Mhp’li Uzunırmak Aydın’daki Seçim Atmosferini Değerlendirdi

Mustafa Savaş’ın Özlem Çerçioğlu ile seçim arifesinde birbirlerini eleştirmeyelim diye centilmenlik anlaşması yaptığı iddialarını değerlendirerek konuşmasına başlayan Uzunırmak, “Bir insanın ve siyasetçinin ömrü centilmenlikle geçmesi kanaatini taşıyorum. Yani seçim döneminde geçici bir anlaşma yapılmasını bir siyaset insanı olarak daraltılmış buluyorum. Biz siyaset insanları olarak her zaman rekabet içerisinde ve toplumla yüz yüze olan insanlarız. Bu yüzden seçim dönemi için yapılan bu durumu lüzumsuz görüyorum. Medenice her safhada eleştiri olabilir ve medenice her zaman birbirimizle görüşme olabilir. Ama benim hayatımda prensip edindiğim bir nokta vardır o nokta da bir kimse hakkında bir fikir beyan ederken yarınlarda hiçbir zaman yüzyüze bakamayacak duruma gelmemektir. Konuşmalar sadece seçim dönemi değil bir ömür boyunca centilmenlik içinde olmalıdır. Ama eleştiri mutlaka olacaktır. Sorgulanmamış bir hayat yaşanmış sayılmaz. Eğer icraatlarınız, görüşleriniz, davranışlarınız rakipleriniz tarafından sorgulanırsa eleştiri, kendiniz tarafından sorgulanırsa nefis muhasebesi demektir. Eğer insan nefis muhasebesi yapmaz ve rakipleri tarafından haklı eleştirileri dikkate almazsa onun hayatı sürdürülebilir olmaz. Öyleyse medeni çizgiler içerisinde eleştiri olacaktır. Biz eleştirilerimizi nefsimiz için değil de kamu ve halk adına bir mücadeleye soyunmuş insanlar olarak halk adına bu eleştirileri yapacağız. Gerekli eleştirileri dillendireceğiz ve sosyal katmanların ihtiyaçlarına verilen sözlerin neler olup olmadığını sorgulayacağız” dedi.

Özlem Çerçioğlu’nun 2009 yılında hazırlamış olduğu seçim kitapçığındaki sunulan vaatlerin hangilerinin yapılıp yapılmadığını ve hangilerinin değiştirildiğini açıklayan Uzunırmak, “2009 yılından 2014 yılına geldiğimizde Sayın Başkan’ın verdiği bu vaatlerden hangisini gerçekleştirip gerçekleştirmediğini bunlardan kaç tanesini gerçekleştirdiğini, kaç tanesini kenarından bile geçmediğini, bunlar varken başka daha hoş gelebilecek daha kolay kandırabileceği projeleri halka takdim ederek gündem değiştirdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu dönemde vaat edilenlerle yapılanların farklı olup olmadığını sorgulamazsak karar alacak insanları etkileyemez ve onları doğruya yönlendiremeyiz” ifadelerini kullnadı.

“SEÇİM BİLDİRGELERİ BİR SİYASETÇİ İÇİN ANAYASA OLMALIDIR”
Kitapçıkta vaat edilen otogarla bugünkü yapılan otogar arasında büyük farklar olduğunu vurgulayan Uzunırmak, “Biz bunları medenice sorgulamazsak yarınımızı nasıl teminat altına alacağız? Bugün de vatandaşımız gelecek projelere ve umuda oy verecekse eksik ve yanlış gerçekleşenleri gördüğünde yeni vaat edilenlere vatandaş nasıl inanacak? Oluşturulan kitapçıklarla halkı doğru aydınlatalım. Vaat edilmeden yapılanlar var. Oysa ki seçim bildirgeleri bir siyasetçi için anayasa olmalıdır. Önce vaat edilenler gerçekleştirilmelidir. Eğer vaat edilenlerin dışında bir şeyleri gerçekleştirme hevesine kapılıyorsa vaat ederken o zaman o problemin varlığını bilmiyor demektir. Toluma nüfuz etmiş demek değildir. Bu, karşısına çıkan bilmediği o probleme karşı rota değiştirmek demektir. O zaman yetkin bir siyasetçi değil anlamına gelir. Ben Ali Uzunırmak olarak bir Aydın sevdalısı olarak medeni, ölçülü, işin sosyal ve teknik yönlerine tesadüf eden eleştirilerim mutlaka olacaktır” şeklinde konuştu.

“ŞEHRİN KALBİ BİR KEZ DAHA HANÇERLENMİŞ OLUR”
Yapılacak olan önemli yatırımlarda muhataplarla görüşülmesi ve bilgi alınması gerektiğini savunan Uzunırmak, sözlerine şöyle sürdürdü: “Zafer meydanı projesi ile ilgili olarak Sayın Başkan orayı bir kongre merkezi yapacağım diye vaat ediyor ve ihaleye çıkacağını beyan ediyor. Seçime üç ay kala şehrin kalbi olan bir yerinde yapılacak olan planlama mutlaka Aydın’ı ve o bölge halkını yakından ilgilendiriyor. Orada yapılacak olan yatırımın ve şekillendirmenin mutlaka bölge halkıyla ve sivil toplum örgütleriyle beraber ve ortak akıl yürütülerek yapılması kanaatini taşıyorum. Eğer öyle olmazsa şehrin kalbi bir kez daha hançerlenmiş olur. Seçime üç ay kala böyle büyük yatırımlarla ilgili önceden vaat edilmemiş, tartışılmamış büyük yatırımlarla ihaleye çıkmanın ahlaki olduğu kanaatini taşımıyorum. Toplumun ortak mutabakatı sağlanarak, büyük projeler önceden muhataplarıyla tartışılmalı ve olgunlaşarak ihaleye çıkılmalıdır”
“ELEŞTİRİRKEN VE SORGULARKEN ALTERNATİFİNİ KOYAN BİR SİYASET İZLEYECEĞİZ”
Aydın’da yapılan yatırımların ve olan gerçeklerin medenice sorgulanarak halkın aydınlatılması gerektiğine değinen Uzunırmak, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Aydın’da yapılan birçok alandaki faaliyet muhatabı olan sivil toplum örgütleriyle ve basınla hiç tartışıldı mı? Örneğin 4,5 senede Belediye Başkanı kaç defa basın mensuplarıyla sorulu cevaplı basın toplantısı düzenledi? Şehrin mimar mühendisleri, şehir plancıları, esnaf odaları gibi birçok kuruluşlarımızla ilgili problemlerin çözümü için kaç defa toplantı düzenledi? Eğer ortak akıl ortak yönetimden bahsedilecekse muhtarlarla kaç defa toplantı düzenlendi? Bu şehrin eğitimcileri ile kaç defa toplantı düzenlendi? Bunlar doğru sorgulanmalıdır. Sorgulama demek mutlaka çamur atmak değildir. Ne sorgulanan bundan endişe etmeli ne de sorgulayan metotsuzca, kusura meyil etmelidir. Zaten bunlar yapılmazsa siyasetin anlamı kalmaz. Onun için biz eleştiren ve sorgulayan ama alternatifini koyan bir siyaset izleyeceğiz. Örneğin; bugün balık halinin durumu hiç sorgulanmıyor. Eğer oradaki o yatırım yerinde ve tekin bir yatırım olmuş mudur? Bu şehrin imkanı doğru değerlendirilmiş midir? Orada yapılması için başka yatırımlarda önerildi fakat balık hali diye ısrar edildi. Bugün balık halinin durumuna bakıp, geldiği hali gördüğümüzde balık halinin tel tel döküldüğünü görüyoruz. Bu balık haline ne kadar yatırım yapıldı, bugünkü getirisi nedir, fizıbıl olmuş mudur? gibi sorularla basın mensupları bunları sorgulamalıdır. Bu şehrin bir gerçeği var onu da gazeteciler aydınlatır”