Mescid-İ Aksa'ya Yönelik İhlaller

AMMAN - Ürdün hükümeti, İsrail'e, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya baskınlar gerçekleştirmesi için güvenlik ve kolaylık sağlamaktan vazgeçme çağrısında bulundu.

Ürdün Hükümet Sözcüsü Muhammed el-Mumini, yaptığı yazılı açıklamada, "Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlar yapan Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi tarafından koruma altına alınmalarını reddediyoruz. Bu tutum tüm Müslümanların mukaddesatına saldırı mahiyetinde olup, duygularına karşı bir provokasyondur" ifadelerini kullandı.

Yahudi yerleşimcilerin Aksa'ya yönelik bu saldırganlığının 1994 yılında iki ülke arasında imzalanan barış anlaşmasının ve uluslararası hukukun açık ihlali olduğuna vurgu yapılan açıklamada, Ürdün Kralı Abdullah'ın, Kudüs'te Müslüman ve Hristiyanların kutsal değerlerinin korunmasıyla ilgili talimatına "sıkıca" bağlı kalacakları belirtilerek, "Bu ihlalleri durdurmamız için tüm diplomatik ve yasal araçları almaya devam edeceğiz" ifade edildi.

-Mescid-i Aksa'nın statüsü

İsrail, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs'ü 1967 yılında işgal etti. Bu tarihten itibaren 2000 yılına kadar, Ürdün'e bağlı Mescid-i Aksa Vakfı, Harem-i Şerif'in yönetiminde tek söz sahibi oldu. Müslüman olmayan turistlerin Aksa'nın avlusuna düzenledikleri ziyaretler de Aksa Vakfı'nın kontrolünde gerçekleşti.

İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesiyle İkinci İntifada patlak verdi. Aksa Vakfı, Şaron'un ziyaretine tepki olarak bu ziyaretleri yasakladı ve İsrail'in "ziyaretlerin yeniden başlaması" yönündeki taleplerini reddetti. Bunun üzerine Nisan 2003'te, İsrail hükümeti, Aksa Vakfı'nın itirazına rağmen Müslüman olmayan turistleri tek taraflı olarak Harem-i Şerif'in avlusuna almaya başladı. O tarihten bu yana Mescid-i Aksa'nın statüsü Müslümanların aleyhine bozulmuş oldu.

İsrail yönetimi 2003'ten itibaren Yahudi yerleşimcileri polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, altında daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor. İsrail yönetimi ise Aksa'nın avlusuna girmesine izin verdiği Yahudilerin burada ibadetine müsaade etmiyor.

İsrail'in her geçen gün daha fazla radikal Yahudi yerleşimciyi Aksa'ya alması ve Müslümanların girişine sınırlamalar getirmesi, Harem-i Şerif'in de tıpkı daha önce El- Halil'deki İbrahim Camisi'nde olduğu gibi Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmek istendiği yönündeki endişeleri artırıyor.

İsrail ve Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te Arabe Vadisi'nde imzalanan Ürdün-İsrail barış antlaşmasına göre, Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, Ürdün Vakıflar ve Kutsal Değerler Bakanlığı'na bağlı Kudüs Vakıflar Dairesi himayesine bırakılmıştı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile