Memur-sen Genel Başkanı Gündoğdu Açıklaması

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Bir ilkokul mezunu işçi kardeşime emekli olduğunda 90 bin liranın altında emekli ikramiyesi verilmezken, üniversite mezunu memur neden 50 bin lirayı alamaz?" dedi.

Gündoğdu, Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Kastamonu Şube Başkanlığının Kastamonu Belediyesinin nikah ve konferans salonunda düzenlenen 3. Olağan Genel Kurulu'nda, bu yılki toplu sözleşmenin çok eleştiri aldığını söyledi.

On yıl boyunca toplu sözleşme yetkisini bulundurup da bunun dörtte birini alamayanlar olduğunu savunan Gündoğdu, şöyle konuştu:
"2009 yılında 20 lira taban aylık isteyip, '10 lira verirseniz imza atacağız' diyenlerin, 10 liranın 17,5 katı taban aylığını değersizleştirmesine de müsaade etmeyelim. Neydi stratejimiz? Bütün illeri dolaşıyoruz 11 genel başkanımla. 'Bir, ilkokul mezunu işçi kardeşime emekli olduğunda 90 bin liranın altında emekli ikramiyesi verilmezken, üniversite mezunu memur, neden 50 bin lirayı alamaz? İki, işçi kardeşimin 2 bin lira maaşla emekliye ayrıldığı gün, emekli maaşı bin 800 liranın altına inmezken, 2 bin lira maaş alan memurun maaşı neden bin 200 lirayı geçemez? Yüzdelik zamlarla hizmetliyle müsteşar arasındaki makas açılıyorsa, bunu çözümü nedir?' gibi sorulara cevap aradık ve 'taban aylığa zam alalım' stratejisine oy birliğiyle karar verdik. Bunun anlamı nedir değerli arkadaşlarım, bunun anlamı emeklilik ikramiyesinin bu sene 5 bin 250 lira artırılmasıdır.
Yüzdelik zam olsaydı artmayacak mıydı, artacaktı ama şimdi 5 bin 250 lira, 5 bin 250 liradan bin 600'ü çıkarın, kalanı 12'ye bölün, ne kadar zam almışız?"
- Çözüm süreci
Gündoğdu, çözüm sürecinin hayata geçmiş biçiminin Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi olduğunu belirterek, Memur-Sen ailesinin ırkçılığı reddettiğini dile getirdi.
"2007 yılında sağımızdaki konfederasyonlar, yanaşma olduğu siyasi yapıları göreve çağırıyor" diyen Gündoğdu, şöyle devam etti:
"Darbe olsun, bu iktidardan kurtulalım' diye. Ergenekon'a ev sahipliği ve benzeri. O gün, Türklükte faşizmi zirveye taşıyanlar bunu söylüyordu. Şimdi, Kürt faşistleri, BDP Partisi'nin yöneticisi, zinde güçleri göreve davet ediyor. Millete dayanmayan, millet iradesine güvenmeyen, rakibini egale etmek için darbeciden medet uman anlayışlar, referandumda tarihin çöp sepetine atılmıştır. Bir daha dirilme şansı yoktur, ölmüştür, millet tarafından öldürülmüştür."
Gündoğdu, Telafer, Şam ve Halep'ten gelenler, ne kadar Türk halkının kardeşiyse Kobani'den (Ayn el Arap) gelenlerin de ayrıma tabi tutulmadan aynı şekilde olduğunu kaydetti.

Kobani'yi bahane ederek 127 okulu yakanların Kürtleri cezalandırdığına işaret eden Gündoğdu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kürt çocuklarını cezalandırdılar. Devlet burada sınıfta kalmıştır. '6-7-8 Ekim olaylarında, Kastamonu'da devlet var, Diyarbakır'da yok' algısı ortaya çıkmışsa, mal, can, din ve akıl emniyeti... Bilhassa akıl emniyetini temin etmek, devletin göreviyken, devlet orada seyirci konumuna gelmiş ve BDP ile yanaşması olduğu illegal terör örgütleri gibi rant için sürece destek verenler değil, Allah rızası, Türk'ün, Kürt'ün kardeşliği için süreci önemseyen muhafazakar Kürtler, cezalı konuma getirilmiştir. Onun için devlet, güvenlik için özgürlükten taviz vermemeli ama özgürlük için de bıraktığı güvenlik açığının vatandaşına zulme dönüşmesine asla müsaade etmemeli."
Gündoğdu, Batı uygarlığının da çifte standartları olduğunu vurgulayarak, Mescid-i Aksa'nın zulme uğramasına kimsenin ses çıkarmadığını sözlerine ekledi.
Genel kurula AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Eşref Can, AK Parti İl Başkanı Metin Çelik, Eğitim Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu ve sendika üyeleri katıldı.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile