İyi hissetmek ise kimi zaman genel cerrahi uygulamaları ile kimi zamansa basit dokunuşlarla mümkün oluyor.
Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi doktorlarından Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, yüzü canlandırmak amacıyla ameliyatsız yapılabilecek medikal olan ve olmayan çeşitli yöntemler olduğunu belirterek, "Medikal olmayan yöntemler cilt bakımı başlığı altında toplanır ve genellikle kısa süreli canlanma sağlar. Medikal yöntemler ise mezoterapi, dolgu tedavileri, lazer tedavileri, PRP ve peeling uygulamaları başlıklarından toplanır" dedi.
ORTA DERİ TEDAVİSİ MEZOTERAPİ
İlk kez 1952 yılında bulunan ve günümüze kadar geliştirilen Mezoterapi; Mezodermden gelişen deri orta katmanına özel olarak hazırlanan vitamin ve minerallerden oluşan ilaçların, çok ince uçlu iğnelerle enjekte edilmesiyle hedef bölge tedavisinin yapılmasıdır. Doç. Dr. Erdem Güven, “Mezoterapi, medikal amaçlı; romatizma tedavisi, akut ve müzmin ağrı tedavisi, spor yaralanmaları gibi durumlarda kullanıldığı gibi saç dökülmesini önleme, bölgesel incelme, selülit tedavisi, cilt gençleştirme ve sıkılaştırmada da kullanılmaktadır” diyor.
Mezoterapi uygulaması selülit ve bölgesel incelme amaçlıysa haftada 1, cilt gençleştirme amaçlıysa 3 haftalık aralıklarla 3-4 seans olarak yapılıyor. En önemli avantajları lokal koşullarda ayaktan tedavi şeklinde uygulanması ve yan etkisinin azlığı olarak görülüyor. Tedavi, 18 yaş sonrası her yaştaki kadın ve erkeğe uygulanabiliyor. Ayrıca, menstrüasyon ve emzirme dönemlerinde uygulanmasında bir sakınca bulunmuyor.
Mezoterapi’nin dünya çapında özellikle saç dökülmesini önlemede ve saçları canlandırmada sıklıkla tercih edildiğini belirten Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi doktorlarından Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven; “ İlk aşamada saç dökülme nedenleri araştırılır ve altta yatan bir neden tespit edilirse tedavi yoluna gidilir. Mevcut kıl köklerinin beslenmesi için vitamin, kan dolaşımını düzenleyiciler, elastin, kollagen yapımını artırıcı, keratin yapısında birçok etken maddeden oluşan bir kokteyl enjekte edilir. Kişinin problemine göre uygulama prosedürü hazırlanır. Genellikle ilk ay haftada bir, ikinci ay iki haftada bir ve daha sonra 3-4 hafta aralıklarla 6-8 seans kadar uygulanabilir. Saçtaki değişiklikler ise 2-3 seanstan sonra fark edilebilir” dedi.
Cilt mezoterapisinde amaç cildi beslemek, canlandırmak, parlaklık sağlamak, sıkılaştırmak, ince kırışıklıkları gidermektir. Bu etkileri sağlamak için, bir çok vitamin, mineral ve amino asit karışımları, dolgu maddesi olan hyaluronik asit içerikli ürünler, Somon DNA’sı gibi özel etkili mezoterapi ürünleri kullanılır. Bu yöntem rahatlıkla yüz, boyun, dekolte ve ellere uygulanmakta ve kişiyi tatmin edecek başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Genel olarak 3 hafta aralıklarla 3-4 seans yeterli olmaktadır.
Yaşlanmayla birlikte deride su oranı azalır, bebeklerde yüzde 90’lara varan su seviyesi yaşlılıkla yüzde 60’lara düşer. Dolgu maddelerinin ana bileşimini hyalüronik asit denilen doğal bir protein şekeri oluşturur. Çünkü derimizin yapısında normalde bulunan Hyalüronik asit, etrafındaki nemi emer ve cildimizin nem düzeyini arttırarak genç bir görünüm sağlar. Yaş ilerledikçe cilt hyalüronik asit kaybı yaşar; kurumaya başlar ve hacim azalır. Kırışıklıklar ve kıvrımlar ortaya çıkmaya başlar. Yaşlanma sürecinde yer çekimi gibi etkenler de rol oynar. Yer çekimi cildi aşağı doğru çeker ve bunun sonucunda da kırışıklıklar ve sarkmalar ortaya çıkar.
Güven, “Dolgu tedavileri yüzü başlıca üç yoldan güzelleştirir. Deriyi canlandırır, deride gerilme oluşturur ve ayrıntıları belirgin hale getirir. Yüzümüzdeki çizgileri, kırışıklıkları ve kıvrımları azaltarak ya da gidererek, daha taze, parlak ve canlı bir yüz görünümü sağlar. Yanak ve çene bölgesinde yaşlanmayla kaybedilen hacmi geri kazandırarak deride gerginleşme etkisi yaratır. Dudakların ve dudak yanak geçişinin doğal bir şekilde yeniden şekillendirilmesiyle belirginleşmesini sağlar. Özellikle yüzümüzdeki kırışıklıkların yoğun olduğu tüm bölgelere uygulanabilir” dedi.
Minik Dokunuşlarla Gelen Gençlik
Güzelliğin tanımını tarihlere ve içinde bulunulan farklı kültürlere göre değişse de; ‘iyi hissetmek’ kavramı hep baki kalıyor.