Meclis'te 'Diyabetin Dünü, Bugünü Geleceği' Paneli

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, hükümetlerin genelde sağlık politikalarının önemli bir kısmının tedavi edici hekimlikle ilgili olduğunu belirterek, "Bu, soruna sondan başlamak gibi geliyor bana. Esas olan koruyucu hekimliktir, mühim olan hasta olmamaktır, hasta olmamak için çareler aramaktır" dedi.

Dünya Diyabet Günü kapsamında Meclis'te "Diyabetin dünü, bugünü geleceği" paneli düzenlendi.

Çiçek, panelde yaptığı konuşmada, Meclis Başkanı olduğu günden beri, Türkiye için, insanlık için bazı proje ve kampanyalara öncülük ve ev sahipliği yaptıklarını, bazılarına destek verdiklerini, bazılarına da katılarak farkındalık oluşmasını sağladıklarını söyledi.

Diyabet konusu, hem dünyada hem de Türkiye'de tahminlerin ötesinde sağlık sorunu olduğunu belirten Çiçek, "Sağlığın ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız hayatımızdan biliyoruz. Neremiz ağrırsa, canımız orada diye biliyoruz, her gün de bir tarafımızdan ağrı geliyor. Bu nedenle sağlığın önemini biraz da yaşayarak biliyoruz" diye konuştu.

Anayasa'da vatandaşın beden ve ruh sağlığını korumanın devletin en önemli görevleri arasında yer aldığını ifade eden Çiçek, Türkiye bütçesinin en önemli kısmının eğitim, savunma ve sağlık harcamalarına gittiğini aktararak, sağlık konusunun devlet olarak önem verilen ve verilmesi gereken bir alan olduğunu bildirdi. Türkiye'nin sağlık konusunda epey mesafe aldığını kaydeden Çiçek, şöyle konuştu:
"Sağlık alanında bir çok sorunlarımız elbette var, kurduğumuz kurumlar, getirdiğimiz modeller var. Uygulamadan kaynaklanan aksaklıklar da olabiliyor. Ama hükümetlerin genelde sağlık politikalarının önemli bir kısmı, tedavi edici hekimlikle ilgilidir. Bu soruna sondan başlamak gibi geliyor bana. Esas olan koruyucu hekimliktir, mühim olan hasta olmamaktır, hasta olmamak için çareler aramaktır. Ben hukuk fakültesinde krimonoloji okudum. Mühim olan suçun işlenmesini önlemektir. Yoksa suç işlendikten, adam öldükten sonra faili iki saatte yakalamış, iki günde yakalamış... O da başarıdır ama mühim olan insanların ölmemesidir.
Son 12 yılda sağlık alanında bir çok reformlar yapıldı; yeni hastaneler, yeni imkanlar, yeni modeller... Toplumumuzda sağlık bilincinin oluşmasına bunun da önemli bir katkısı oldu. Biz bundan sonra çabamızı daha büyük ölçüde, koruyucu hekimlik konusuna yoğunlaştırmamız gerekiyor. Bunun için de bu kampanyaları daha yaygın ve bilinir hale getirmemiz icap eder. Meclis Başkanlığı olarak bu tür çabalara destek veriyoruz. 7 milyon diyabet hastamız var. Demek ki vatandaşlarımızdan her 10 kişiden biri diyabet hastası. Kendimizden de şüphe etmeye başladık, acaba var mıydı yok muydu diye? Ben kendimi biliyorum. Demek ki ilk fırsatta herkes kendisini bu yönde kontrol ettirsin. Korkacak, endişe edecek bir şey yok. rakam öyle gözüküyor ama. Benim bildiğim tarihteki önemli devlet adamları diyabet hastasıydı ama kurallara riayet etmek kaydıyla, çok da sağlıklı ve uzun yaşadılar. Demek ki bunun farkında olmak icap eder."
TBMM Başkanı Çiçek, diyabet hastalarının ekonomiye getirdiği yük de olduğunu belirterek, bu ve benzeri rahatsızlıkların farkında olunmaması, tedbirlerin önceden alınmaması durumunda, sağlık bütçesinin gittikçe şişeceğini ve bunun da başka alanlara yapılacak harcamaların kısıtlanması anlamına geleceğini bildirdi.
Hem Türkiye'de hem dünyada 14 Kasım'ın Diyabet Günü olarak belirlenmesinin, bu ve benzeri toplantıların her yerde yapılmasının önemine işaret eden Çiçek, "Ümit ederiz başka konulara gösterilen ilgi biraz da bu alanlara gösterilir. Hiç olmazsa Twitter hesaplarından, başka taraflardan 'Bugün Dünya Diyabet Günü'dür, farkında mısınız, siz kendinizin durumunu biliyor musunuz?' gibi bir kaç soruyla konuyu gündeme getirmekte fayda var" dedi.


- "Her 10 yılda bir katlamalı bir şekilde giden hastalık"

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar da yaptığı konuşmada, 13 yıldır mesleğini icra edemese de endokrin doktoru olduğunu söyledi.

Diyabet sorununun çözülmesi gereken önemli bir sorun olduğunu belirten Ünüvar, "Diyabet için kullanılan, yavaş seyirli tsunami tabirini çok beğendim, diyabete tam uygun bir tabir. Diyabet, her 10 yılda bir katlamalı bir şekilde giden bir hastalık" dedi.

Novo Nordisk firmasına ve katılımcılara teşekkür eden Ünüvar, eski dostlarını Meclis'te ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
Daha sonra diyabet konusunda uzman olan hocaların katıldığı panele geçildi.
Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, diyabet tedavisinden önce hastalığın önlenmesinin daha önemli olduğunu vurguladı.
14 Kasım'ların her sene kutlanması, halkın bu konuda bilinçlendirilmesinin ve hastalığın erken teşhis edilerek önlenmesinin önemine işaret eden Bağrıaçık, "Dünden bugüne diyabet" hakkında sunum yaptı.
Bu hastalığın nedenlerini sıralayan Bağrıaçık, obezitenin hem dünyada hem de Türkiye'de her geçen gün arttığını, ülkede obezite sayısının 37 milyona, diyabet hastasının da 9 milyona yakın olduğunu söyledi.

Bağrıaçık, Türkiye'de ilk diyabet taramasının Sakarya'da yapıldığını ve diyabet sıklığının yüzde 2.55 olarak belirlendiğini kaydederek, bu hastalığın o günden beri her 15 yıl geçtikçe arttığını ifade etti.

Bağrıaçık, bu hastalıkla mücadelede diyet ve perhizin yanısıra egzersizin çok önemli olduğuna işaret ederek, "Şeker hastası hareket yapmadığı, kilosunu veremediği zaman bu hastalıkla mücadele edemez" dedi.

Panelde zaman zaman katılımcılara sinevizyon üzerinden soru soruldu ve doğru cevaplar toplantıya katılanlara duyuruldu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile