Vural, "Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan niye Kara Harp Okulu'nun, GATA'nın mezuniyet törenine gider? Torbalı Meslek Yüksek Okulu'na niye gelmiyorlar? Bir taraftan sivilleşme diyorlar diğer taraftan askeri kullanmak için her türlü ortama giriyorlar" dedi
Vural, TBMM'de basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kürt yazar ve politikacı Kemal Burkay'ın Türkiye'ye gelişini ve ardından yaşananları değerlendiren Vural, şöyle konuştu: "Türkiye'ye neleri hazmettirmek için geldiği ve hükümetin hangi politikalarını Türk milletine sunmak için geldiği ortaya çıkıyor. Yoldaşı Ertuğrul Günay ile kankası egemen Bağış bakanlıklarda kabul etmişlerdi, büyük bir devlet adamı olarak. Şimdi kalkıp bu kişinin 'ayrıbayrak, ayrı yönetim, bunları yapalım' demesi hükümetin nasıl bir kişiye ve nasıl bir politikaya destek olduğunu, onlara karşı nasıl hamiyetperver olduğunu göstermesi bakımından da son derece ilginç gelmiştir. Bütün bu gelişmelerden acaba boynunu büküp, milletin içerisine çıkamayacak olanlar var mı? zannetmiyorum, ama bunları yüzlerine vurmaya devam edeceğiz." BDP'NİN KONGRESİ REZALET Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, BDP'nin dünkü kongresine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi: "Rezalet. İşte, 'bu partinin gelmesi gerekir, bunlarla ilişki kurulması gerekir' Kiminle ilişki kuracaksın? Adamların ne istediği belli zaten. Başkentin göbeğinde oluyor da zaten, Diyarbakır'da kongreleri ayrı toplanıyor, yok meclisleri grupları ayrı toplanıyor. Türkiye'de nerede hukuk var? Bu kervan yürür. Kim ne derse desin Türkiye bu zırvalara teslim olmaz. Herkes bunu böyle bilsin.Kalkmışlar üç beş tane adam, bunları söylüyor. Sen kimsin be? Ama asıl önemlisi o teröristbaşının posterleriyle, demokratik özerklik isteyenlerin olduğu bir Türkiye'de, hükümetin ve devletin İmralı ile müzakere etmesi. Köle yatan şaşı kalkar işte." Vural'a, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Deniz Feneri davası savcılarının, kanunları ihlal ettikleri için görevlerinden alındıklarına ilişkin açıklaması hatırlatıldı. Bunun üzerine Vural, şöyle konuştu: "Türkiye'de bağımsız ve tarafsız yargı kalmamıştır zaten. Hiçbir yargıç, hiçbir savcı endişesiz bir şekilde görevini yapacak durumda değildir. 3 bin 500 savcı ve hakimin yerleri değiştirilmiştir. Soruşturmalar, atamalar, görevden almalar Bugün HSYK Sadullah Ergin'in atama makamı haline dönüşmüştür. Ben savcı ve hakimlerden yer değiştirme ve atama konusunda güvence istiyorum. Bugüne kadar bir takım savcılar hakkındaki şikayetleri görmezden gelenlerin ucu kendilerine dokunduğu zaman, belli bir konuda hemenadım atmış olmaları Türkiye'de bu konularla ilgili hukuka aykırı davranan savcılar olduğunu itiraf etmesi, Türkiye'de hükümetin hukuku hangi noktaya getirdiği bakımından son derece enteresan.Yargıya müdahale etmeyin diyorlardı, ne oldu? Yürütme müdahale ediyor. Ucu kime dayanıyor? Türkiye'de hiçbir savcı ve yargıcın yürütmenin baskısından ari olduğunu düşünmüyorum." SİVİLLEŞME TARTIŞMALARI AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in açıklamalarıyla başlayan sivilleşme tartışmaları ile ilgili bir soru üzerine Vural, kendine has üslubuyla şunları kaydetti: "Çocuğu var mı bilmiyorum ama herhalde Hüseyin Çelik çocuğunu askere göndermeye gerek de görmeyecek. Yani Türkiye'de sürekli silvilleşme ne yapacaksınız? Herhalde Genelkurmay Başkanı mı olmak istiyor Hüseyin Çelik. Birisi de dese, 'sivil Genelkurmay Başkanı neden olmuyor, askerliğimizi yaptık'. Kara Kuvvetleri Komutanı da Bülent Arınçyaparlar. Dışarıdan atarlar. Madem sivilleşme, askerler ellerine silah almasınlar ne gerek var?" Bu kavramların muhtevadan yoksun olduğunu düşündüğünü anlatan Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun amacının da Türkiye'de asker-sivil üzerinden bir siyaset oluşturmak amacıyla uydurma öneriler olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanı 'normalleştik' diyor. Bunlar daha normalleşmek için bunları yapmak istiyor. Birileri de kalkar bunu söyler. Ellerinde Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi de var. Askerin sivilleşerek, silah taşımasını engellemek. Madem Türkiye'de sıfır sorun var. Yorgo kardeşin, BarzaniKeko mudur nedir? Kak mıdır, mak mıdır? O zaman asker sivilleşsin, gerek yok ya. Peki bütün bunları yaparken ben size bir soru soruyorum: Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan niye Kara Harp Okulu'nun, GATA'nın mezuniyet törenine gider? Torbalı Meslek Yüksek Okulu'na niye gelmiyorlar? Bir taraftan sivilleşme diyorlar, diğer taraftan da askeri kullanmak için her türlü ortama giriyorlar. 'En büyük asker benim' diye. Nasıldı bilmiyorum. Kasımpaşa'da kantincilik yapıyordu Sayın Başbakan ama. Yani şimdi birtaraftan sivilleşme diyor diğer taraftan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı Harp Okulu'nun, GATA'nın mezuniyet töreninde arz-ı endam ediyorlar. Bugüne kadar gördünüz mü hepsi bir arada; sivil bir lisenin, meslek yüksek okulunun mezuniyet töreninde. Sivilleşeceksen orada sivilleş" ASKERİ UÇAKLAR DA TEPEDEN BAKIYOR Askerlerin TBMM locasında askerlerin vekillere tepeden baktıkları için yer almamaları ile ilgili haberin hatırlatılması üzerine de Vural, şunları söyledi: "E bütün vatandaşlar oraya çıktığında tepeden bakar. Allah akıl fikir versin. Yabancı elçiler geliyor, yabancı elçilerin tepesinde duruyorsun da, bu milletin askeri şu ya da bu şekilde orada oluyorsa, yani bunu bir gerekçe olarak sunmak nasıl olabilir. Gerçekten akıllarını peynir ekmekle yemişler herhalde. O zaman askeri uçakların da hava sahamız üzerinden geçmesini yasaklamak gereku endişesiz bir şekilde göiyor. Tepeden bakıyorlar. O zaman Allah aşkına sivilleşme, normalleşme diyoruz da, Cumhurbaşkanı'nın her kabulünde yanında yaveri var, asker var. Politikaları bitmiş, bunlar üzerinden zihni sinir fikirleri."
Mhp Grup Başkanvekili Vural'ın Basın Toplantısı
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, sivilleşme tartışmalarının Türkiye'de asker sivil üzerinden siyaset oluşturmak amacıyla uydurma bir tartışma olduğunu söyledi.