2018’in ilk Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın katılımıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında gerçekleştirildi.
Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısında görüşülebilecek konulara ilişkin olarak bir alt komisyon kurulmasına karar verildiğini hatırlatan Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, "İki yılda bir kurulan toplu sözleşme masasını, Mart ve Kasım ayları olmak üzere yılda iki kez toplanan Kamu Personeli Danışma Kurulunu daha işlevsel ve daha çok çözüm odaklı hale getirmesini beklediğimiz alt komisyonun her toplantısına katıldık. Böylelikle kamu yönetiminin etkinliği, kamu hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi, kamu personelinin haklı beklentilerinin ortak bir çerçeveyle kazanıma dönüştürülmesi bağlamında katılım noktasında sosyal diyalog fırsatı, katkı noktasında aksiyoner paydaşlık görevimizi yerine getirdik. Biz bu görevimizi yerine getirirken kamu idaresinin de, kamu iradesinin de sonuç üretmesini bekledik. Alt komisyon toplantılarında 3. dönem toplu sözleşmesinde mutabakata bağladığımız, siyasi iradenin gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ve üzerinde çalışmalar yaparak kazanım haline getirmeyi hüküm altına aldığımız konuların yanı sıra ülkemizde ve dünyadaki yeni gelişmeler, ekonomik parametrelerdeki değişiklikler, döviz kurlarındaki hareketlilik, enflasyonun ürettiği baskı sonucu ürettiğimiz ve sonuçlandırmayı hedeflediğimiz konu başlıklarından bazıları gündeme alınmıştır" diye konuştu.
“Kamu personel sisteminde iş güvencesi ve kadrolu istihdam kırmızı çizgimizdir”
Yalçın, konuşmasında Kasım ayındaki KPDK toplantısı sonrası oluşturulan Alt Komisyonca belirlenen konuları sıralayarak, "4/C’lilerin sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi, memurların kadro derece sınırlandırmalarının kaldırılması, farklı statülerde görev yapan personelin izinlerinin eşitlenmesi, ek göstergelere ilişkin sorunların giderilmesi, ek ödeme kaynaklı sorunların giderilmesi, kadın kamu görevlilerine ilişkin düzenlemeler, kamuya personel alım sisteminde karşılaşılan sorunların giderilmesi, kamuda esnek çalışma, fiili hizmet zammı kapsamının genişletilmesi, emekli ikramiyesine ve maaşına ilişkin mağduriyetlerin giderilmesi olarak belirlenmiştir. Yukarıda saydığımız konu başlıklarından yalnızca 4/C’li personelin statüsüne ilişkin bir düzenleme hayat bulmuş, ancak geçiş yapacak personele yönelik henüz bir uygulama düzenlemesi ortaya konulmamıştır. Memur-Sen’in kuruluşundan bugüne kırmızı çizgisi olan iki unsur kamu personel sisteminde iş güvencesi ve kadrolu istihdamdır. Bu noktada biz geçici personel statüsündeki 4/C istihdamını da, sözleşmeli personel kapsamında 4/B istihdamını da doğru bulmadığımızı sürekli deklare ettik. İş güvencesi kırmızı çizgimiz derken kastımız ve amacımız üyelerimizin, kamu görevlilerinin hakkını korumakla sınırlı değil, milletin de hukukunu gözeten bir bakışla bunu söylüyoruz. Kamu personel sistemi iç rekabet odaklı, ayrımcılığa zemin oluşturan hükümlerle donatılmış bir sistem olarak kurgulanamaz. Buna rağmen kamuda taşeron uygulaması, geçici personel statüsünde 4/C kapsamında personel istihdamı süreçlerini yaşadık. Memur-Sen olarak her iki uygulamaya da itiraz ettik ve her iki uygulamanın da kaldırılması yönünde kapsamlı tekliflerimizi ilettik. Toplu görüşme döneminde de dört kez gerçekleşen toplu sözleşme süreçlerinde bunu teklif olarak masaya taşıdık. Nihayet 3. dönem toplu sözleşmesinde yer verdiğimiz hüküm doğrultusunda 4/C statüsü kaldırıldı ve 4/C’li personel 4/B yani sözleşmeli personel statüsüne alındı. Bunu önemli bir adım fakat tamamlanması gereken bir yaklaşım olarak görüyoruz. Asıl olması gereken mevcut 4/B’li personel dahil 4/C’den geçişi yapılanların kadrolu statüye geçişinin sağlanmasıdır. Bu itibarla 4/C’den 4/B’ye geçişi yapılan personelin görev unvanları, pozisyon isimlendirmeleri, özlük, mali ve sosyal hakları daha önce 4/C pozisyonunda görev yapmamış gibi öğrenimlerine, özgeçmişlerine, yeterliklerine ve kişisel niteliklerine göre hak ve adalet ölçüsü esas alınarak belirlenmeli, bu amaçla yetkili konfederasyonun ve sendikaların ortaklığıyla bir çalışma yürütülmelidir" dedi.
“Sözleşmeli personel pozisyonunda ayrım gözetilmemeli”
Sözleşmeli personel pozisyonunda doğrudan 4/B’li, 4/C’den geçiş yapan 4/B’li gibi ikili bir ayırımın düşünülmesinin yanlış olduğunu kaydeden Memur -Sen Genel Başkanı Yalçın, "Kamu yönetiminin etkinliği, kamu hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi, kamu personelinin haklı beklentilerinin ortak bir çerçeveyle, sosyal diyalogla kazanıma dönüştürülmesi bağlamında Kamu Personeli Danışma Kurulunun yerine getirmesi gereken önemli bir misyonu var. Toplu sözleşme pazarlığını yapmaya ve imzalamaya yetkili öznelerin tamamı bu masada da yer alıyor. Bu itibarla ivedi olarak; Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarında dile getirdiğimiz alt komisyon çalışmalarında belirlenmiş kadro ve derece yükselmesindeki sınırlamasının kaldırılmasını, sözleşmeli personelin izinlerinin kadrolu personelin ki ile eşitlenmesini, ek göstergelere ilişkin ve ek ödemeyle ilgili yaşanan sorunlarda tarafların mutabık kaldığı çözüm noktalarında çalışmaların tamamlanmasını, kamu görevlileri için yenilik doğuracak şekilde somut adımların bu toplantıda hayata geçirilmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
“Neler değişmeli, neler geliştirilmeli tartışılmalıdır”
Anayasa değişikliğiyle 2019 yılı sonuna kadar Türkiye’nin kendine münhasır hükümet modeli olan “cumhurbaşkanlığı sistemi”nin bütün yönleriyle hayata geçeceğini belirten Yalçın, "Hükümet modeli değişikliği, yürütme erkine ilişkin şekil değişikliği kuşkusuz diğer alt yapılara, sistemlere de etki edecek. Bunların başında kamu yönetimi ve kamu personel sistemi yer alıyor. Kamu yönetimi temalı değişikler kamu personel rejiminin yönetiminde değişikliklere neden olacağından sendikalar da değişiklik süreçlerine dahil edilmelidir. Halihazırda, hükümet sistemi değişikliğine uyum noktasında idari ve siyasi zeminde yürütülen çalışmalar var. Bu çalışmaların varlığından haberdar, konu başlıkları ve içeriğinden ise henüz bilgi sahibi değiliz. Bu yönüyle bu çalışmaları, ön hazırlık, sosyal taraflarla birlikte yürütülecek çalışmalara yönelik veri üretmek gayreti olarak değerlendiriyoruz. Biz, hükümet modeline uyum noktasında 657 sayılı Kanun başta olmak üzere Kamu Personel Mevzuatı’nda yapılacak çalışmaları; kamu görevlilerine kazandıran, kaygı uyandırmayan, hakları koruyan, haksızlığı sona erdiren süreçler ve fırsatlar zemini olarak görüyoruz. Bu anlamda neler değişmeli, neler geliştirilmeli, yeni hükümler neler olmalı bu süreçte masada ve sahada tartışmaya açılmalıdır" dedi.
“Performansa yönelik değerlendirme ölçütlerine ilişkin bir çalışma var ise şimdiden buna son verilmeli”
Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Tartışmanın tarafı olmayacağımız, tartışma dayatmalarına sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız konuların başında İş güvencesi ve kadrolu istihdam konusu gelmekte. Kamu hizmetine girişten, kariyer ve liyakat sistemine, görevde yükselme sürecinden, atama ve yer değiştirme düzenlemelerine kadar birçok konuyla ilgili her biri farklı bir bakış içeren açıklamalarla bilgi kirliliğine neden olunmadan çalışmaların içeriklerinin bizlerle paylaşılması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Bununla birlikte kamu personel sistemi içerisinde kamu görevlisinin performansına yönelik değerlendirme ölçütlerine ilişkin bir çalışma hazırlığı var ise şimdiden buna son verilmesi uyarısında bulunuyoruz. Evden çalışma, yarı zamanlı çalışma gibi istihdam türlerinin insan temalı kamu hizmet sunumu şeklinde bize mahsus kurgular üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini de bir kez daha ifade ediyor, uygulamaların diğer statülerde istihdam edilenleri de kapsayacak şekilde düzenlemesini önemsiyoruz."
Giyim ve yemek yardımı
"Bizler emeğin finansta daha değerli görülmesini istiyoruz" diyen Yalçın, faize ayrılan paydaki artış oranı ile kamu personeline aktarılacak bütçe kaynağındaki artışın paralel olmasını beklediklerini söyledi.
Bir saatlik fazla çalışmanın karşılığında ödenen ücretin çok komik rakamlarda kaldığını vurgulayan Yalçın, giyim yardımı tutarları ile yardıma konu giyim malzemesini almanın mümkün olmadığının da açık olduğunu belirtti.
Yalçın, "Yemek yardımından yararlanmanın yemekhane şartına bağlanması kamuya külfet olduğu kadar bu haktan yararlanmanın fiilen imkansızlığını da beraberinde getirmektedir. Bu duruma da son vermemiz gerekiyor. Yemek yardımına ilişkin bir sıkıntı da Bakanlar Kurulunun bir kararı ile yerel yönetimlerde söz konusu olmuştur. Büyük şehirlerde ilin bütün sınırları görev alanına dahildir ve merkez ya da taşra ayrımı olmaksızın bütün personel yemek yardımı hesabında dikkate alınmaktadır. Bu personelin fiilen görev yaptığı yerde yemekhane yok diye yemek yardımı verilmemesi adaletsizliktir. Bu durum hem personel için sıkıntı doğurmuş hem de yerel ekonomiye yaptığı katkıyı sonlandırmıştır. Bu uygulamanın yeniden hayata geçirilmesi için gerekli düzenlemenin yapılması elzemdir" ifadelerini kullandı.
Kadın istihdamına özel vurgu
Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde kadın istihdamı oranı yüzde 60’lara ulaşırken ülkemizde bu oranın istenilen düzeylerde olmadığını ifade eden Yalçın, 2023 yılına kadar kadınlarda iş gücüne katılım oranının yüzde 35 olmasının öngörüldüğü Ulusal İstihdam Stratejisine yaklaşılamadığının altını çizdi. TÜİK’in verilerini de paylaşan Yalçın, 2016 yılında istihdam edilenlerin oranı yüzde 46,3 olup, bu oranın erkeklerde yüzde 65,1, kadınlarda ise yüzde 28 olarak gerçekleştiğini belirterek, "Kadınların çalışma hayatına katılımlarının artırılması için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun da süt izni, ebeveynlerin izinlerine ilişkin bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bu düzenlemelerle ilgili sorunların tamamı ortadan kalmamıştır" diye konuştu.
Yalçın, Memur-Sen’in kadın istihdamını artırmaya yönelik önerilerini de şu şekilde sıraladı:
“Devlet memurlarının 25 ila 66 ay arasındaki kreşe giden çocukları için kamu veya özel kreş ayrımı yapılmaksızın çocuk sayısına göre en yüksek devlet memuru aylığının yüzde ellisine kadar kreş parası yardımı yapılması, evlenen devlet memurlarına bir defaya mahsus olmak üzere en yüksek devlet memuru aylığının beş katı tutarında evlilik yardımı yapılması, doğum yapan memurlara verilen ücretli analık izin sürelerinin artırılması ile doğumdan sonra verilen ücretsiz izin sürelerindeki kesenek ve karşılıklarının devlet tarafından karşılanması, devlet memuru olarak görev yapan kadınların doğum sonrasında kullandıkları ücretsiz izin süresince kademe ve derece ilerlemesinin devam etmesi."
“Artık eksiklikler giderilsin”
Memur-Sen olarak kamu görevlileri sendikacılığı alanında doğrudan mevzuattan ve toplu sözleşme uygulamalarından kaynaklı eksikliklerin, sıkıntıların giderilmesinin gündeme alındığı uluslararası bir sempozyum düzenlediklerini belirten Yalçın, "Kamuoyu gündemine taşıdığımız bu çalışmalar ile 4688 sayılı Kanun’un toplu sözleşme düzeninin eksikliklerini, boşluklarını, yanlışlarını hem uygulayıcıların hem de akademik çevrelerin bakışıyla ortaya koymaya çalıştık. Bu yönüyle de ilgili yasaya yönelik değişiklik çalışmalarına yön verecek veri birikimini elde etmiş olduk" ifadelerini kullandı.
Ali Yalçın, "Yine önümüzdeki 4-6 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da ’İnsan, Emek ve Küresel Rekabet’ başlığıyla ve uluslararası nitelikte bir kongre gerçekleştireceğiz. Dünyanın farklı kıtalarında yer alan 100’in üzerinde ülkenin emek kesimi temsilcilerinin görüşleriyle katkı sunmasını hedeflediğimiz Kongreye, 140’dan fazla konfederasyonu temsilen 300’e yakın sendika liderinin katılacağını öngörmekteyiz. Kongreyle ’Sürdürülebilir Kalkınma için Sosyal Diyalog ve Sendikaların Rolü’, ’İş Yerinde Şiddet ve Tacizle Mücadele’, ’Küresel Rekabet ve İnsana Yakışır İş’ ve ’Emeğin Sömürülmesiyle Mücadele ve Göç’ başlıklarını ele alacağız" dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın Açıklaması 'Kamu İradesi Çözüm Bekleyen Konulara Sonuç Üretmeli'
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu personel sisteminde iş güvencesi ve kadrolu istihdamın kırmızı çizgileri olduğunu belirterek, kamu iradesinin çözümü beklenen konulara yönelik sonuç üretmesi gerektiğini söyledi.