Mersin'de 'Uluslararası İlişkiler ve Suriye Gerçeği' Paneli

Mersin'de 'Uluslararası İlişkiler ve Suriye Gerçeği' Paneli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, 15 gün önce Mısır'ın Kahire kentinde 'Arap Ligi' toplantısının yapıldığını hatırlatarak, "Toplantıda 'Suriye'ye askeri müdahale yapılmamalıdır' maddesine bütün Arap ülkeleri imza attı ama ne yazık Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti o maddenin altına imzasını atmadı. Boynumuz bükük toplantıdan ayrıldık" dedi.

CHP Mersin Akdeniz İlçe Örgütü Bilim ve Kültür Platformu tarafından Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayında 'Uluslararası İlişkiler ve Suriye Gerçeği' adlı panel düzenlendi.

Panele CHP Mersin milletvekilleri Aytuğ Atıcı ile Vahap Seçer, CHP Hatay Milletvekili Ali Ediboğlu, Galatasaray Üniversitesi öğretim üyeleri Özgür Mumcu ile Mehmet Karlı konuşmacı olarak katıldı.

CHP Mersin İl Genel Meclisi üyesi Ali Erdinç'in yönettiği panelde konuşan CHP Akdeniz İlçe Başkanı Ünal Uyar, 8 ay öncesine kadar hükümet tarafından 'kardeş ülke' olarak ilan edilen Suriye'ye ye karşı söylemlerin bir anda değişmesine bir anlam veremediklerini söyledi.

1 yıl önce Suriye ile yapılan protokoller gereği vize uygulamasının ortadan kalktığını hatırlatan Uyar, "Bundan 8 ay önce ülkeler arası ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılıyordu. Mersin'den Halep'e tren seferleri ucuz bir fiyatladüzenlenerek iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi, bağların yeniden güçlenmesi sağlanıyordu. Mersin Limanı'ndan Laskiye Limanı'na turizm işbirliği protokolleri imzalanarak seferler yapılmaya başlanmıştı" diye konuştu.

AK Parti Hükümetine seslenerek konuşmasına devam eden Uyar, "Peki ne oldu da ne değişti de düne kadar kardeş olduğumuz Suriye ile bugün düşman olduk. Eğer din ekseninden, din kardeşliğinde kardeşliğimiz var ise, Irak'ta ki 1,5 milyon insanın ölümüne, emperyalizm eksenli devletlerin insan katliamına neden ses çıkarmadınız? Onlar suçsuz yere öldürürken, onlarca kadının tecavüze uğradığı sürede hiç mi din kardeşliği, insanlık duygularınız ortaya çıkmadı?" şeklinde konuştu.

Bir yıl öncesine kadar Suriye ile Türkiye ilişkilerinin çok iyi geliştiğini, ticarette, turizmde, kardeş şehir gibi birçok ortak protokoller imzalandığını aktaran Vahap Seçer ise, Türkiye'nin Suriye üzerinden yaptığı ticarete dikkat çekti. Türkiye'nin, Suriye'ye yakın 10 ülkeye ticaret yaptığını kaydeden Seçer, "Bu 10 ülkeye yaptığı ihracatla 10 milyar dolar civarında gelir sağlıyor. Bu 10 milyar doların yaklaşık 1,5 milyar dolarını Suriye üzerinden kara yolu taşımacılığı ile yaptığı ihracatla kazanıyor.Suriye ile kriz başlamadan önce Suriye'de toplam ticaret hacmimiz 2,5 milyar dolar civarlarındaydı. Türkiye yaklaşık olarak 1,8 milyar dolar ihracat yapar olmuştu. Türkiye'nin bu yıl içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların başında dış ticaret geliyor. Türkiye tarihinin en yüksek cari açığını verdiği dönemleri yaşıyor. Türk şirketleri de 1 milyar dolar civarlarında yatırım yaptılar. Suriye krizi çıkmadan önce Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler her iki tarafında istediği düzeye gelmişti. ArtıkOrtadoğu'da sorunumuzun olmadığı komşumuz kalmadı. Bu yüzden Sayın Başbakanı akli selime davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Türkiye en önemli komşularından birinin Suriye olduğunu vurgulayan Seçer, şöyle devam etti; "Tarihi, kültürel bir takım ortak yönlerimiz var. 1. Dünya Savaşı'ndan önce aynı imparatorluğun çatısı altında ortak kaderi paylaşmışız. Türkiye'ye kara sınırı en uzun olana komşu ülke Suriye'dir. Yıllarca ilişkilerimiz istenilen düzeyde olmamıştır. Suriye ile aramıza terör olayları dolayısıyla 500 kilometrelik mayın döşemiştik. Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen 2000'li yılların başından bu yana Türkiye Suriyeilişkilerinde önemli mesafeler kat edildi."

"SURİYE HALKI DEĞİŞİM VE DEMOKRASİ İSTİYOR"
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da konuyu, 'Suriye sorununa Suriye'den bakış, Suriye sorununa emperyalist güçlerin açısından bakış, Suriye'nin sorununa Türkiye'den bakış' başlıkları altında değerlendirdi. Suriye halkının diktatör rejimden çıkarak demokrasi istediklerini söyleyen Atıcı, "Suriye'de şiddet var mı? Var. Suriye demokratik bir şekil de mi yönetiliyor? Hayır. Peki ne oldu da kardeşler birbirini öldürmeye başladı.

Esad döneminden önceki dönemlerde de aynı anayasa vardı, aynı şekildeyönetiliyordu ülke ama insanlar kardeşçe yaşıyordu. Bu yönetim şekli diktatörlük yönetimi midir? Evet. Bu rejim değişmeli midir? Evet. Suriye'ye demokrasi gelmeli midir? Evet. Ama bunu isteyenlerinde yüzünün olması gerekir. Bütün dünyayı sömüren emperyalist güçler tıpkı Afganistan'a yaptıkları gibi, tıpkı Irak'a yaptıkları gibi demokrasi getirme sevdasını Suriye'ye taşıyacaklar ise, hayır. Demokrasinin bir tane tanımı var mıdır? Yok. Demokrasinin sözlük anlamı her yerde aynıdır. Anlama baktığımızda iseher ülkede, her kesimde, her bölgede farklı olduğunu görüyoruz. Yani Türkiye'de ki demokrasi anlayışı ile Fransa'da ki demokrasi anlayışı aynı değildir" şeklinde konuştu.

Suriye'ye getirilecek demokrasiyi orada yaşayan insanların belirlemesi gerektiğinin altını çizen Atıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Suriye'de bir sorun başladığında CHP milletvekilleri olarak Suriye'ye gittik. Orada yöneticiler ile halkla konuştuk. Burada gördük ki Suriye halkı değişim istiyor. Suriye'de insanlar daha demokratik yaşamak istiyorlar ve bu isteklerini de dile getiriyorlar. Demokrasiyi isteyen insanların yanında sadece ve sadece Suriye'yi karıştırmak isteyen insanlar da var. Ama Suriye halkıkardeşçe yaşamak istiyor. Hepsi 'biz Türkiye ile kardeştik, ne oldu bize' diyorlar. Arap baharına Tunus'tan başladılar. En kolay lokmadan başladılar diktatörleri devirmeye. Tunus'ta, Libya'da ve Mısır'da yönetimleri devirmek zor olmadı. Suriye'ye kadar dünyada özellikle doğu ülkelerinden pek kimsenin sesi çıkmadı. Ne zaman Suriye'ye geldi doğudaki ülkeler ses çıkarmaya başladı, emperyalistlere 'dur' demeye başladılar. Çünkü Suriye kristal konumda bir ülkedir."

"TÜRKİYE SURİYE SORUNUNDA DIŞ GÜÇLERİN KUKLASI OLDU"
Türkiye'nin Suriye sorununda dış güçler tarafından kukla gibi kullanıldığını ileri süren Atıcı, "Bundan 15 gün önce Mısır'ın Kahire bölgesinde 'Arap Ligi' toplantısı yapıldı. Orada Arap ülkeleri birçok kararlar aldılar. Bu kararlar içinde bir madde bizim boynumuzu büktü. 'Suriye'ye askeri müdahale yapılmamalıdır' maddesine bütün Arap ülkeleri imza attı ama ne yazık Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti o maddenin altına imzasını atmadı. Biz orada muhalefet olarak bulunmamıza rağmen boynumuz bükük Türkiye'yedöndük" ifadelerine yer verdi.

CHP Hatay Milletvekili Ali Edipoğlu ise Arap Baharı ile insanların kandırıldığını, bu yolla insanların sokağa dökülmeye itildiğini savunarak, "Arap Baharı ile daha demokratik, daha reform vaatlerle sokağa dökülen halka emperyalistler tarafından yardımlar yapılarak mevcut diktatörlerin devrilmesi sağlanmıştır. Antiemperyalist kimlikte olmayan hiçbir halk hareketi devrimi gerçekleştiremediğinin çok örneklerini gördük. Emperyalistler bu kaoslarla çok uzun yıllardır devletlerinde liderlik yapanlarıdevirdiler. Bu yapılan bütün çalışmalar 'Büyük Ortadoğu' projesinin bir parçasıdır" dedi .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile