Memur-Sen'in 5. Büyük Türkiye Buluşması

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)'Siz bana 'Diktatör' dediğiniz sürece ben size 'Faşist' demeye, 'Nazi' demeye devam edeceğim. Çünkü benim ülkemde gerek başbakan, gerek cumhurbaşkanlığım dönemimde hak ve özgürlükler konusunda, düşünce özgürlüğünde, inanç özgürlüğünde, şu mezhep, bu mezhep, hiçbir ayrım yapmaksızın biz kimin yaşamını engelledik? Tam aksine bu ülkede başörtülü, başı açık, bunlar arasında ayrımı ne yazık ki bize 'Diktatör' diyenler uyguladı' 'Yassıada'da yargılanan sadece Demokrat Partililer değildi. Orada, demokrasi, millet, milletin hak ve özgürlük talepleri yargılandı. Hiçbir geçerli sebep yokken darbeciler Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı, Fatin Rüştü Zorlu'yu niye idam etti biliyor musunuz? İbret olması için, millete sandığa giderken ne yapması veya ne yapmaması gerektiği konusunda unutamayacağı bir ders vermek için o idamlar yapıldı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Siz bana 'Diktatör' dediğiniz sürece ben size 'Faşist' demeye, 'Nazi' demeye devam edeceğim. Çünkü benim ülkemde gerek başbakan, gerek cumhurbaşkanlığım dönemimde hak ve özgürlükler konusunda, düşünce özgürlüğünde, inanç özgürlüğünde, şu mezhep, bu mezhep, hiçbir ayrım yapmaksızın biz kimin yaşamını engelledik? Tam aksine bu ülkede başörtülü, başı açık, bunlar arasında ayrımı ne yazık ki bize 'Diktatör' diyenler uyguladı.' dedi.

Erdoğan, Manavgat Starlight Otel'de düzenlenen Memur-Sen'in 5. Büyük Türkiye Buluşması'nda, terör örgütlerine ve onların yardakçılarına, dağları, şehirleri ve gizlendikleri çukurları dar ettiklerini belirtti.

Bugünlere kolay gelinmediğini vurgulayan Erdoğan, Türk milletinin, 'Yeter söz milletindir' dediği 1950'den beri bedel ödediğini ifade etti.

Erdoğan, 14 Mayıs 1950'de Adnan Menderes ve arkadaşlarının sandığa gömdüğü tek parti zihniyetinin, 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında dar ağaçları kurulana kadar hiç boş durmadığına dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemlerde yaşananlar okunduğunda 'CHP'lilerin kışkırtmalarının, Meclis kürsüsünden Menderes'i tehdit eden İsmet İnönü'nün, her gün medyanın manşetlerini süsleyen yalanların, iftiraların, üniversitelerde bizzat hocaların tezgahladığı oyunların, milleti birbirine düşürmek için seferber olmuş sözde aydınların' görüleceğini dile getirdi.

- 'Gerçek iktidarın kimde olduğunu göstermek için dar ağaçlarını kurdular'

Sinsice yürütülen oyunun tek amacının 14 Mayıs 1950'de sandıkta milletten yenilen sillenin hesabını sormak olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

'Yassıada'da yargılanan sadece Demokrat Partililer değildi. Orada, demokrasi, millet, milletin hak ve özgürlük talepleri yargılandı. Hiçbir geçerli sebep yokken darbeciler Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı, Fatin Rüştü Zorlu'yu niye idam etti biliyor musunuz? İbret olması için, millete sandığa giderken ne yapması veya ne yapmaması gerektiği konusunda unutamayacağı bir ders vermek için o idamlar yapıldı. Sırf bu ülkede gerçek iktidarın kimde olduğunu göstermek için o mahkemeleri o dar ağaçlarını kurdular. Bu öyle alçak bir zihniyettir ki Menderes'i idam ettikten sonra celladın ve dar ağacının parasını da ailesinden istemiştir. Bunlar bu kadar gaddardır.'

Türkiye'nin hala aynı zihniyetlerin mücadelesine şahitlik ettiğine işaret eden Erdoğan, tek parti zihniyetinin ortadan kalktığını düşünmenin, '15 Temmuz'da gündüz saatlerinde bu ülkede bir daha darbe de darbe teşebbüsü de olmaz' demenin aynı şey olduğunu belirtti.

- 'Elimde belgeler var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı zihniyetin tüm canlılığıyla önemini sürdürdüğünün altını çizerek, CHP'nin tek parti olduğu dönemleri hatırlattı. Erdoğan, Türkiye'deki bir çok caminin amacı dışında kullanıldığını, yıkıldığını ya da satıldığını anlattı.

'Elimde belgeler var. Ahır olarak kullanılan camiler var.' ifadesini kullanan Erdoğan, o dönemlerde Kur'an-ı Kerim'in öğrenilmesinin ve öğretilmesinin yasaklandığını anımsattı.

Erdoğan, bin yıldır Kur'an-ı Kerim'le yaşayan Türk milletinin evlatlarının Kur'an-ı Kerim'i mahzenlerde, mağaralarda gizli saklı öğrenebildiğini, yıllarca Türkiye'nin semalarında ezanın duyulmadığını ya da Türkçe duyulduğunu aktardı.

İstiklal Marşı'nın 'Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli/ Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli/ Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/ Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli' dizelerini okuyan Erdoğan, Türk milletinin yıllarca ezana hasret kaldığını söyledi.

- 'Size 'faşist' demeye devam edeceğim'

Erdoğan, düşünce ve inançtan, kılık kıyafete kadar en temel insan haklarının ayaklar altına alındığını vurgulayarak, daha sonraki dönemlerde de aynı zihniyetin etkisinin devam ettiğini dile getirdi.

Tek parti döneminde CHP'nin il başkanının aynı zaman da o ilin valisi olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

'Ben Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş kardeşlerime soruyorum, bugün aynı şey olsa, yani kurucusu olduğum partinin il başkanları aynı zamanda o ilin valisi olsa ne dersiniz? 'Böyle bir şey olamaz.' dersiniz. Öyle mi? Bunun demokraside olabilir bir yanı yoktur, dünyada böyle bir yer yoktur. Tayyip Erdoğan'a 'Diktatör' diyen Batı ne der? İnanın, 'Şeddeli diktatör' der. Ama işte ben de diyorum ki siz bana 'Diktatör' dediğiniz sürece, ben size 'Faşist' demeye, 'Nazi' demeye devam edeceğim. Çünkü benim ülkemde gerek başbakan, gerek cumhurbaşkanlığım dönemimde hak ve özgürlükler konusunda, düşünce özgürlüğünde, inanç özgürlüğünde, şu mezhep, bu mezhep, hiçbir ayrım yapmaksızın biz kimin yaşamını engelledik? Tam aksine bu ülkede başörtülü, başı açık, bunlar arasında ayrımı ne yazık ki bize diktatör diyenler uyguladı.'

Türkiye'de başörtülü öğrencilerin üniversiteye gidemediğini, devletin imkanlarından istifade edemediklerini belirten Erdoğan, devletin kurumlarının onlara da açıldığını söyledi.

Camilerin duvarlarına 'gamalı haç' işareti yapıldığını, bazı camilerin yakıldığını hatırlatan Erdoğan, Batı'nın yöneticilerinin bunlara sesiz kalarak müdahale etmediğini bildirdi.

Türkiye'de farklı dinlere mensup bir mabette o dine mensup olanların hoşlanmayacağı, kabul etmeyeceği bir şeye müsaade etmediklerini vurgulayan Erdoğan, inanç özgürlüğünün korumaları altında olduğuna inandıklarına ve laikliği de böyle tanımladıklarına dikkati çekti.

Erdoğan, siyasi geçmişe bakıldığında partilerin hukuku ayaklar altına alan mahkemelerce kapatıldığının, vakıfların, derneklerin kapılarına kilit vurulduğunun görüldüğünü ifade etti.

Necip Fazıl Kısakürek'in sözlerini hatırlatan Erdoğan, 'Allah ve ahlak' demeninin yasak olduğu günlerin iliklere kadar yaşandığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünlerde, dillerden düşürülmeyen 'tek adam' zihniyetinin Türkiye'yi kasıp kavurduğu 1940'ları, o dönemlerde Türk milletinin neler çektiğini asla unutmadıklarını da kaydetti.

(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile