Gündoğdu, Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen tarafından Abant'ta düzenlenen "27. Başkanlar Kurulu Toplantısı" öncesinde düzenlediği basın toplantısında, kuruldukları günden beri Türkiye demokrasisi, millet iradesi ve dünya mazlumlarının yaşadığı sıkıntıları çözmeyi önemsediklerini söyledi.
Son günlerde Türkiye'nin büyümesi ve demokrasinin gelişmesine zarar verecek uluslararası bir operasyonla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Gündoğdu, "Bize göre bunun en üzücü tarafı, Türkiye'nin demokrasi yolculuğunda vesayetçi bürokratik oligarşinin hakim olduğu eski Türkiye'den, millet iradesinin önünün açıldığı yeni Türkiye'ye geçiş referandumunda, omuz omuza çalıştığımız bileşenler arasında sıkıntının yaşanıyor olmasıdır" diye konuştu.
- "17 Aralık, küresel bir operasyondur"
Gündoğdu, 17 Aralık Operasyonu'nun küresel bir operasyon olduğuyla ilgili hiçbir tereddüt yaşamadıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Taksim ve Gezi Parkı olaylarıyla başlatılan bu süreç, 17 Aralık'ta başlatılırken toplumun çok hassas olduğu 'yolsuzluk' gibi kavramın sufle olarak kullanılmasıyla sahaya sürülen ve harekete geçirilen bir operasyon. İktidarın her yöneticisi öteden beri '3 Y'den bahsediyor; yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Biz de öteden beri '4 Y' ile mücadele ediyoruz. Yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara, yağcılığı da ekleyerek söylüyorum. Yağcılıkla mücadele de önemli."
Operasyonun yolsuzluk ve paralel devlet iddiaları üzerine kurulduğuna dikkati çeken Gündoğdu, milletin malına kim göz dikmişse hukuk devletinin bir gereği olarak bu iddiaların üzerine sonuna kadar gidilmesi gerektiğini söyledi.
Gündoğdu, "Şu anda küresel operasyonun, büyük aktörlerin, Türkiye'nin gelişmesinden rahatsızlık duyan, demokrasinin gelişmesiyle dünya mazlumlarına daha çok sahip çıkacak olmasından tedirgin olan ve Suriyeli yetimlerin varisi olmasından rahatsızlık duyanların projesi içerisinde bilerek ya da bilmeden yer almak gerçekten üzüntü verici" ifadesini kullandı.
- "Operasyon, hukuki değil, siyasi"
Gündoğdu, meselenin hukuki değil siyasi olduğunu belirterek, konunun hukuki olması durumunda yanlışı gören savcının bunu 1,5 yıl bekletmeyeceğini ifade etti.
Yargı mensuplarının Türk milleti adına karar verme mecburiyeti olduğuna dikkati çeken Gündoğdu, "Bir yanlışlık gördüğünde bunu 1,5 yıl bekletip küresel operasyonun başarıya ulaşmasının bir kaynağı haline getirmezdi. Mesele, siyasidir. Siyaset, siyasetçilerin işidir. Kayıt dışı siyasetle mücadele etmek de 76 milyonun görevidir. Kayıt dışı ekonomi nasıl sakıncalı ise kayıt dışı siyaset de bir o kadar sakıncalıdır" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin operasyonda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinden doğrudan hedef alındığını anlatan Gündoğdu, şunları kaydetti:
"Kesintisiz zorunlu eğitim sisteminden, halkın istediği kesintili eğitime geçme. Katsayı engelinin kaldırılması, din eğitiminin yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede ilk kez gelmiş olması. Kamuda başörtüsü özgürlüğü ve yeniden Türk, Kürt, Laz ve Çerkez kardeşliğini içeren çözüm projesinden rahatsızlık duyanlar. Yani bizim iç sorunlarımızla boğuşup kaybolmamızı, ülkemiz üzerindeki emellerini rahat hayata geçirilecek fırsat olarak görenlerin topyekün bir araya geldiği bir projeyi yaşıyoruz."
- "Mesele dershane meselesi değilmiş"
Gündoğdu, hazırladıkları raporlarda dershanelerin sebep değil, sonuç olduğunu açıkladıklarına dikkati çekerek, "Özellikle 120 bin öğretmen açığının olduğu bir ülkede, sınavın amaç olduğu, daha çok test çözen çocuğun değerli olduğu eğitim sisteminde, sisteme neşter vurmanın birinci adımı dershane olmamalıdır. Dershaneler, kapatılmamalı, kapanmalıdır ama 17 Aralık operasyonuyla gördük ki mesele dershane meselesi değilmiş. Eğer mesele dershane ya da eğitim meselesi ise biz onu paydaşlarla birlikte oturur, konuşuruz" diye konuştu.
Her kurumun kendi işini yapması gerektiğini dile getiren Gündoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İslami cemaatleri, Türkçe'yi ve Türkiye'yi tanıtma hizmetleriyle çok sevdik. Bu sevgimiz asla eksilmeyecek ama cemaat, sivil toplum ya da kuruluşlar, bu ülkenin yararlanması için adam yetiştirip referans olma görevini siyasete, devlete ortak olma gibi yasama, yürütme ve yargı gibi kuvvetler ayrılığı içerisinde dördüncü bir kuvvete döndürüyorsa bu, demokratik devlet açısından büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu sorunun da milletin gözü önünde gerçekleştiğini görüyoruz. Referandumda, 'Evet'e öncülük edenler, 'Hayır'cıların ekmeğine yağ sürmemelidir."
Memur-sen Genel Başkanı Gündoğdu Açıklaması
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Taksim ve Gezi Parkı olaylarıyla başlatılan bu süreç, 17 Aralık'ta başlatılırken toplumun çok hassas olduğu 'yolsuzluk' gibi kavramın sufle olarak kullanılmasıyla sahaya sürülen ve harekete geçirilen bir operasyondur" dedi.