Başbakan Davutoğlu, Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen Memur-Sen Kongresi'nde, konfederasyonun, sendikal duyarlılığı en iyi şekilde hayata geçirdiğini ve her zaman kamu çalışanlarının haklarını gözettiğini belirtti.
Sendikal faaliyetlerin yanı sıra demokrasi alanında verdiği mücadelenin de Memur-Sen'i farklı kılan önemli hususlardan biri olduğunu ifade eden Davutoğlu, Mehmet Akif İnan'in şair duyarlılığıyla hiçbir toplumsal gelişmeye sessiz kalmaması gibi Memur-Sen'in de "ben bir sendikayım dışarıda ne olursa olsun, ona gözümü kapatırım" demediğini ve her türlü antidemokratik tavra karşı ilk önce gür sesini yükselttiğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, geçmişte, meydanlarda özgürlük ve demokrasi nutukları atıp da 12 Eylül diktası geldiğinde, onun önünde hazıra duran sendikalar gördüklerini belirterek, geçmişte demokratik özgürlüklerden bahsedip, sonra 28 Şubat'ta "5'li çete" denilen, sivil olmayan bazı sivil toplum kuruluşlarını, zoru gördüğünde hemen boyun eğenleri ve adaletsizlik karşısında sessiz kalanları gördüklerini söyledi.
Memur-Sen'in birçok başka sendika gibi her zaman herhangi bir antidemokratik gelişme ya da dolaylı veya doğrudan sivil demokrasiye bir müdahale söz konusu olduğunda sağına soluna bakmadığını ifade eden Davutoğlu, konfederasyonun "Ben buradayım, ben buradaysam emeği savunduğum kadar demokrasiyi de savunurum" dediğini bildirdi.
- "Amir olan millettir, memur olan devlettir"
Memur-Sen ve üyelerine teşekkür eden Davutoğlu, "katsayı ve başörtüsü zulmü", 27 Mayıs e-Muhtırası, parti kapatma davaları ve Gezi olaylarıyla provokasyon yapıldığında da Memur-Sen'in sesiz kalmadığını vurguladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Memur-Sen'in sendikal hareketinin, 1 Mayıs'ta da 27 Mayıs'ın ertesi günü de 17-25 Aralık'tan sonra da 28 Şubat'ta da ayakta olduğunu dile getirdi.
Memur-Sen'in, bu ayakta duruşuyla, "Yeni Türkiye Sözleşmesi"nde altını çizdikleri gibi "Amir olan millettir, memur olan devlettir. Emredecek olan millettir. Karar verecek olan, iradeyi kullanacak olan milletin ta kendisidir" dediğini aktaran Davutoğlu, devleti temsil edenlerin, milletin huzurunda, emreden değil, emir alan makamında bulunduklarını vurguladı.
Davutoğlu, birilerinin, millete yukarıdan, tepeden baktığını ifade ederek, "Anayasayı yazarken önce devlet dediler, yine anayasa yazarken önce bürokrasiyi ve bir anlamda devletin bürokratik elitini savunan kavramlaştırmalar getirdiler. Bir cümle özgürlükten bahsettiler, 5 cümle o özgürlüğün nasıl kısıtlanacağından bahsettiler" dedi.
-"Demokrasiye karşı kurulan tuzakları birer bire kırdık"
Sendikal haklar için de durumun böyle olduğunu aktaran Davutoğlu, kendilerinin 12 yılda demokrasiye ve milli iradeye karşı kurulan tuzakları birer birer kırdıklarını ve bugünlere geldiklerini vurguladı. Davutoğlu, şunları söyledi:
"Yeni Türkiye derken kastettiğimiz şey, tarihin derinliğinden gelen eskimez kültürümüzün üzerinde, yepyeni bir geleceğe yürümektir. Bu geleceğe yürümenin anahtar kavramı da insan onurudur. Devlet, insan onuruna saygı gösterdiği zaman meşruiyet kazanır. İnsan onuruna saygı göstermeyen hiçbir siyasal yapı meşru değildir. İnsan onurunu ve bu arada da emeğin onurunu korumayan hiçbir siyasal yaklaşım da kalıcı olamaz. İşte bu demokrasi mücadelesini kararlılıkla yürütmeye devam edeceğiz."
Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran'ın bu bakımdan kritik bir eşik olduğuna işaret ederek, seçimlerin, demokrasi mücadelesinde hep beraber daha ileri bir aşamaya, daha evrensel standartlarda demokrasiye ve özgürlük alanına ulaşmaları için de büyük bir fırsat olduğunu söyledi.
Seçilmiş bir siyasi olarak, kendilerine verilen emaneti taşıyan memurlar olduklarının altını çizen Davutoğlu, memurların ve bürokrasinin, Yusuf Has Hacip, Nizam'ül Mülk, Kınalızade, ahlak-ı aliye geleneklerindeki ehliyet ve liyakat esaslarına göre görevlerini yürüttüğünü dile getirdi.
Davutoğlu, memurlara, başka hiçbir kriter uygulamadıklarını ve başka hiçbir kriterle yaklaşmadıklarını, bütün memurların, hangi etnik ve mezhebi kökenden, hangi bölgeden gelmiş olursa olsunlar eşit olduklarını söyledi.
- "Ayırımcılık, iltimas kültürünü tümden yıkacağız"
"Bizim kültürümüzde, nepotizm yoktur" diyen Davutoğlu, "Ayırımcılık, iltimas kültürünü tümden yıkacağız. Tek bir esas var, ehliyet ve liyakat. Ehliyetin ve liyakatin olmadığı yerde başarı olmaz. 'Bu benim yakınımdır, bu benim akrabamdır, bu benim tanıdığımdır' diye, bir kültürle devlet yürütülmeye başlandı mı çöküşün izlerini görürsünüz. Osmanlı Devleti'nin yükseliş dönemlerinde de bütün devletlerin yükseliş dönemlerinde de en kritik özellik meritokrasidir, yani ehliyet ve liyakate duyulan saygıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Bütün memurları, geçmişte ve gelecekteki iktidarları döneminde sadece ehliyet ve liyakatle değerlendirildiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ve sadece ve sadece seçilmiş siyasi iradeyle iş yapacak, o iradeye tabi olacak, milli iradeye tabi olacaksınız ve millete hesap makamında olacaksınız. Hiçbir şekilde seçilmişlerin, demokratik olarak kullandıkları haklar söz konusu olduğunda, ne askeri ne sivil bürokrasinin ve memurun bu iradenin üzerine çıkması söz konusu olamaz. Aynı şekilde memurlar arasında örgütlenerek, bürokrasi içinde örgütlenerek, seçim sandığına gitmeden bu milletin iradesine hükmetmeye kalkan bir yapı varsa, ister bu yapı paralel yapı olsun ister vesayet olsun, ister cuntalaşma olsun hiçbirine izin vermeyiz. Hiçbirine izin vermeyiz. 'Ben şu bürokratik yapıda, şu memurlar arasında örgütleneyim, onun üzerinden siyasete şantaj yapayım, onun üzerinden milletten almadığım bir egemenliği kullanayım' diye düşünen biri varsa, ister darbe dönemlerindeki 27 Mayıs öncesi cuntalaşmalar, 12 Eylül öncesi cuntalaşmalar gibi ister 17-25 Aralık'ta gördüğümüz türde başka bürokrasi içerisindeki örgütlenmeler gibi bunlara önce biz izin vermeyiz, sonra devlete ve millete bağlı memurlarımız izin vermeyecektir."
Başbakan Davutoğlu, siyaset yapmak isteyenlerin, memur vasfından çıkması ve siyaset alanına girmesi gerektiğini, bunun güzel bir örneğini Ahmet Gündoğdu'nun verdiğini, siyasete girerken bütün memur vasıflarından, seçilmiş iradenin parçası olmak için sıyrıldığını söyledi.
"Birlikte inşallah siyaset yolunda yürüyeceğiz. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" ifadelerini kullanan Davutoğlu, milletten alınan iradeyi kamu otoritesi anlamında kullanma yetkisi peşinde olan kişilerin siyaset meydanına çıkması gerektiğini söyledi.
(Sürecek)
Memur-sen 5. Olağan Genel Kongresi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "memurlar ve bürokrasi içinde örgütlenerek, seçim sandığına gitmeden milletin iradesine hükmetmeye kalkan bir yapı varsa, ister paralel yapı ister vesayet ister cuntalaşma olsun hiçbirine izin vermeyeceklerini" belirtti.