Mhp Grup Başkanvekili Vural'ın Basın Toplantısı

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Deniz Feneri davasının yargının bağımsız ve tarafsız olup olmadığını ortaya koyacak bir turnusol kağıdına dönüştüğünü belirterek, "Artık Deniz Feneri`nin arkasında varsa eğer örgüt bağlantısı, siyasi bağlantılar; bunların hepsinin açığa çıkartılması artık yargının namus borcu haline gelmiştir, hükümetin namus borcudur" dedi.

Vural , TBMM`de düzenlediği basın toplantısında , Deniz Feneri davasının eski savcıları hakkındaki iddianamenin tamamlanmasını değerlendirdi . Vural , Deniz Feneri`nin çok sıcak olduğunu ve `dokunanın yandığını` belirterek , " Fener değil , cehennem topu gibi bir şey " dedi . Deniz Feneri davasının çok önemli ve takip edilmesi gereken bir konu haline geldiğini belirten Vural , " Deniz Feneri hakkında daha ortada iddianame ve dava yok ama savcılar konusunda dava hemen açıldı . Bu ne hız . Yargıyı hızlandırma reformuadı altında demek ki savcı ve hakimler konusundaki hızlandırmadan Adalet Bakanı bahsediyormuş . Nerede kaldı bu Deniz Feneri? İki yıldan bu yana Bülent Arınç`ın levye olarak kullanılmasıyla Kozmik Oda`ya kadar giden suikast iddiası halen soruşturma safhasında , 2 . 5 yıla yaklaşıyor . Deniz Feneri kaç yıl oldu bilmiyorum . Aydınlanması gereken bir Deniz Feneri davasıyla karşı karşıyayız . Pişmiş tavuğun başına gelmemiştir bu savcılar ve hakimler konusundaki yaklaşımlar " diye konuştu

Davanın uluslararası mercilerde dile getirildiğini ancak Türkiye`de bu konuda bir iddianame olmadığını ifade eden Vural , " İçeride bulunanları da istedikleri zaman da salıveriyorlar . Bugün artık Deniz Feneri davası yargının bağımsız ve tarafsız olup olmadığını ortaya koyacak bir turnusol kağıdına dönüşmüştür . Artık Deniz Feneri`nin arkasında varsa eğer , örgüt bağlantısı , siyasi bağlantılar ; bunların hepsinin açığa çıkartılması artık yargının namus borcu haline gelmiştir , hükümetin namus borcudur " dedi . ÖĞRENCİ MECLİSLERİ Vural , AK Parti`nin öğrenci meclislerine müdahale ettiğini belirterek , meclis gündeminin demokrasiye aykırı olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlendiğini söyledi . Vural , " Sevsinler sezin demokrasinizi . İşte bu zihniyet , öğrencilerin kendi gündemlerini kendilerinin belirlemesini bile hazmedemeyen ileri demokrasinin bir örneği . İşte kel başa şimşir tarak . TBMM`de ne uyguluyorsun ki , öğrenci meclisinde ne uygulayacaksın? TBMM`de muhalefetin sesini kısıyorsun " şeklinde konuştu

" Ey AKP bu öğrenci meclisine siyaset bulaştırmaktan vazgeç " diyen Vural , şöyle devam etti : " Kalkıp öğrenci meclisinin seçilmiş meclis başkanlarına aylık teklif edip AKP`ye üye yaparsanız , `şu kadar lira para veririz` diyerek bu öğrencileri kendi pis , kısır siyasetine alet etme . Her şey cüzdan ve para değildir . Nedir bu yaklaşım ya? Ve maalesef Türkiye`de bazı öğrenci meclisi temsilci ve başkanlarına AKP`nin gençlik kolları diyor ki , `sana şu kadar para veririz , partimize üye yaparsan da kişi başına şu kadar para veririz` . Şu zihniyete bakar mısınız ya . Parayla irade ve öğrenci arayan birzihniyet . Otel odalarında öğrencileri sıkıştırıp , kendi adaylarınıza oy vermeleri için baskı aracı olarak kullanmayın , uyarıyorum sizi . " " ULUDERE`DE İSTİHBARAT OLMAMASI DA BİR ZAFİYET DEĞİL MİDİR? " Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Vural , Uludere olayında istihbaratın ABD`den mi yoksa İsrail`den mi geldiğine yönelik tartışmalarla ilgili bir soru üzerine , bu konuda adli ve idari soruşturmanın başladığını hatırlattı . Vural , " Bütün bunların açığa çıkartılmasını istiyoruz . Türkiye maalesef milli güvenliğini , istihbaratını , terörle mücadelesini ABD`nin inisiyatifine terk etmiş durumdadır . `Siz terörle mücadele ediyorsanız , ABD`nin anlık istihbaratına dayanarak , ne kadarını ne zaman nasılverdiklerini ya da kiminle paylaştıklarını bilmeden Türkiye`nin milli güvenliği korunamaz` demiştik . Türkiye muhakkak kendi istihbarat kaynaklarına dayalı olarak gerçekleştirmesi lazım " diye konuştu

Olayda gerçekten bir istihbarat zafiyeti olup olmadığına dair soruların hükümet tarafından cevaplandırılması gerektiğini vurgulayan Vural , " MİT bu konuyla ilgili bir istihbaratın olmadığını söylemişti . Bu da ayrı bir garabet . Böyle bir önemli konuda , Türkiye`nin de bir istihbaratı yok ise , ne yaparlar bunlar . Orada olup bitenlerle ilgili bir istihbarat oluşturulmamışsa , bu işten sıyrılmak bu kadar kolay mıdır? Sorulması gereken husus ; `bu istihbaratı kimler topluyor , kimler yönlendiriyor , böyle birhareketlilik konusunda istihbarat yok ise bu da bir zafiyet değil midir?` diye sormamız gerekiyor . Türkiye`nin terörle mücadelesi elbette uluslararası işbirliğin gerektirir , ama öncelikle kendi bilgi kaynakları ile stratejisi ile mücadele etmesi ve bu konuda dışa bağımlı olmaktan kurtulması gerektiğini düşünüyoruz " dedi

2 Eylül mağduru ülkücülerin kendisini ziyaretinin hatırlatılması üzerine de Vural , ülkücülerin mağduriyeti konusunu her zaman gündeme getirmeye devam edeceklerini söyledi . Vural , " 12 Eylül darbeci zihniyeti ile , bugün darbeci Recep Paşa zihniyeti ile de mücadele edeceğiz . Bu milletin milli egemenliğini , milli kültürünü ve milliyetçiliği suç alanı haline dönüştüren herkesten hesap soracağız , ülkücü hareket olarak " ifadelerini kullandı

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile