Mekke Ümmü‘l-Kurr‘a Üniversitesi, Başbakan Erdoğan‘a Fahri Doktora Unvanı Verdi

Ümmü‘l-Kurr‘a Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verilen ve törende, Libya‘ya yapılan askeri müdahale hakkında açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘‘Diyor ki Ziya Paşa; Diyarı küfrü gezdim, beldeler, kaşaneler gördüm.

Ümmü‘l-Kurr‘a Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verilen ve törende, Libya‘ya yapılan askeri müdahale hakkında açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘‘Diyor ki Ziya Paşa; Diyarı küfrü gezdim, beldeler, kaşaneler gördüm. Dolaştım mülk-i islamı, bütün viraneler gördüm. Evet... Çok acıdır ki, geçmişi bu kadar ihtişamlı olan İslam coğrafyası, bugün yoksullukla, sefaletle, açlıkla, terör ve çatışmalarla adeta bir virane görüntüsü vermektedir.

Ben dün 11‘inci Cidde Ekonomik Forumu‘nda da ifade ettim; Biz, bu tabloyu asla ve asla hak etmiyoruz. Afganistan‘ın durumu ortada. Irak‘ın durumu ortada. Filistin, Sudan, Pakistan, Bangladeş ortada. Bahreyn, Yemen, Cezayir, Fas her yerde aynı sıkıntı. Bütün bunların üzerine, şimdi artık bir de Libya meselemiz var. Hiç kimseyi suçlamayalım değerli kardeşlerim, kimseyi itham etmeyelim. ‘Neden‘ sorusunu, başkalarına sormadan önce, dönüp kendimize soralım. Neden bu haldeyiz sorusunun cevabını, başka yerlerde

değil, kendimizde, kendi nefsimizde arayalım. Birileri fitne peşinde olabilir, birileri aramıza nifak tohumları ekmek için çaba harcıyor olabilir. Eğer kardeş kardeşi katlediyorsa, kardeş kardeşe kastediyorsa, biliniz ki fesat odaklarının tuzağına düşülmüştür, oyuna gelinmiştir. Ve bunun çözümünü de fesat odaklarında aramanın da anlamı yoktur.

Biz, Irak‘tan, Afganistan‘dan, Bosna Hersek‘ten edindiğimiz tecrübe ile Libya‘daki mesele dışardan değil, içerden çözüme ulaşsın istedik. Mısır, Tunus nasıl başarılı bir değişimi gerçekleştirdiyse, Libya da aynı şekilde kansız, olaysız şekilde değişsin istedik. En başından itibaren, Türkiye olarak, Mısır ve Tunus‘a yaptığımız uyarı ve tavsiyeleri Libya‘ya da yaptık. Yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Libya Lideri Kaddafi‘ye ben en son 1 Mart‘ta, göreviyle alakalı madem ki resmi lider değil, böyle bir

sıfatı taşımadığınızı söylüyorsunuz o zaman halkın üzerinde ittifak edecek isme Libya‘yı terk etmekte çok büyük faydalar olduğunu söyledim. 3 kez kendisiyle görüştüm, bir kez oğluyla, iki kez mevcut başbakan ile görüştüm ve bu uyarılarımızı, bu düşüncelerimizi kendilerine ilettim. Bu arada muhalif kesimlerle görüşmelerimiz devam etti. Ne yazık ki uyarılarımız dinlenmedi, bize verilen sözler tutulmadı ve önce kardeş katliamı, ardından da uluslararası operasyon geldi.

Şu anda en büyük arzumuz, bu operasyonun mümkün olduğu en kısa sürede sonuçlandırılması ve şu mevcut can kaybının en kısa sürede neticelendirilmesidir.

Libya halkının kendi geleceğini belirlemesi bizim en büyük arzumuzdur. Şu anda NATO‘nun devreye girmesi söz konusudur. NATO devreye girecekse bizim bazı şartlarımız var. Biz, NATO Libya‘nın Libya‘lılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmelidir. Yeraltı kaynaklarının, zenginliklerinin birilerine dağıtımı için değil...

Libyalı kardeşlerimiz, güçlü, istikrarlı, huzurlu bir geleceği inşa etmek için her türlü imkana sahipler. Libya halkına bu fırsat tanınmalı, operasyon işgale dönüşmeden, Libyalıların kendi kararlarını vermeleri için fırsat tesis edilmelidir‘‘ dedi.

Ayrıca değişimin, gücünü bilgiden alması gerektiğine belirten Başbakan Erdoğan ‘‘Dirayetli liderlerin öncülüğünde olumlu yönde seyretmelidir. Bu noktada, üniversitelerimizin en büyük sorumluluğu yüklendiğini ifade etmeliyim. Biz, kökü mazide olan bir ati; yani gücünü geçmişten alan bir gelecek tasavvurunu şekillendirmek zorundayız. İhtişamlı geçmişimizle sadece övünmekle kalmayıp, oradan alacağımız ilhamla bugünün sorularına cevaplar üretmeli, geleceği bugünden inşa etmeliyiz. Bunu da yapacak olan hiç

şüphesiz, işte bu üniversitelerden yetişecek olan ilim adamları olacaktır. Dün, Cidde Ekonomik Forumu‘nda genç bir arkadaşımız, ‘Gençlere ne tavsiyede bulunursunuz‘ diye sordu. Ona da söyledim. Müslüman‘a, küçük düşünmek asla yakışmaz. Böyle ihtişamlı, böyle zengin bir medeniyetin çocukları, gençleri asla küçük düşünemez. Gençler; büyük düşünecek, yıldızları hedefleyeceksiniz. Vagon olmayacak, lokomotif olacaksınız. Mukallit değil taklit edilen olacaksınız. Siz üreteceksiniz ve takip edilen

olacaksınız. Takip eden her zaman arkadadır. Taklit eden her zaman bir adım geridedir. Bize geride durmak yakışmaz, her zaman en yükseği hedefleyecek ve bunun için mücadele edeceğiz. ‘‘Gerçekten son derece birikimli, donanımlı, ahlaklı ve idealleri olan bir gençlik yetişiyor. Gençler artık daha fazla sorguluyor, daha fazla değişim arzuluyor. Liderler de, bu değişimi görerek, gençlerin değişim arzularına cevap üretmek zorundalar. Bunu başardığımız anda, sadece bölgesel ölçekte değil, küresel ölçekte

barışa, refaha, huzura daha fazla katkı sağlıyor olacağız.

Bizim partimizin tüzüğünde bir kaide var. ‘3 kez arka arkaya Milletvekili olan 4. kez ara verecek. 4. kez ara verecek, daha sonra tekrar aday olabilecek. Genel Başkan 5 kez arka arkaya aday olabilir, ama 6. kez ara vermek zorunda. Biz kaydıhayat şartıyla kimseye garanti veremeyiz. İnsanlığa hizmet vereceksek hizmet alanlarımız çok. Bunun alanı çok geniş. Bu doğrultuda, üniversitelerimizin, uluslararası iş birliklerini artırması da ayrıca hayati önem arzediyor. Ümmü‘l-Kurra Üniversitesinde Türkiye‘den çok

sayıda öğrenci bulunuyor. Bu öğrenciler, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında, ilim ve sanat üzerinden güzel bir gönül köprüsü teşkil ediyorlar. Biz, Türkiye‘nin üniversitelerinde de daha fazla Suudi öğrenci ağırlamak isteriz.‘‘ dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile