Evimizde huzur kalmadı." diyen aileler üniversite sınavı öncesi ortaya çıkan belirsizlikten dolayı şaşkına dönmüş durumda. Ayrıca çocuklarına karşı vicdan azabı yaşıyorlar. Meslek sahibi olması için oğlunu torna-tesviye bölümüne kaydettiren Durmuş Elmas'ın şu günlerde içine düştüğü travma, bu ailelerin sıkıntısını en güzel şekilde özetliyor. Katsayı sorunu yüzünden oğlu Emre'nin okuldan soğuduğunu anlatan Durmuş Elmas, "Oğlum sürekli bize 'Neden beni meslek lisesine gönderdiniz?' diye hesap soruyor. Danıştay'ın kararı yüzünden evde kavga eksik olmuyor. Çocuklarımızın geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok. Biz aileler de sokağa dökülüp eylem mi yapalım?" sözleriyle tepkisini ortaya koyuyor. Rahime ve Vedat Özdemir çiftine kulak verdiğimizde de benzer bir hikâye ile karşılaşıyoruz. Rahime Özdemir, meslek lisesine giden oğlu Mehmet'in psikolojisinin bozulduğunu belirtiyor. Meslek lisesine yazdırdığı için oğlunun kendisine kızdığını söyleyen Vedat Özdemir ise Danıştay üyeleri ile İstanbul Barosu'ndaki avukatları ellerini vicdanlarına koymaya davet ediyor.
İncirli Meslek Lisesi'ne yazdırdıkları oğulları Mehmet'in bu durumdan dolayı kendilerini suçladığını söyleyen Rahime Özdemir, "Danıştay'ın kararı yüzünden evimde huzurum kalmadı. Oğlum, kendisini meslek lisesine yönlendirdiği için eşime tepki gösteriyor." diye konuşuyor. Eşinin, oğullarını meslek sahibi olsun diye bu liseye gönderdiğini bildiren anne Özdemir, oğlunun "Meslek lisesi okursam üniversite okumamı beklemeyin." diyerek bu okula gitmemek için direndiğini belirtiyor. Özdemir, katsayı meselesinin gelgitleri yüzünden evlatlarının psikolojisinin bozulduğunu vurguluyor. "Bir oğlum var. Mühendis olmak istediği için lisede de bunun eğitimini alsın istedim. Lisede elektrik bölümüne verdim ancak çok pişman oldum." ifadelerini kullanan Vedat Özdemir, sorunun mutlaka aşılması gerektiğini vurguluyor. Baba Özdemir, "Danıştay üyeleri ve İstanbul Barosu'ndaki avukatlar ellerini vicdanlarına koysunlar. Çocuklarımıza ikinci sınıf insan muamelesi yapmasınlar." çağrısında bulunuyor. Babasına kızgın olan Mehmet ise katsayı sorunu düzelmezse okulu bırakacağını söylüyor. Lisede elektronik bölümünde okuduğu halde sistem değişmezse üniversitede bu eğitimi devam ettirmesinin mümkün olmayacağını aktaran Mehmet, "Emek harcamama rağmen üniversite okumama engel olunacaksa, hakkım yenecekse neden çabalayayım?" diye soruyor.
Torna tesviye işiyle uğraşan Durmuş Elmas da oğlu Emre'yi kendi mesleğini devam ettirmesi için torna tesviye bölümüne kaydettirmiş. Katsayı sorunu netleşmediği için oğlunun okuldan soğuduğunu anlatan Elmas, Danıştay'a tepki gösteriyor: "Oğlum sürekli bize neden meslek lisesine gönderdiniz, diye hesap soruyor. Danıştay'ın kararı yüzünden evde kavga eksik olmuyor. Huzurumuz kalmadı. Çocuklarımızın geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok. Biz aileler de sokağa dökülüp eylem mi yapalım?" İşveren olarak eleman bulmakta sıkıntı çektiğine değinen Elmas, Danıştay'dakilerin önce meslek liselerini, sonra sanayi bölgelerini gezerek karar vermesi gerektiğinin altını çiziyor. Derslerinde başarılı olduğunu belirten Emre ise şöyle konuşuyor: "Katsayı sorununun çözüleceğine inandım. Babamın da isteğini kırmayarak meslek lisesine yazıldım. Ancak Danıştay'ın bu kararı çözmeye niyeti yok. Üniversiteye girişimiz engelleniyor. Danıştay'a olan öfkemi istemeden de olsa babamdan çıkarıyorum."
Sınavda herkes eşit olmalı
Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik: Katsayı uygulaması doğru değil. Sınav yapılan bir sistemde herkes eşit olmalı. Hiçbir öğrenciye sınırlama getirilmemeli. Katsayı kararının iptal edilmesi şekil ve zamanlama itibarıyla uygun değil. Her şey olmuş bitmiş, çocuklarımız sınav için kendilerini hazırlamış. İptal kararıyla her şey değişiyor. Çocukların psikolojisi açısından uygun değil. Bu konuları eskiden hep YÖK düzenliyordu, şimdi ise öğrenciler, muhataplarının kim olduğunu bilmiyor.
Önyargılarla hareket ediliyor
Muş Alparslan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Osman Özcan: Danıştay, işin hukuki yönüne bakmıyor. Kararını vermiş, 'nasıl bir düzenleme yaparsanız yapın biz buna karşıyız' diyor. YÖK canla başla çalışıyor. Konsensüs gerekiyor. İnatlaşmayı bir kenara bırakıp yola devam etmek gerekiyor. Hedefte imam-hatipliler var ama onlardan daha büyük bir mağdur kitle var. Çocuk istediği kadar kabiliyetli olsun, 15 yaşında verdiği bir karara mahkûm oluyor. Danıştay, alanının dışında bir karara imza atıyor. Akıllar bir kenara bırakılmış, önyargılarla hareket ediliyor. İleri görüşlülükle verilmiş bir karar değil.
Toplum vicdanıyla bağdaşmıyor
Yükseköğretim Kurulu Ulusal Öğrenci Konseyi Başkanı Sinan Kartal: Bu karar toplum vicdanı ile bağdaşmıyor. Gençlerin birçok alanda yapılan yenilik ve gelişmelere rağmen mağduriyetleri devam ediyor. Burada çarpıcı olan bu sınavla yakından uzaktan alakası olmayan bir kesimin mahkemeye başvurması. Bu katsayı düzeltmesinden mağdur olan bir kesim olmazken yapılan düzenlemeyle yıllardır olduğu gibi mağduriyetler devam edecektir. Bu sınav sistemindeki sıkıntılar öğrenciler üzerinde özellikle istedikleri bölümü kazanamamalarından dolayı birçok psikolojik soruna neden oluyor.
Karar işsizlik ateşini körükler
Eskişehir Girişimci Sanayiciler ve İşadamları Derneği Genel Koordinatörü Muhammet Nebi Yıldızbaşı: İş dünyasının ara eleman ihtiyacını karşılayamamasının en büyük nedeni kalifiye meslek liseli mezununun olmayışı. YÖK'ün on yıldan fazla süren bir zamandır yürürlükte olan hasta bir uygulamayı, rehabilite etmesi, işadamlarını memnun etmişti. Fakat Danıştay'ın YÖK'ün bu kararını iptal etmesi, bizleri derinden üzdü. Türkiye'nin geleceği büyük zarar görüyor. Bu karar, ülkemizdeki işsizlik ateşini körükler.
Mesleki eğitime darbe vuruyor
Sakarya Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği Başkanı Hasan Alişan: Karar, mesleki eğitime büyük bir darbe indirdi. Meslek liselerine karşı yapılan haksız uygulamalar, Türkiye'nin geleceğini karartmaya başladı. Geçen ay yaptığımız bir anket mesleki eğitimin ne kadar yetersiz kaldığını ortaya koydu. Sektör, kalfa ve çırak bulmada büyük sıkıntı çekiyor. Eleman ihtiyacının meslek liselerinden karşılanma oranı sadece yüzde 15,66. İşyeri sahipleri eleman ihtiyacını yüzde 84 oranında mesleki eğitim almamış kişilerden karşılamaya mecbur kalıyor.
Gençlerin geleceği söz konusu
İzmir Genç İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Timuroğlu: Uzun yıllar katsayı engeliyle meslek lisesi mezunlarının yüksek öğrenim hakları kısıtlandı. Sonuçta meslek liselerine ilgi azaldı ve meslekli, eğitimli toplum ideali yara aldı. Adaletsizliği giderme adına YÖK'ün yeni katsayı düzenlemesinin yürütmesinin durdurulması sadece meslek liselerine değil, Türk eğitimine ciddi yaralar açar. Konu ideolojik değerlendirmelerin dışında, meslek liselerinde okuyan yüz binlerin geleceği olarak ele alınmalı.
Yargı, yürütmeyi engelliyor
DİYANET-SEN Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar: Danıştay'ın kararı, 28 Şubat süreci uygulamalarının hâlâ devam ettiğini ve katsayı adaletsizliğinin adeta yargı korumasına alındığını düşündürüyor. Danıştay, önceki kararlarında katsayının belirlenmesinde YÖK'ün yetkili olduğunu ilan etti. Şimdi kendisini YÖK'ün yerine koyarak katsayıyla ilgili karar alıyor. Bugünkü tablo, yargının yürütmeye müdahale ettiğini gösteriyor. Bu durum yargıya olan güveni zedeliyor.
Öğrenciler kargaşadan bunaldı
Hür Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Taşdemir: Öğrenciler, tüm dikkatini üniversite sınavına vermişken, katsayı kararına ikinci durdurma, talebelerin moral ve motivasyonunu bozuyor. Acilen katsayı kararı Danıştay'ın elinden alınmalı, siyasal iktidar kanuni değişiklik yapmalı. Yılan hikâyesine dönen katsayı konusu, gerek öğrenciler, gerekse eğitimciler arasında huzursuzluk oluşturdu. Katsayı kararına ikinci durdurma, mesleki ve teknik eğitim öğrencilerinin geleceğini karartmıştır. Öğrencilerimiz artık bu karmaşadan bunaldı.
Meslek liselilerde huzur kalmadı
Danıştay'ın katsayı düzenlemesini ikinci defa iptal etmesi, çocuklarını meslek lisesine gönderen aileleri derinden etkiliyor.