Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin, zamanının en ileri ve insanlığın ortak mirasını en kapsamlı şekilde kucaklayan kanalları bulup, kendine mal ettiğini belirtti.
Feyzioğlu, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen 'Medeni Kanun'un ve Borçlar Kanunu'nun 90. Yılı Uluslararası Sempozyumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, cumhuriyetin kuruluş temellerini arzulamanın ve güçlendirmeye çalışmanın, eskiyi özlemek değil, çağdaşlığı talep etmek olduğunu söyledi.
Cumhuriyetin bir aydınlanma devrimi olduğunu kaydeden Feyzioğlu, 'Bugün sahip olduklarımızı borçlu olduğumuz büyük bir hareketin adıdır. Bugün eğer bölgemizdeki kan gölüne, mezhep çatışmalarına, etnik çatışmalara, iç savaşlara rağmen, Anadolu'da hala millet olarak birliğimizi, beraberliğimizi koruyorsak bunu, Cumhuriyet devrimleriyle ve onun en büyük parçası olan hukuk devrimi ve özelde de Borçlar Kanunu ile Türk Medeni Kanunu'nun getirdiklerine borçluyuz. Bugün kadın-erkek eşitliğinin tam anlamda sağlanmasını talep edecek durumdaysak, bunu Cumhuriyet'in kadın-erkek eşitliğini getirmesine borçluyuz' diye konuştu.
Feyzioğlu, Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu'nun temellerinin, İsviçre Medeni Hukuku olduğuna dikkati çekerek, 'Ancak İsviçre Medeni Hukuku'nda somutlaşan tüm ilkeler, kurallar, İsviçre'ye ait değildir, insanlığın ortak malıdır. Zamanında İsviçre hukukunda somutlaşmış olması, bu gerçeği değiştirmez. Genç Türkiye Cumhuriyeti, zamanının en ileri ve insanlığın ortak mirasını en kapsamlı şekilde kucaklayan kanalları bulup, kendine mal etmiştir. İsviçre Medeni Hukuku'nda yer alan ya da somutlaşan bu ilkelerin arkasında, üzerinde nefes aldığımız topraklarda yaşamış, gelmiş geçmiş, binlerce yıl izlerini bırakmış uygarlıkların ve elbette bu toprakları vatan tutmuş Türk milletinin çok büyük katkıları vardır' değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal da medeni kanunun, yurttaş olmayı sağlayan en önemli hukuki altyapı olduğunu anlattı.
- 'Öyle bir zamanda böyle bir hamlenin yapılması, takdire şayan'
Türkiye Noterler Birliği Başkanı Yunus Tutar ise Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu'nun, çağdaş topluma ulaşma hedefi yolunda uygulamaya konulan en önemli kanunlar olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu unsurlarının ortaya koyduğu hedeflerin toplumsal hayatta karşılık bulmasını sağladığını söyledi.
Çağdaş ve demokratik toplumların önde gelen kurumlarından noterliğin, hukuki güvenliğin devamında işlem güvenliğinin sağlanmasında önemli rol üstlendiğini aktaran Tutar, 'Bir bakıma noterlik, bir ülkenin hafızası, kültür, dil, sosyal hayat ve hukuki düzenlemeler açısından arşivi, tarihi ve sosyolojik hayatın deposudur. Neresinden bakarsanız ülkenin gelişmişliğinin de sembolüdür. Ülkemiz noterleri olarak biz de bu noktada hem medeni hukuk hem de borçlar hukuku alanında pek çok konuda görev yapıyor, işlem güvenliğini tesis ederken de toplumsal barışa da katkı sağladığımızı düşünüyoruz' ifadelerini kullandı.
İsviçre'nin İstanbul Başkonsolosu Monika Schmutz Kırgöz, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin medeni kanunu İsviçre'den alarak benimsemesinin onur verici olduğunu belirterek, 'Öyle bir zamanda böyle bir hamlenin yapılması, takdire şayandır' dedi.
'Medeni Kanun'un Ve Borçlar Kanunu'nun 90. Yılı' Sempozyumu
TBB Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu: 'Genç Türkiye Cumhuriyeti, zamanının en ileri ve insanlığın ortak mirasını en kapsamlı şekilde kucaklayan kanalları bulup, kendine mal etmiştir. İsviçre Medeni Hukuku'nda yer alan ya da somutlaşan bu ilkelerin arkasında, üzerinde nefes aldığımız topraklarda yaşamış, gelmiş geçmiş, binlerce yıl izlerini bırakmış uygarlıkların ve elbette bu toprakları vatan tutmuş Türk milletinin çok büyük katkıları vardır'