İçel’de geçen hafta yaşanan sel felaketi en fazla tarım alanlarını vurdu. Özellikle örtü altı üretim yapılan seraların sel suları altında kaldığı bölgelerde çiftçiler çaresiz. Metrekareye 177 kilogram yağmurun düştüğü 29 Aralık 2016 günü sadece merkez Akdeniz ilçesinde 43 bin 600 dekar, Tarsus ilçesinde de 90 bin 877 dekar tarım alanı sel sularına gömüldü. Tarsus’a bağlı mahallelerde hasarın büyüklüğü, adeta denize dönüşen alanlarda sel suları altında kalan seralarla gözler önüne serildi. Yoğun olarak örtü altı kabak ve patlıcan üretimi yapılan Tarsus’un Özelbahşiş, Kulak, Köselerli, Atalarlı ve Hasanağa mahallelerinde derinliği yer yer 1,5-2 metreye kadar ulaşan sel suları altında kalan seralardaki ürününü kurtarabilmek için çabalayan çiftçiler, çareyi tekne ve kayıklar ile büyük varillerden oluşturdukları sandal benzeri araçla hasat yapmakta buldu. Kimi yerlerde tamamen sel sularına gömülen seralarının içine girerek kabak ve patlıcan toplamaya çalışan çiftçiler, yetkililerden çözüm bekliyor.
“Yaklaşık 30 bin dönüm arazi şu anda suyun altında”
Özelbahşiş Mahallesi’nde sular altında kalan 106 dönümlük serasında kayık ve kendi yaptığı ilginç araçla yağmur altında patlıcan ve kabak toplamaya çalışan çiftçi Bilal Tekerlek, İHA muhabirine yaşadıkları zorlukları anlattı. 51 yaşında olduğunu ve bu süre içerisinde mahallelerine 17 defa irili ufaklı sel geldiğini söyleyen Tekerlek, yaklaşık 30 bin dönüm seranın sel suları altında kaldığını ifade etti.
Çiftçi Tekerlek, her sel felaketinde yetkililerin gelip geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini ve ‘yapacağız’ deyip hiçbir şey yapmadıklarını ifade etti.
Özelbahşiş’te 4 dönem muhtarlık yaptığını ve o dönemlerde sel felaketine karşı ‘Kuşatma Kanalı’ adlı bir proje geliştirdiğini, bu projesinin Devlet Su İşleri (DSİ) 6. Bölge Müdürlüğünde bulunduğunu anlatan Tekerlek, “Bizim burada yaklaşık 30 bin dönüm arazi suyun altında şu anda. Kuşatma Kanalı projem gerçekleşmiş olsaydı bu arazilerde hiç su kalmazdı. Deniz buradan 2,5 kilometre ileride. Buralara döşenecek borularla suyu denize aktarabiliriz bu projeyle” dedi.
Seralardaki suyun tahliyesi için kullanılan pompaların 1968 veya 1969 yılındaki teknolojiye sahip olduğunu vurgulayan Tekerlek, “21. asırdayız ama hala o ilkel pompalarla su aktarılmaktadır. Buradaki suyu tahliye etmemiz, hiç yağmur yağmazsa yaklaşık 35-40 günümüzü alıyor” diye konuştu.
“Devletten para değil, yeni teknoloji pompa istiyoruz”
Devletten para değil, 21. yüzyılın teknolojisine sahip pompa istediklerini söyleyen Tekerlek, “Biz devletten para istemiyoruz, yardım da istemiyoruz. Bize bir gram yardım edin demiyoruz. Hepimiz bankalara borçluyuz. Benim bankalar ve komisyoncular dahil yaklaşık 500 bin lira borcum var. Borcumu ödesin demiyorum, devletten bir lira yardım da istemiyorum. Devlet bizim borcumuzu affetsin, bankadaki borçlarımızı silsin demiyoruz. Sadece bize insanca yaşayabilmemiz için 21. asra uygun teknolojide pompalarımızı, elektriğimizi sağlasınlar” ifadelerini kullandı.
Şu anda sel suları altında kalan 30 bin dönümlük tarım arazisinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını söyleyen Tekerlek, “Alüminyumlu süzgeç bir toprağa sahip. Özelbahşiş’in 5 bine yakın nüfusu var, dışarıdan da 15 bina yakın göç geliyor ve bu insanlara iş imkanı sağlıyor bu topraklar. Şimdi bu selden herkes etkileniyor” şeklinde konuştu.
Burada yetişen ürünlerin devlet için de büyük bir gelir kaynağı olduğunu dile getiren Tekerlek, özellikle Özelbahşiş, Kulak, Köselerli, Atalarlı ve Hasanağa mahallelerinde zararın çok büyük olduğunu söyledi.
Bu selin devlete de çok büyük zararı olduğunu belirten Tekerlek, şöyle devam etti:
“Çünkü Rusya’ya sebze sektöründe en fazla ihracat yapılan ürün yeşil kabaktır. Özelbahşiş ise kabağı ile çok ünlüdür ve Rusya’ya ihraç edilen kabağın yüzde 80’den fazlası Özelbahşiş’ten elde ediliyor. Devlet de büyük gelir kaybına uğruyor.”
“Tüm seralarımız su altında kaldı”
Yağan yağmur altında seralarının arasında tekneyle gezen çiftçi Necati Karakuş da, 30 dönüm kabağının tamamının sel suları altında kaldığını belirterek şunları söyledi:
“Tekneyle seralarımız arasında gezerek suyu kontrol ettik. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok şu anda, elimiz, kolumuz bağlı. Çünkü 1 metrenin üzerinde su var. 30 dönüm seramızın sadece işçiliği 20 bin lira yapar. Tohumu, mazotu bunun dışında. Kabak, patlıcan ve biber ekili seralar arasında gezdik. Buralarda yaklaşık 1,5 metre su var. Hepsi suyun altında kaldı.”
Yetkililerin duyarlı olmasını ve çiftçiye yardım etmesini istediklerini dile getiren Karakuş, bu zararın tüketiciye de yansıdığını belirterek, “Şu anda kabak piyasada 4,5 lira, 100 lira dahi olsa bizde kabak kalmadı. Bu da tabi ki tüketicinin cebine yansıyacak. Patlıcan 3 lira. 10 lira olsa ne yazar, hiçbir şey kalmadı ki. Ürün yok. Bizim Çukurova’da ürün kalmadı” dedi.
Mersinli Çiftçilerin Seralarda Tekne Ve Kayıkla İmtihanı
İçel’de 29 Aralık 2016 günü yaşanan sel felaketinde 136 bin 604 dekar tarım arazisi sular altında kalan çiftçiler, adeta denize dönüşen seralarına tekne ve kayıklarla ulaşabiliyor.