MGK Toplantısı
Bildiriden: 'Son günlerde Türk siyasetçi ve devlet adamlarına karşı bazı Avrupa ülkelerinde muhatap hükümetlerce sergilenen uluslararası hukuk kurallarına ve diplomatik teamüllere aykırı tutum ve davranışlar ile bu kapsamdaki İslam karşıtı ırkçılık faaliyetleri değerlendirilmiştir. Devletimizin fiziki saldırılara maruz kalan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun müdafaası hususunda alınabilecek tedbirler müzakere edilmiştir' 'Ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak, DEAŞ terör örgütünün ülkemize yönelik tehdit ve saldırılarını önlemek, yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönüşlerine imkan vermek ve Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde huzur ve güven içerisinde yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak maksadıyla yürütülen harekatın başarıyla sonuçlandığı ifade edilmiştir' 'Suriye ve Irak'ta DEAŞ terör örgütü ile mücadelede PKK/PYDYPG terör örgütü unsurlarının kullanılmasının, bölgede huzur ve güven ortamının tesisine katkı sağlamayacağı, bilakis orta ve uzun vadede yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep olacağı bir kez daha kaydedilmiştir. Bölgedeki tüm terör örgütleri ile etkin şekilde mücadele eden Türkiye'nin terörist olarak ilan ettiği gruplara, müttefiklerimizin para, silah, askeri malzeme desteği vermesinin dostane ilişkilerimizi zedeleyeceği özellikle vurgulanmıştır'
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantının ardından yayımlanan bildiride, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik her türlü risk ve tehdide karşı hukuk çerçevesindealınan tedbirlerin, FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, terör örgütlerinekarşı yürütülen mücadele ile dönem içinde düzenlenen terör eylemlerinin toplantıda kapsamlıbir şekilde görüşüldüğü kaydedildi.
Terörle mücadeleye yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla devam edileceğinin bir kez daha vurgulandığı belirtilen bildiride, 'Son günlerde, Türk siyasetçi ve devlet adamlarına karşı bazı Avrupa ülkelerindemuhatap hükümetlerce sergilenen uluslararası hukuk kurallarına ve diplomatikteamüllere aykırı tutum ve davranışlar ile bu kapsamdaki İslam karşıtı ırkçılıkfaaliyetleri değerlendirilmiştir.Devletimizin ve fiziki saldırılara maruz kalan vatandaşlarımızın hak ve hukukununmüdafaası hususunda alınabilecek tedbirler müzakere edilmiştir.' ifadesi kullanıldı.
Bildiride, 16 Nisan 2017'de yapılacak halk oylamasının, huzur ve güven ortamıiçerisinde gerçekleştirilmesine yönelik tedbirlerin de toplantıda gözden geçirildiği belirtildi.
Suriye ve Irak'ta yaşanan siyasi, askeri ve insani gelişmeler hakkında Kurul'a bilgisunulduğu aktarılan bildiride, şu ifadelere yer verildi:
'Ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak, DEAŞ terör örgütünün ülkemize yönelik tehditve saldırılarını önlemek, yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerinedönüşlerine imkan vermek ve Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde huzur ve güveniçerisinde yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak maksadıyla yürütülen harekatınbaşarıyla sonuçlandığı ifade edilmiştir.Suriye ve Irak'ta DEAŞ terör örgütü ile mücadelede PKK/PYD-YPG terör örgütüunsurlarının kullanılmasının, bölgede huzur ve güven ortamının tesisine katkısağlamayacağı, bilakis orta ve uzun vadede yeni sorunların ortaya çıkmasına sebepolacağı bir kez daha kaydedilmiştir.
Bölgedeki tüm terör örgütleri ile etkin şekilde mücadele eden Türkiye'nin teröristolarak ilan ettiği gruplara, müttefiklerimizin para, silah, askeri malzeme desteğivermesinin dostane ilişkilerimizi zedeleyeceği özellikle vurgulanmıştır. Suriye'de iç savaşın oluşturduğu mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla gereken insaniyardım ihtiyacının acilen çözülmesi için oluşturulacak terörden arındırılmış bölgelere, buraların gerçek sahiplerinin yerleştirilmesinin, huzur ve güvenortamının tesisi bakımından şart olduğunun altı çizilmiştir.'
Barış ve huzurun bir an evvel tesis edilmesi için Suriye ile ilgili taraflar arasındasürdürülen barış sürecinin en üst seviyede desteklendiği belirtilen bildiride, 'Bu çerçevede, bölgeyi dini, mezhebi ve etnik temelde çatışma, rekabet ve kaosasürüklemeye çalışan terör örgütlerinin ve onları kullanan odaklarınengellenmesinin, ülkemiz ve insanlık için hayati önemi haiz olduğu vurgulanmıştır.' denildi.
- 'Oldubittilere kesinlikle izin verilmeyecek'
NATO bağlamında, Karadeniz ve Ege'deki son gelişmeler hakkında da Kurul'a bilgisunulduğu ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi:
'Ege Denizi'ndeki ihtilaflar ile ülkemizin Ege'deki meşru ve hayati hak ve menfaatleri,son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler doğrultusunda, kapsamlı olarakdeğerlendirilmiştir.Ülkemizin Yunanistan'la Ege Denizi'ndeki tüm sorunlarının, iyi komşuluk ilişkileritemelinde ve yapıcı diyalogla çözülmesi yönündeki tercihi yinelenmiş; ancak oldubittilere kesinlikle izin verilmeyeceği belirtilmiştir.Karadeniz'in güvenliğinin teminatı kapsamında, Montrö Sözleşmesi'nden doğan hak vemenfaatlerimizi, bölgesel sahiplik ilkesi doğrultusunda her platformda savunmayadevam edeceğimiz bir kez daha teyit edilmiştir.NATO'nun daha güçlü ve problem çözücü bir yapıya kavuşturulması için, Türkiye'ninüzerine düşen görev ve sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirme kararında olduğukaydedilmiştir.'
Kıbrıs meselesine de değinilen bildiride, 'Kıbrıs meselesine çözüm bulmak amacıyla Cenevre'de yürütülen görüşmelerin, KıbrısRum kesiminin aldığı 'Enosisin kutlanması' kararına Türk tarafının haklı tepkisiüzerine kesintiye uğradığı hatırlatılarak müzakerelerin tekrar başlamasının ancakRum tarafının güven tesis edici adımlar atmasıyla mümkün olacağı vurgulanmıştır. Ada'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunmasının, eşit ortaklık anlayışınınözümsenmesiyle mümkün olabileceği belirtilerek Rum tarafının oyalama/zamanayayma gibi davranışları terk ederek artık net ve yapıcı bir tavır koyması gerektiğininaltı çizilmiştir.' ifadeleri kullanıldı.