Mersin'deki Depremzedelere Psikolojik Ilk Yardimda Bulunuluyor

Mersin'deki Depremzedelere Psikolojik Ilk Yardimda Bulunuluyor

Kahramanmaras’ta yasanan ve 10 ili etkileyen depremden milyonlarca insan psikolojik olarak da olumsuz etkilendi. İçel Büyüksehir Belediyesinde görev yapan psikologlar da hem depremi yasayan hem de yayin organlarindan takip edenlerin yasadigi psikolojik travmalar konusunda alinabilecek önlemleri anlatti.

Sosyal Hizmetler Dairesi Baskanliginda psikolog olarak görev yapan Özlem Özkan, deprem bölgesinde olanlarin, deprem sonrasi yasanan gelismeleri televizyon ve sosyal medyadan takip edenlerin yasadigi psikolojik travma sürecinde yapilabilecekler konusunda önerilerde bulundu. Deprem bölgesinden İçel’e gelenlere psikolojik destek sagladiklarini ifade eden Özkan, “İçel Büyüksehir Belediyesinin, deprem bölgesinden gelen vatandaslarimiz için açtigi barinma yerlerinden birisi Erkek Ögrenci Yurdumuz. Burada 36’si 18 yas alti olmak üzere toplamda 141 depremzedemiz bulunmakta. Bu vatandaslarimizin barinma, beslenme ve temizlik ihtiyaçlarini karsilamalarina yardimci olurken, ayni zamanda doktorlarimiz düzenli olarak saglik kontrollerini de yapiyorlar” dedi.



“Psikolojik ilk yardimlarda bulunuyoruz”

Deprem bölgesinden gelenler için psikolojik ilkyardimda bulunduklarini da kaydeden Özkan, “Depremin etkilerini bir nebze de olsa hafifletebilmek için bizler psikolojik ilk yardimlarda bulunuyoruz. Psikoterapi yapamiyoruz, çünkü bunun için uygun ortam ve kosullarin olusmasi gerekiyor. Ama psikolojik ilkyardim, zaten su asamada yapilabilecek en dogru yöntem” ifadelerini kullandi.

“Çocuklarin depremin etkilerini atlatabilmeleri için oyun oynamalari gerekiyor”

Özkan, depremi yasayan yetiskinlere ve çocuklara nasil yaklasilmasi gerektigini anlatarak, “Yetiskin bireylerimizi özellikle empatik bir sekilde dinlemek, onlari yargilamamak ya da abartili telkinlerden kaçinmak çok önemli. Çocuklarimiz için de burada yasam alani olusturmaya çalisiyoruz. Çünkü bir müddet burada misafirimiz olacaklar ve onlar için oyun odasi hazirladik. Çocuklarin, depremin etkilerini atlatabilmeleri için oyun oynamalari gerekiyor. Özellikle legolarla oynayabilirler, bol bol oyun oynamalarina müsaade ediyoruz” diye konustu.

Ailelerin çocuklara karsi tutumunun da önemli oldugunu vurgulayan Özkan, “Bu anlamda ailelerimizi de bilgilendiriyoruz. Anne babalarimiz çocuklarimizla temas halinde olmali, onlara sarilmali, güvende olduklarini, kendilerinin yanlarinda olduklarini hissettirmeleri gerekiyor. Bu sekilde çalismalar yapiyoruz” seklinde konustu.



“Duygulari bastirmak ileride çok daha büyük sorunlara yol açabilir”

Insanlarin duygularini bastirmamasi, oldugu gibi yasamasi gerektigine dikkat çeken Özkan, “Su asamada asiri uyarilmislik mevcut oldugu için aslinda hepimiz depremle alakali tedirginlik içindeyiz ve korkuyoruz. Biz bunlara travma sonrasi stres belirtileri diyoruz. 4-5 hafta kadar ya da çok daha uzun bir müddet bunlarin yasanmasi çok olasi. ‘Ben bu duygulari atlatamayacak miyim, hep böyle mi geçecek’ seklinde panik içerisinde olmasinlar. Insanlarin olabildigince, duygularini yasamalarina izin vermeleri gerekiyor. Bunlar anormal bir durum karsisinda verilen normal tepkiler aslinda. O yüzden duygularimizin akmasi gerekiyor. Kendimize müsaade etmemiz gerekiyor. Çünkü duygularimizi bastirmak, ileride çok daha büyük sorunlara yol açabilir” dedi.



“Çocuklarin depremle ilgili sorularini geçistirmemeliyiz”

Çocuklarda, yas gruplarina göre depremin uygun bir dille ve somut olarak anlatilmasi gerektiginin önemine vurgu yapan Özkan, söyle devam etti; "Özellikle çok küçük yas gruplari zaten durumu anlayamayacagi için onlara sevgimizi hissettirmemiz ve normal rutinlerimize devam etmemiz yeterli olacaktir. Ama biraz daha büyük yas gruplarina, örnegin 4-5 yas grubuna depremi biraz daha somut olarak, bazi materyaller kullanarak anlatmamiz gerekiyor. Bu gruplardan daha büyük yasta olanlar da zaten depremin bilincinde olduklari için telkinlerden kaçinalim ama olabildigince onlari da rutinlerine döndürmeye çalisalim. Sorduklari sorulari geçistirmeyerek ya da ‘geçti, bitti’ demeyerek aktarmaya çalisalim.”

“Abartili telkinlerde bulunmaktan kaçinmaliyiz”

Depremzedelerle empati kurulmasinin önemli oldugunu aktaran Özkan, bazi cümlelerin kurulmamasi gerektigini belirtti.

Özkan, “Insanlarimiz bir depremzede ile karsilastiklarinda, onlara, ‘bu senin kaderinmis, ya da çok sükür sen yasiyorsun, su anda buradasin, her sey çok güzel olacak, toparlanacagiz’ gibi söylemlerde bulunmamalari gerekiyor. Bunlarin tam tersine onlari anlamaya çalismak, sadece dinlemek ya da ‘senin için ne yapabilirim?’ gibi sorular sormak, kendilerini aktarmalarini saglayacaktir. Abartili telkinlerde bulunmaktan kaçinmaliyiz” ifadelerini kullandi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile