Mesanesinden Misket Büyüklüğünde 35 Taş Çıktı

Kocaeli'de, idrar yolunda yanma şikayetiyle hastaneye başvuran 90 yaşındaki hastanın mesanesinden misket büyüklüğünde 35 taş çıktı.

Kocaeli'de yaşayan 90 yaşındaki Vahap Doğru, idrar yolunda yanma şikayetiyle Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne müracaat etti. Yapılan ultrason taramasında Doğru'nun mesanesinin taşla dolu olduğu anlaşıldı.

Üroloji uzmanı Prof. Dr. Cüneyd Özkürkçügil ve ekibi tarafından yapılan yarım saatlik cerrahi operasyonda, Doğru'nun mesanesinden misket büyüklüğünde 35 taş çıkarıldı.

Özkürkçügil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanın çok basit şikayetlerle kendilerine müracaat ettiğini belirterek, yaptıkları tetkiklerde idrar kesesinin neredeyse taşla dolu olduğunu tespit ettiklerini söyledi.

Yaklaşık 40 dakika süren cerrahi müdahaleyle hastanın idrar kesesinden 35 taş çıkardıklarını dile getiren Özkürkçügil, "Yapılan ameliyat aslında bir ürolog için son derece basit bir cerrahi girişim ama bu kadar fazla taşın idrar kesesinde varlığı ve çok belirgin şekilde şikayet yapmaması çok ilginç. Şu anda hasta gayet iyi, sağlığı da yerinde." diye konuştu.

Özkürkçügil, daha önce çok taş çıkardıklarını ama neredeyse idrar kesesinin tamamını dolduran bu büyüklükte ve miktarda taşla karşılaşmadığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Bu taşlar daha çok kalsiyum taşlarına benziyor. Ülkemizde de daha çok Karadeniz Bölgesi'nde taş hastalıklarını daha fazla görüyoruz. Belirgin bir sebep söylemek mümkün değil. Sebebi belli olanların oranları çok düşük. Çok fazla çay, süt, yoğurt ve süt ürünleri tüketenlerde taş olasılığının fazla olduğunu biliyoruz. Bu, 'İnsanlar süt içmesin, yoğurt yemesin.' demek değil. Her gün bir tas yoğurt yiyorsa ve taş öyküsü varsa bu bir risk ama ıspanağın yanında bir tas yoğurt yemenin veya kahvaltıda çay içmenin hiçbir önemi yok. Rahatlıkla insanlar bunları tüketebilir."

Taş düşüren insanlarda 5 yıl içinde yüzde 75 oranında tekrar taş oluştuğuna dikkati çeken Özkürkçügil, hiçbir şikayet yapmasa bile her yıl mutlaka ultrasonla kontrol edilmesi gerektiğini aktardı.

Cüneyd Özkürkçügil, şikayet veren değil, şikayet vermeyen taşların önemli olduğunu belirterek, "Bunlar daha tehlikeli ve böbrek hasarı daha güçlü. Eğer bunlar tedavi edilmezse böbreklerini kaybederler ve sonunda diyaliz hastası olurlar." ifadelerini kullandı.