdiği zorunluluktur. Bölük komutanım benim birinci sicil amirimdir. Bölük astsubayı olarak ben kendi inisiyatifimle kursiyerleri mesaiye çağıramam. Kışla dışına çıkılacak emri tehçizat dağıtımından sonra verilmişir ve ben orada yoktum. Ben bu silah dağıtımını darbeye direnenlere karşı darbecilere yapıyor olsaydım, kullanılması yönünde de tasarrufta bulunurdum. Sadece bölük komutanından aldığım emri yerine getirdim, bunu görevim gereği yaptım. Tabur komutanının 'sivil araçlarla Kazan'a gidilecek' emrini, sivil araçlarla gidilmesi mantıksız geldiği için yerine getirmedim."
Duruşmaya öğle arası verildi.
MEBS Okulundaki Darbe Girişimi Davası
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında görevli 26 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.