Merkez Bankası, dövizdeki hızlı yükseliş üzerine ara Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı kararı aldı. Bu akşam toplanacak PPK'nın kararları geceyarısı açıklanacak.
İşte uzmanlardan TCMB'nin bu akşam gerçekleşecek olağanüstü toplantısı öncesi yatırımcılara öneriler...
Piyasalar Merkez Bankası’nın bu akşamki olağanüstü toplantısına odaklanmış durumda.
Toplantıdan faizlerde artırım yönünde bir adım gelmesi genel beklenti. Kararın piyasanın kapanmasının ardından gelecek olması ise, yatırımcının pozisyonunu bugün seans sonuna kadar almalarını gerektiriyor.
TL’YE DÖNMEK İÇİN GEÇ DEĞİL
Uzmanlar, MB’nin faiz artırımına gideceğini ve bunun da TL’yi destekleyici bir gelişme olacağını hatırlatıyor. Global Menkul Değerler Stratejisti Gökhan Uskuay, “TL’ye geçmek için hala fırsat var. Kur 2,39’dan 2,25’lere gerilerken sadece kısa pozisyonlar kapandı. TL’de açılan uzun pozisyon olmadı” dedi. Uskuay’a göre, MB kararının ardından kısa pozisyonların kapanması devam edebilir ve hatta TL’de uzun pozisyonlar da açılabilir.
'TL'YE KARŞI POZİSYON ALINMAMALI'
Garanti Yatırım Para Piyasaları Analisti Gökalp İçer de, TL’nin değerlenmeye devam edeceği görüşünde. “Ara PPK öncesinde TL karşısında pozisyon alınmamalı” diyen İçer, TL’ye karşı spekülatif pozisyonu olan yatırımcıların da bu pozisyonları bugün kapatması gerektiğini söyledi.
BORSADA TABLO KARIŞIK
TL tarafında strateji net olsa da borsada yatırımcıları daha zor bir karar bekliyor. Gedik Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Taner Özarslan, MB’den gelecek faiz artırımının piyasa faizlerine de yansıyacağını hatırlatarak “Yüksek faiz orta vadede hisselere yaramaz” dedi. Ancak Özarslan’a göre, faiz artırımının gelmesiyle döviz girişinin olması borsaya da olumlu yansıyabilir. Global Menkul Değerler’den Gökhan Uskuay ise, banka hisselerinde pozisyon almak için kararın ardından yatırımcıların birkaç gün piyasayı izlemesini tavsiye ediyor. Uskuay, banka dışı hisselerde ise şimdiden pozisyon alınabileceği düşüncesinde.
'MEVDUAT CAZİP OLACAK'
Merkez Bankası’nın beklenen faiz artırımını yapması durumunda mevduatın daha cazip hale geleceği de piyasa oyuncularının genel kanısı. “Olası faiz artırımıyla birlikte TL’nin verdiği faiz daha cazip olacak” diyen Taner Özarslan, mevduat faizlerinin de yavaş yavaş yüzde 10’un üzerine çıkacağını söyledi. Gökhan Uskuay da, yatırımcıların yarını bekleyip kısa vadeli mevduat hesabı açabileceklerini belirtti.
BÜYÜMEYE NEGATİF ETKİ YAPAR
Eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ufuk Söylemez: Faiz artırım konusunda bana göre geç kalındı. Merkez'in alacağı faiz kararı bana göre etki anlamında sınırlı olacak. 275 baz puan gibi bir artış beklentisi var ancak bana göre bu artıştan beklenen yarar hasıl olmayabilir. Bu işlerin büyük bölümü beklenti odaklı psikolojik harekettir. Faiz artırım karşısında döviz fiyatlarında geçici olarak bir duraklama olsa da genel eğilim nedeniyle faiz artırımları dövizdeki artışı geriye çeviremez. Faiz artırımı öte taraftan ekonomik büyümeye de negatif etki yapar. Türkiye'nin önümüzdeki sene 3,3 görünen büyüme rakamını olumsuz etkiler. O yüzden yineliyorum faiz artırımı beklenen etkiyi göstermeyecektir.
BAŞARI MODELİNİ BERTARAF ETMEMELİ
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilimler Akademisi Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan: Prensip olarak faizlerin arttırılmasına karşıyım. Bence Merkez Bankası faizleri arttırmaması gerekir. Çünkü faizleri bir defa arttırdığınızda sürekli arttırmak zorunda kalırsınız. Şöyle söylemek gerekirse; Merkez faizleri artırdığı zaman kurların ateşi söner, kurların ateşi yine artığında yine faiz artırırsınız ve bu iş kısır döngüye dönüşür. Bu durum Türkiye ekonomisinde ciddi sıkıntılara yol açar. Öte taraftan faiz artışı borçlanma maliyetini artırabilir, yatırım harcamalarını artırabilir, uzun yıllardan sonra ortaya çıkan enflasyon ve mali disiplin başarısını da zedeleyebilir. Fakat şunu da söylemek lazım, dünya ekonomilerindeki gidişi, Türkiye'deki makro parametreleri en güzel okuyan Merkez Bankası'dır. Merkez çok geniş parametreleri göz önünde bulundurarak kararlar verir. Şahsen faiz artırımına karşı çıksam da Merkez'in vereceği faiz kararını da doğru bulurum. Merkez şayet böyle bir karar alırsa faizlerin 50 baz puan artırılması gerekir. Aksi takdirde hiç beklenmedik oranlarda artırım olursa olumsuz bir algı oluşturabilir ve piyasaların altüst olmasına yol açabilir. Bu noktada Merkez Bankası dik durmalı ve güvenilirliğini zedelememeli yakaladığı başarı modelini de bertaraf etmemeli.
MERKEZ TÜM ALTERNATİFLERİ DENEDİ
Marbaş Menkul Değerler Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan: Merkez Bankası'nın sabah yaptığı toplantıdan anlaşıldığı kadarıyla akşamki olağanüstü toplantıdan faiz artırım kararı çıkacak. Benim öngörüm bu akşamki toplantıdan üst bantta 150 maksimumda ise 300 baz puan artış olacağı yönünde... Faiz artırımının ülke ekonomisine etkisine gelince tabiki de yaşanacak olası bir artış ekonominin yavaşlaması anlamına geliyor. Büyüme hızında bir miktar daha olumsuz etki yapacaktır. Ancak bunun şu şekilde yorumlamak lazım; aynı etki kur arttığında da yaşanıyor. Burada hassas bir dengeyi kurmak lazım. Ne kadarlık kur artış, ne kadarlık faizle büyüme üzerinde etki yapıyor. Merkez Bankası açıkçası şu ana kadar tüm alternatifleri denedi ve son aşamaya geldi. Son aşama ise faiz artırımı o yüzden piyasalar tümüyle bu noktaya odaklanmış durumda.
GEREKEN HAMLEYİ YAPIYOR
Gedik Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Taner Özarslan: Faizi piyasa belirler. Bu dönemde siyasi arenadaki tansiyon artışı yüzünden olması gerekenden daha fazla bir para çıkışı gerçekleşti. Reel sektörünün ciddi anlamda borç kapatma ihtiyacı oluştu. Bunların üstüne bir de cari açık eklenince Türk parası aşırı değer kaybetti. Merkez Bankası Türk tarafındaki aşırı kaybı dengeleyebilmek için belki ekonomik tarafta yapmaması gereken bir hamleyi yapıyor ve faizleri arttırıyor. Ek Parasal Sıkılaştırma günleri için öngörülen yüzde 9'luk faize rağmen dolarda beklenen düşüş gerçekleşmedi bu da piyasanın 9'luk bir faizi beğenmediği anlamına geliyor. Benim algıladığım piyasa 10'un üzerinde bir faizin kendisine doların yükselmemesi açısından yeterli görüyor. Merkez Bankası Başkanı'nın bugün yaptığı konuşmaya bakılırsa Merkez'in birinci önceliğinin fiyat istikrarı olduğu ortaya çıkıyor.
30 MART'A KADAR YENİDEN BAŞARABİLİR
Uluslararası Ekonomi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan: Bazı kesimler manipüle ederek fazileri yukarıya doğru taşımak istiyordu. Ancak cari açık gibi temel bir problemi olan Türkiye ekonomisi için Merkez Bankası'nın politika değişikliği ile birlikte Mayıs'tan beri dolar-TL paritesinde yukarı yönlü hareket başlamıştı. Yukarı yönlü baskı faiz artırımını kaçınılmaz kılmıştı. Onun içindir ki; yüzde 5 olan OVP bir hayli aşıldı yüzde 7 gibi bir rakam oluştu. Dolayısıyla bunu önlemenin kaçınılmaz hali geldi faiz artırımı gibi görülüyor. Burada 200 baz puanlık bir artış ile dolardaki yukarı yönlü baskının engellenebileceği görülüyor. Ama tabiki Türkiye'nin yüzde 4 ve daha fazla büyümeye ihtiyacı var. Faiz oranlarındaki yukarı yönlü hareket büyüme dinamiklerini zayıflatacak. Türkiye çok yakın birkaç yıllık deneyimi içinde faiz oranlarında birkaç yüz baz puanlık ayarlamayı yapıp sonra onu koşullar normale döndüğünde yeniden geri çekmeyi başarmıştır. Aynı şey 30 Mart'a kadarki bu yüksek tansiyon sürecinde Fed kararları da dikkate alınarak yeniden yaşanabilir. Ben şahsen Merkez Bankası'ndan faiz artırımı olmasa bile inovatif para politikası yaklaşımı ile yeni bir mekanizma üretileceğini de bekliyorum.
Merkez Bankası faizi artıracak mı?
Merkez Bankası bugün ara Para Politikası Kurulu toplantısı yapacak, karar geceyarısı açıklanacak.