MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz: “Bunun Adı Uludere Sendromu”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz: “Bunun Adı Uludere Sendromu”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, “Dün Uludere olayı üzerinden baskı altına alınan güvenlik görevlilerinin müdahalede geciktikleri canlı bombalar Kayseri'de eylem yaptılar. Bunun adı Uludere sendromudur” dedi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Durmaz, Isparta’da partisinin Belediye Kültür Sarayı’nda yapılan 10. İl Kongresi’ne katıldı.

Kongrede Divan Başkanı seçilen Sadir Durmaz’ın başına Isparta gülü serpildi. Durmaz yaptığı konuşmada, Uludere olayına ve Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde bir polisin şehit olduğu terör eylemine dikkat çekti.

Uludere’de 35 vatandaşın yanlışlıkla bombardımana tabi tutularak hayatlarını kaybettiğini belirten Durmaz, “Uludere'de yaşanan olaylara insan olarak elbette üzüldük, Allah rahmet eylesin ama ertesi gün genel başkanımızın yapmış olduğu bir değerlendirmeyi sizlerin takdirine sunmak isterim. O gün Genel Başkanımız dedi ki, ‘Devlet gereğini yapmıştır. Açıkça kaçakçılık yaptıkları orta yerde olanların tabi oldukları bu olay onların yaptıkları eylemlerin sonucudur.’ Hantepe’de, Çukurca'da çoban zannedilerek müdahale edilmeyen teröristlerin kaç vatan evladının toprağa düşmesine sebep olduklarını hepimiz biliyoruz. Bu şartlar altında kaçakçılığın PKK terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarını teşkil ettiğini birlikte değerlendirdiğimizde devlet gereğini yapmıştır, bir kez daha olursa bir kez daha yapmalıdır. Dün Uludere olayı üzerinden baskı altına alınan güvenlik görevlilerinin müdahalede geciktikleri canlı bombalar Kayseri'de eylem yaptılar. Allah esirgesin çok büyük sıkıntıların olmasını bir kahraman vatan evladı engelledi . Ona buradan Allah'tan rahmet diliyorum. Bir vatan evladı canını feda ederek oradaki birçok insanın canını kurtardı. İşte bu Uludere sendromudur. Milletin üzerinde böyle bir sendrom oluşturursanız, 94 kilometre bu araç aranmadan buraya gelirse en son bu işleri yaparlar. Onun için herkes söylediklerine çok dikkat etmelidir” dedi.

“CANI SIKILDIKÇA GÖMLEK DEĞİŞTİRENLERDEN DEĞİLİZ”
Zorunlu eğitimde yapılan kanun değişikliğinde komisyonlarda parti sözcülerine söz verilmediğini kaydeden Durmaz, “Kavgalı bir oturumdan sonra önergelerimiz işleme konulmadı. Yeterince tartışılmadan Meclis gündemine geldi. 1977 yılına ait ülkücü dergisini göstermek istiyorum. Başbuğumuz bu dergide ‘Ortaöğretimde Kur’an dersi okutulmalı’ diyor. Genel Başkanımız ‘Samimiysen, içtensen, yüreğin varsa gel imam hatip liselerinin orta kısmını güç birliği yaparak açalım. Biz buna hazırız’ diyor. Bu önergeyi biz verdiğimizde AK Parti reddetti. 1977 yılında söylenen söz MHP’nin iradesiyle gerçek oldu. Başbakan bizi çelişki içinde olmakla suçluyor. Biz canı sıkıldıkça gömlek değiştirenlerden değiliz. Dün ne diyorsak bugün de aynısını söyleriz. Biz, Isparta’da da, Ankara’da da, Diyarbakır’da da aynı şeyi söyleriz. Bizim dilimiz sürçmez. Sizin gibi gömleğimizin önünde AB, ardında ABD bayrağı yok. Bizim gömleğimizin önünde al yıldızlı al bayrak, ardına üç hilalli bayrak var. Başbakan, başkanlık sistemi meselesinde Genel Başkanımızın tavrına karşılık Başbuğumuzun Dokuz Işık kitabına atıfta bulunarak bizleri çelişki içinde olmakla suçluyor. Eğer sen Dokuz Işık’ı tüm kapsamıyla anlayabilseydin bugün milli üniter yapıyı zedeleyen, açılım denilen yıkım projelerinden vazgeçmen gerekirdi” dedi.

“SİLİVRİ’DE BAŞKA, HABUR’DA BAŞKA HUKUK”
Son dönemde adalet duygusunun AK Parti ile itibarsızlaştırıldığını savunan Durmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Adaletin olmadığı yerde zulüm başlar. Bundan dolayı biz referandum sürecinde ne dediysek bugün haklı çıktığımız ortada. AK Parti kendi yargısını oluşturmak istiyor. ‘Üstünlerin hukuku’ diyerek iş başına gelen AK Parti, kendi hukukunu yerleştirmiştir. Habur’da başka, Silivri’de başka hukuk uygulanıyor. Deniz Feneri’nde başka, MHP’li belediyelerde farklı hukuk uygulanıyor. Genel Başkanımız ‘Bölücü unsurlarla müzakere değil mücadele etmelisiniz’ demişti. Başbakan bu ifadelere ‘Bunu söyleyip ispat edemeyen namussuz şerefsiz demişti’. Ancak daha sonra Başbakan bunu kendi ağzından itiraf etmek zorunda kalmadı mı? MİT Müsteşarı’nın yargılanmaması için özel yasa çıkarmadı mı? Sayın Başbakan Kayseri meydanındaki sözleriniz orada asılı duruyor ya onu alıp keseceksiniz ya da MHP’den özür dileyeceksiniz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile