İşte Mehmet Altan'ın yazısı;
Baykal ne diyor? “Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur.” Baykal ne diyor? “Bu komplo bugünkü siyasi konjonktürün eseridir, yıllardır bekletilen bir kaset yoktur...
...Bir kaset ele geçirilmiş değildir. Bir komplo imal edilmiştir, taze, iki haftalık bir komplo vardır. Bu komplonun hedefi bir kişi değildir, onun çok ötesinde CHP’nin neredeyse tek başına yürüttüğü, Cumhuriyete, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne sahip çıkan sivil darbeye, sivil dikta rejimlerine karşı vermekte olduğu mücadelesidir. Bu komplo CHP’nin Anayasa ve rejim kavgası vermekte olduğu bu son iki hafta içinde düzenlenmiş ve piyasaya sürülmüştür. Komplo tezgâhı malzemeleriyle çekimleriyle günceldir, tazedir.”
Ardından ne diyor?
“Ana muhalefet liderine yönelik bu kadar kaba kanunsuzluk, bu kadar kaba ahlaksızlık, bugünlerin ortamında iktidarın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirilemez. Bu komplonun hedefi sadece ben değilim, aynı zamanda CHP’dir. CHP de bu kirli tezgâhlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP’yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak hem de CHP’ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir.”
Baykal ne diyor?
“Bu hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP Genel Başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım. Benim CHP Genel Başkanlığından istifa etmem bu komploya teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez. Tam tersine bu bir meydan okumadır. Bu anlayışla CHP Genel Başkanlığından istifa ediyorum.”
Baykal’ın kendisine karşı kurulan alçakça pusuya karşı geliştirdiği yorum bu: Sivil diktaya karşı çarpıştığım için hükümet bana komplo kurdu!
***
Olanlara bu elbise giydirilince sonrası belli...
Nasıl belli?
Baykal, 22 Nisan 1999’daki seçim sonuçları nedeniyle Genel Başkanlıktan istifa etmişti...
Ne oldu?
1 Ekim 2000’de gerçekleştirilen 11. Olağanüstü Kurultay’da, yaklaşık 15 ay aradan sonra yeniden Genel Başkanlık görevine döndü.
***
Şimdi de aynısı olacak gibi gözüküyor...
Önce, Baykal’ı adaylığa zorlamak için kurultay tarihi olan 22-23 Mayıs’a kadar bir “geri dön” kampanyası başlatılacak. İlk olarak örgütlerden gelen partililer Baykal için “geri dön, Genel Başkanımız sensin” kampanyası yapacak. Baykal’ın tekrar dönmesi için örgütlerden imza toplanacak.
Ayrıca...
CHP Tüzüğü’ne göre kurultayda aday olmak için 245 kişinin imzası gerekiyor. Baykal’ı aday gösterecek partililer de 1252 delegenin büyük bir bölümünden imza toplayacak.
Deniz Baykal, tekrar Genel Başkanlığa dönmesi için ikinci adım olarak da kurultayda aday gösterilecek. Baykal, kurultaya katılmayacak ama aday olarak ismi okunacak.
Ve...
Baykal’ın yakın çevresi örgütlerden gelen baskıya karşılıksız kalmayacak ve ‘sivil diktaya’ karşı canla başla direnmek için görevi kabul edecek.
***
Baykal, “siyaset dışı” bir yaşam şekli bilmiyor. “Siyaset” Baykal’ın ömrünü uzatıyor...
Ama...
Değerlendirmediği bir husus var:
Köhnemiş tek parti rejimini korumanın bu halka hiçbir yararının olmadığı.
***
Ağlayanlar...
Ayılanlar...
Bayılanlar...
Baykalcılar çok üzgündü ama borsanın kılı kıpırdamadı.
Cuma günü yüzde beş düşen borsa, hafta sonu yapılan AB Zirvesi kararlarının rüzgârıyla kanatlanarak uçtu gitti.
Baykal’ı hiç tınmadı...
Siyaseten pozisyon korumakla yaşam tüketen Baykal, keşke biraz da sosyal yaşamın dertlerine kulak verseydi. Borsa’nın, bir Ana Muhalefet liderinin istifasından etkilenmemesinin nedenlerini de iyice araştırmak gerek.
Türkiye gibi siyasetle yatıp kalkan bir toplumda, Cumhuriyet’in kurucusu olan partinin lideri istifa edince borsa neden yükselir?
Mehmet Altan: Borsa neden yükseldi?
Star gazetesi yazarı Mehmet Altan CHP lideri Deniz Baykal'ın istifa kararını Borsa neden yükseldi? başlığı altında yazdığı yazı ile değerlendirdi.