Şiddetli ve günlük hayatı etkileyecek düzeyde hissedilen migren ağrısına, bulantı, kusma ve ışık, ses ile koku hassasiyeti de eşlik edebildiğini bildiren Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Songül Turğut, hastada aynı zamanda uyuşma ve geçici felçler de gelişebileceğinin kaydetti.
Dr. Songül Turğut, "Çocuklarda karın ağrısı ve bulantı ön plandadır. Migren, psikolojik sıkıntılara neden olabilir ve iş kayıpları meydana getirir. Atak esnasında hastaların yüzde 90’ı işini sürdüremez. Açlık, uykusuzluk, stres, bazı yiyecekler, hava değişimleri, lodos gibi bazı tetikleyici faktörler mevcuttur. Ancak migrenin tedavisinin mümkün olduğu unutulmamalıdır. İlaç tedavisi, yan etkileri kilo, saç dökülmesi, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklar oluşabilir. Bu nedeniyle ve bazı kronikleşmiş hastalar için seçenek olmaktan çıktığında migren ağrılarına çok önemli bir tedavi alternatifi ’nöralterapi’dir" dedi.
"Enjeksiyon yöntemi: Nöralterapi" nasıl uygulanır?
Nöralterapi, lokal anestezik ilaçlarla yapılan enjeksiyon yöntemi olduğunu belirten Dr. Turğut, baş ağrıları, migren, bel-boyun-sırt ağrıları başta olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde yıllardır tek başına ya da diğer yöntemlerle birlikte tercih edildiğini söyledi.
Dr. Turğut, “Batı tıbbının uzun yıllardır kullandığı bir teknik olup, anestezik madde cilde iğnelerle uygulanır. Kişiye göre değişse de genellikle hastaya 72 saat aralıklarla ortalama 3 seans uygulanır. İğnelerin ciltte kalış süresi 15-20 dakikadır. Tamamlayıcı tedavi şeklinde ilaç tedavisiyle birlikte uygulanabileceği gibi bir başka seçenek olarak nöralterapi sırasında ilaç bıraktırılabilir. Bu tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir. Nöralterapi çocuk ve yaşlılar dahil olmak üzere her hastaya uygulanabilir. Çok düşük lokal anestezik içerir, iz bırakmaz, ağrılı değildir (sadece enjeksiyon sırasında ağrı hissedilebilir), antibakteriyeldir. Hastanın yaşam koşulları ve tedaviye alınan cevap önemlidir. Her hastada hastanın değerlendirmesini takiben kişiye özel planlama yapılır" diye konuştu.
Nöralterapi sonrası nelere dikkat etmek gerektiği hakkında da bilgi veren Turğut, "Vücudun asit düzeyinin düzenlenmesi için bol su içilmelidir. Hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı, dengeli beslenilmelidir. Çok çay ve kahve tüketilmemelidir. Stresten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Yürüyüş ve fiziksel aktivite yaşam tarzı haline getirilmelidir" şeklinde konuştu.
Nöralterapinin de akupunkturun da tamamlayıcı tıbbın bir parçası olduğunu belirten Dr. Turğut, akupunkturun vücutta belli noktalara uygulandığını, ancak nöralterapi Batı (Almanya), akupunktur ise Doğu (Uzak Doğu) tıbbı çıkışlı olduğunu belirterek, uygulamada vücutta tedavinin uygulandığı noktaların farklılık gösterdiğini bildirdi.
Nöralterapi, akut ve kronik birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını hatırlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Songül Turğut, "Migrenin yanı sıra küme baş ağrıları, trigeminal nevralji, fibromiyalji, bel-boyun-sırt ağrı ve fıtıkları, yüz felci, vertigo ve karpal tünel başta olmak üzere ağrı tedavileri ile nörolojik hastalıklarda; hormonal bozukluklar, romatizma, tiroid gibi diğer hastalıklarda kullanılır" ifadesini kullandı.
Migrende Yeni Ve Etkin Tedavi Açıklaması 'Nöralterapi'
Nöroloji Uzmanı Dr. Songül Turğut, migrenin sıradan bir baş ağrısı olmayıp ağrının 4-10 saatten 3 güne kadar sürebildiğini belirterek, "En yaygın sorun migrende, cilde anestezik maddenin iğneyle uygulanmasını içeren nöralterapiyle çözüm mümkün" dedi.