Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr. Filiz Tosun Çataklı, “Premenstrüel sendrom birçok sağlıklı kadında menstrüel siklusun ikinci döneminde görülen fiziksel ve duygusal değişikliklerdir. Ovulasyon sonrasında başlayan yakınmalar menstrual kanama öncesindeki bir hafta boyunca çok yoğunlaşır. Bu yakınmalar menstrual kanamanın başlamasıyla azalır. Kadınların yüzde 80’i menstruasyon öncesi dönemde bazı fiziksel ve duygusal değişikliklerden yakınır. Bu kadınların yüzde 40’ında yakınmalar kendilerini, etraflarındaki kişileri ve normal aktivitelerini etkileyecek kadar fazla olabilir. Vakaların yüzde 7’sinde ise yakınmalar günlük aktivitelerin yapılmasını tamamen etkileyecek kadar ağır olabilir. Hormonlara bağlı olduğu düşünülen premenstrüel sendromun neden kaynaklandığı kesinlik kazanmamıştır. Birçok kadın yaşı ilerleyip hormonal düzensizlikler arttıkça premenstrüel sendroma bağlı yakınmalarının arttığından bahseder. Bu sendrom ovulasyonun gerçekleştiği sikluslarda görülür” dedi.
Ovulasyon ile artan progesteron hormonunun bu sendroma neden olduğu düşünülmüş fakat doğrulanamadığını ifade eden Dr. Çataklı, “Premenstrüel sendroma bağlı bazı yakınmaların progesteron kullanımı ile azalması da araştırmacıları bu düşünceden uzaklaştırmıştır. Bazı vitamin ve minerallerin eksikliğinin de bu sendroma yol açtığı düşünülmektedir. Endorfin ve seratonin adı verilen maddelerin azalması, Prostglandin ve steroid ürünlerinin dengesizliği, çinko, magnezyum, B6 vitamin eksiklikleri, genetik ve psikolojik yatkınlık suçlanan nedenler arasındadır” diye konuştu.
Op.Dr. Çataklı, premenstrüel sendromda ortaya çıkabilecek şikayetleri ve tedaviyi şu şekilde sıraladı:
“Aşırı alınganlık, yorgunluk, öfke, kaygı, üzüntü, huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu, kararsızlık, suçluluk hissi, işten ve toplumdan kaçma, cinsel ilişki isteksizliği, iştah kesilmesi göğüslerde hassasiyet, şişkinlik hissi, baş ağrısı, kabızlık veya ishal, eklem ağrıları, titreme, uyuşma hissi, çarpıntı ve sıcak basması. Sağlıklı beslenmek, fazla karbonhidrat içeren öğünlerden özellikle tatlı besinler ve çikolatadan, çok tuzlu yiyeceklerden, kafein içeren kolalı içeceklerden, kahve ve sigaradan uzak durmak, ideal kiloyu korumak, yeteri kadar kalsiyum (1500 mg/gün) almak, lifli yiyecekler, bol sebze, meyve yemek ve bol su içmek premenstrual sendroma bağlı yakınmaları önleyebilir. Premenstrual sendroma bağlı yakınmaların azaltılabilmesi için sağlıklı beslenme, kalsiyum, magnezyum ve manganez gibi minerallerin ve A, B6 ve E vitaminlerinin alınması önerilir. Ayrıca yakınmalara göre ağrı kesiciler, antidepresanlar (depresyonu önleyen ilaçlar), doğum kontrolhapları ve idrar söktürücüler kullanılabilir.”
Son yıllarda L-Triptofan adı verilen amino asitin (proteinlerin yapı taşları) kullanılmasının premenstrual sendroma bağlı yakınmaların önlenmesinde yararlı olduğunun gösterildiğini kaydeden Op.Dr. Çataklı, “L-Triptofan özellikle vücutta su tutulmasını, göğüslerde gerginlik ve hassasiyeti, duygusal bozuklukları ve baş ağrısını azaltır. Bazı herbal preparatlar da (doğal otlardan hazırlanan ürünler) premenstrual sendroma bağlı yakınmaların önlenmesi için kullanılmaktadır. Bu ürünlerin etkinliği ile ilgili yeterli sayıda çalışma yoktur. Birçok kadın menstruasyon öncesindeki dönemde çikolata ve tatlı yiyecekler gibi bazı besinleri yemek için aşırı istek duyabilir. Çikolata , kolalı içecekler ve kahve gibi kafein içeren besinlerin fazla tüketilmesi yakınmaları arttırabilir. Kafein içeren besinler özellikle göğüslerde şişlik ve hassasiyeti arttırır, baş ağrısını şiddetlendirir” açıklamalarında bulundu.
Menstrual Döngü Öncesi Kadınlarda Gerilime Dikkat
Op.Dr. Filiz Tosun Çataklı, menstrual döngü öncesi kadınlarda yaşanan gerilime dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.