CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "İçeride ve dışarıda herkes şunu biliyor; Türkiye'de hukuk, kuvvetler ayrılığı yok. Yargı doğrudan yürütmeden talimatlar alıyor. Türkiye'de kimin tutuklanacağına dünya liderimiz, kimin serbest bırakılacağına dünyanın diğer liderleri karar veriyor." dedi.
Özel, Meclis Grubu adına TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı bütçesinin tümü üzerindeki görüşmelerin gerçekleştirildiği son gün konuştu.
Kendilerinin "rejime kasteden anayasa değişikliği", destekleyenlerin ise "sistem değişikliği" olarak adlandırdıkları bu yeni dönemde ilk bütçe görüşmelerinin tamamlanmak üzere bulunduğunu belirten Özel, bütçe hakkının, insanlık ve demokrasi tarihi açısından kazanılmış en önemli hak olduğunu vurguladı.
Özel, bütçe hakkının monarşiye ve tek adam rejimine karşı elde edildiğini, halk adına seçilmişlerin vergiyi toplayacak sağ elleriyle harcamaları yapacak ve yardımları dağıtacak şefkatli sol ellerinin dengesinin vicdanlarda kurularak, kağıda geçirilmesi anlamını taşıdığını ifade etti.
Türkiye'de bütçe hakkının elde edilmesinin, 1808 yılındaki Sened-i İttifak ile gerçekleştiğini anımsatan Özel, "Ama Türkiye bunu AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın adını söylemeden 10 yıldır söylediği 'milletimize istikamet dayatılıyor.' söylemiyle hatırlayacak. Geriye giderseniz, Sened-i İttifak'ı, yani tek adam rejiminden yetkilerin paylaşılmasına başlayan ilk adımı göreceksiniz. 'İstikamet dayatılıyor.' diye itiraz edilen meselenin özü budur aslında." diye konuştu.
İkinci Meşrutiyet ile parlamentonun kazandığı gensoru ve güvenoyu müesseselerinin, 24 Haziran sonrası kaybedildiğini ileri süren Özel, Meclis tarafından onaylanmaması halinde bütçenin bir önceki yılki tutara yeniden değerleme oranında artırılarak kabul edilmiş sayılmasının, parlamentonun denetim ve kazanımını yitirmesine neden olduğunu savundu.
Bu durumun, ülke tarihi açısından 210 yıllık, dünya demokrasi tarihi açısından da 800 yıllık bir geriye gidiş anlamına geldiğini ileri süren Özel, "Ne hazindir, ne kötü bir tesadüftür ki veya tesadüf müdür ki, o Senedi İttifaktan, bu ittifak senedine 210 yıl geçmiş. 16 Nisan referandumu üzerinden 24 Haziranda bir ittifak senedinin yarattığı birlikteliğin bir cumhurbaşkanı seçmesiyle tüm bu kazanımları kaybettiğimiz bir süreci yaşadık." diye konuştu.
İnsani gelişmişlik endeksinin yüksek olduğu ilk 10 ülkeden 9'unun parlamenter sistemle, sadece ABD'nin katı kuvvetler ayrılığı ile tanımlanan bir başkanlık sistemiyle yönetildiğine işaret eden Özel, son sıradaki ülkelerin ise başkanlık ve yarı başkanlık rejimiyle yönetildiklerini ve hiçbirinde kuvvetler ayrılığı ilkesinin bulunmadığını anlattı.
Özel, parlamentonun Fransızca konuşmak anlamına gelen "parle" fiilinden geldiğini ve burada söylenenlere sabırlı olunması gerektiğini, buna rağmen Meclis kürsüsündeki konuşmaları nedeniyle son yıllarda parlamenterlerin cezalandırıldıklarını ve milletvekilliklerinin düşürüldüğünü kaydetti.
İlk Mecliste en çok eleştiren ve eleştirilere en çok tahammül gösteren kişilerin başında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunu anlatan Özel, "Geçmişte Genel Kurmay Başkanlığı yapmış, bugün Milli Savunma Bakanlığında olan birisine sadece bazı eleştiriler yöneltildiğinde bile 'sınır ötesi operasyondan önce bu ordumuza yapılır mı?' diyenlere, Sakarya Meydan Muharebesine giden Atatürk'ün ilk Mecliste hangi sözlere tahammül ettiğini, hangi sağlıklı müzakereleri yönettiğini ve Atatürk'ün demokrasi anlayışından nereye savrulduğumuzu hatırlatmayı bir borç bilirim." açıklamasını yaptı.
- "Kimseyi inandıramazsınız"
CHP'li Özel, Türkiye'nin yaşadığı gerilemedeki en önemli kilometre taşlarından birinin 15 Temmuz hain darbe girişimi olduğunu belirterek, CHP olarak girişime karşı duruşlarını ilk dakikadan itibaren ortaya koyduklarını hatırlattı.
Tüm siyasi partilerin, 15 Temmuz konusunda hükümete hukuk içinde kalmak kaydıyla tam destek verdiğini ancak OHAL nedeniyle ekonomik olarak çok önemli kayıplar yaşandığını öne süren Özel, "Sadece faiz, para değil, bakarlar dışardan... Örneğin Osman Kavala'nın, gazetecilerin tutuklu olduğu, insan hakları savunucularının en ağır şekilde tecrit ve derdest edildiği ülkeye bakarlar. Bu ülkede yatırım, tatil yapılabileceğine, sağlık turizmi için hasta çekilebileceğine kimseyi inandıramazsınız." dedi.
AK Parti hükümetlerinin "dikleşmeden dik durmak" konusunda övündüğünü ancak "önce dikleştiğini sonra dik duramadığını, Türkiye'nin itibarının ayaklar altına alındığını" iddia eden Özel, şöyle konuştu:
"İçeride ve dışarıda herkes şunu biliyor; Türkiye'de hukuk, kuvvetler ayrılığı yok. Yargı doğrudan yürütmeden talimatlar alıyor. Türkiye'de kimin tutuklanacağına dünya liderimiz, kimin serbest bırakılacağına dünyanın diğer liderleri karar veriyor. Merkel telefon edince Deniz Yücel, Macron telefon edince Fransız gazeteciler, Trump telefon edince Brunson, Schröder telefon edince Büyükada tutukluları serbest kalıyor. Trump'un restine karşı önce diklenmeyi ama dik duramamayı Türkiye Cumhuriyeti tarihi kara birer sayfa olarak not etmiştir."
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hazine ve Maliye Bakanlığına Berat Albayrak'ı atamasını eleştiren Özel, "Cumhurbaşkanı, Albayrak için '6 ay Marmara Üniversitesine gönderdik, makroekonomi dersi aldı.' cevabında, demokratik ülkeler şunu ister; bu dersi alanı değil de 6 ayda hızlandırılmış ekonomi patronluğu dersi verebilecek hocayı ekonominin başına getirmek ülkenin menfaatinedir. Damadı ekonominin başına getirmek, baştan aşağıya, şeklen de esasen de ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bütün dünya buna bakar." değerlendirmesini yaptı.
- "10 kanun teklifinin 8'i torba yasa"
Türkiye'nin meri olan ama meşru olmayan bir anayasa ile yönetildiğini savunan Özel, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın "torba kanun devri bitecek." ifadelerini kullanmasına rağmen yeni dönemde Mecliste kabul edilen toplam 12 teklifin yasalaştığını, bunlardan 10 kanunun 8'inin torba yasa olduğunu kaydetti.
"Yeni rejimde" bakanların milletvekillerinin sorularını yanıtlamadığını ileri süren Özel, "Bakanlar, şu ana kadar verilmiş 6 bin 865 soru önergesinden sadece yüzde 4,3'üne tekabül eden 293'üne yanıt verdiler." dedi.
Yürütmenin söylediği düzenlemelerin teklif olarak TBMM'ye sunulmasına ilişkin de eleştirilerini sürdüren Özel, şu görüşlerini paylaştı:
"AKP Genel Başkanı 'bedelli askerlik çıkacak' dedi ertesi gün bedelli askerlik kanun teklifi verildi. Berat Albayrak 45 gün öncesinden 'Kalkınma Bankasına ilişkin teklifi ekimde Meclise sunuyoruz' dedi. Oysa ki böyle bir hakkı yok, haddi de değil. İtiraz ettik o günlerde. Sonra bir milletvekilimizin kalbine doğmuş olacak ki Berat Albayrak'ın bahsettiği ve müjdelediği teklifi, satırı satırına imzalayarak Meclise verdi. AK Parti grubu MHP grubundan da aldığı rakamsal destekle sarayın anayasaya karşı gizli iş birliği yapıyor. Öyle hazin bir durumdayız ki yapılırken biz 'Erdoğan'a değil, her doğana anayasa yapılsın.' dedik. Erdoğan'a yapıldı. Daha bir sene geçmeden, kendisi için yapılan anayasayla çelişkiler yaşamaya başladı. Bugün ülkeyi 'anayasa ve yasalar olmadan yönetme' gibi bir yaklaşımla maalesef karşı karşıyayız."
(Sürecek)
Meclisin Bütçe Maratonunda Son Gün
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: 'İçeride ve dışarıda herkes şunu biliyor; Türkiye'de hukuk, kuvvetler ayrılığı yok. Yargı doğrudan yürütmeden talimatlar alıyor. Türkiye'de kimin tutuklanacağına dünya liderimiz, kimin serbest bırakılacağına dünyanın diğer liderleri karar veriyor' 'Milli Savunma Bakanlığında olan birisine sadece bazı eleştiriler yöneltildiğinde bile 'sınır ötesi operasyondan önce bu ordumuza yapılır mı?' diyenlere, Sakarya Meydan Muharebesi'ne giden Atatürk'ün ilk Mecliste hangi sözlere tahammül ettiğini, hangi sağlıklı müzakereleri yönettiğini ve demokrasi anlayışından nereye savrulduğumuzu hatırlatmayı bir borç bilirim'